32. Yanında olacağım, gitmeyeceğim.

2.6K 277 312
                                    

2 ay sonra...

"Haeri, biraz sakin ol bebeğim."

"Baba ama bu çok güzel." dedi küçük kız.

Aradan geçen kısa sürede iki aile birbirine fazlasıyla yakınlaşmış, sık sık birbirleriyle görüşür olmuşlardı. Kafa yapıları fazlasıyla uyuşuyor, birlikte sohbet etmekten ve vakit geçirmekten bir hayli keyif alıyorlardı. Üstelik aşağı yukarı her buluşmalarına katılan ikizler çoğunlukla buluşmanın neşe kaynağı halindeydi.

Felix bu kısa sürede iki çocuğun tartışmalarına rağmen birbirlerine ne kadar bağlı olduğunu görmüş, küçük kalplerin büyük sevgilerine şahit olmuştu. Özellikle Minsoo'nun kendisinin de küçücük olmasına rağmen Haeri'ye ağabeylik yapmaya çalışması fazla şirindi. Her zaman kardeşini korumaya çalışıyor fakat Haeri çoğunlukla yine kendi bildiğini yapıyordu.

"Kim seçti bu eşyaları?"

"Felix'le beraber seçtik." dedi Changbin. Beşiğin yumuşak kumaşına dokunmakta olan Haeri'nin yanında durup ona gülümsedi. "Çok mu beğendin?"

"Evet! Yumuşacık bu zaten. Bebek çok mutlu olacak. Ben olsam odada kalmak için sesimi bile çıkarmazdım."

"Öyle mi küçük hanım?" Seungmin alınmış gibi başını yana doğru eğdi ve kızına baktı. "Demek sen odanı beğenmemiştin de o yüzden bizi hiç uyutmadan geceler boyu ağlamıştın. Minsoo da uyanıyordu senin sesinle. Sonra ikinizi de susturmak için uğraşıyorduk."

"Üzüldün mü?" dedi Haeri. Changbin'i çok fazla umursamayıp odanın girişinde duran babasına yaklaşıp onun bacaklarına sarıldı. "Seviyorum ben odamı. Üzülme baba lütfen."

"Yani ben o zaman da Haeri yüzünden rahat edemiyormuşum. Duydun mu Felix hyung?"

"Duydum ama yine de babaların seni bir şekilde uyutmuştur." Minsoo'nun başını okşadı Felix. Minsoo, Haeri'ye göre daha sakin olduğu için onu severken biraz daha rahat hissediyordu.

"Babacığım üzülmedin değil mi?"

"Üzülmedim bebeğim şaka yaptım sadece." dedi Seungmin. Bacaklarına sarılan küçük kızı hızla kucağına alıp onun yanağını öptü. Haeri'nin Seungmin'e daha düşkün bir yapısı varken Minsoo da Chan'a biraz daha düşkündü. Gerçi gece uyuyacakları zaman evde bir ebeveynleri bile olmasa onun nerede olduğunu ve ne zaman geleceğini öğrenmeden asla uyumuyorlardı. Her ikisi de babalarını çok seviyordu.

"Babalarımız bazen biz uyumadan önce bize şarkı söylüyorlar. Siz de Arin için söyleyecek misiniz?"

"Söylesek mi acaba?" dedi Changbin. Yanında duran sevgilisinin beline sardı kolunu.

"Söyleriz, demek ki çocukların hoşuna gidiyor şarkı dinlemek." 

"Gidiyor evet, masal da anlatın ama bazen. Hep şarkı olmaz."

"Tamam öyle yaparız."

Haeri'ye gülümsedi Felix. Her iki çocuğun da kendini bu kadar rahat ifade edebildiğini ve onların sıcak bir ailede büyüdüğünü görebildiği için zaman zaman mutlu oluyordu. Buna erişemeyen çok fazla çocuk vardı. En basitinden iki örnek Changbin ve Felix sayılabilirdi. Felix'in en azından tutunacak bir dalı -annesi- vardı ama Changbin'in hiç kimsesi olmamıştı. Biraz da bu yüzden şimdi kendisinin göremediği tüm sevgiyi kızına göstermek, içinde kalan her şeyi de kızına sunmak istiyordu.

Arin, kendisi gibi şanssız bir çocuk olmayacaktı. Her zaman yanında iki babasının da olduğunu bilecek bu yüzden her zaman cesaretli olacaktı. Babalarına kendisini sevdirmek için uğraşmasına gerek kalmayacaktı çünkü babaları onu her koşulda sevecekti.

Little Star | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin