"Adamı zor durdurdum. Düşünmekten kafayı yedim resmen bir şey anlamasın diye uğraşırken daha çok öğrenmesi için uğraştım sanki. Düşünmekten beynim patlayacak gibi hissediyorum. Az kalsın doktora gidiyorduk."
Felix kendine inanmıyormuş gibi başını iki yana salladı ve elindeki elma diliminden bir ısırık aldı. Biraz olsun daha iyi hissedip derdini paylaşmak adına arkadaşlarının yanına geldiğinde Jeongin'in kendisine fazlasıyla ilgili davranacağını düşünmemişti. Normalde de beraber oturup sohbet ederler, birlikte yemek yerlerdi ancak Jeongin şimdi Felix'in hamile oluşu yüzünden ona karşı bir hassasiyet geliştirmiş, onun daha iyi olması adına sürekli olarak çabalıyor gibiydi ki gelir gelmez de Felix'in eline büyükçe bir meyve tabağı tutuşturmaktan çekinmemişti.
"Cidden diyecek bir şey bulamıyorum sana." dedi uzun olan. Arkadaşının yaptığı aptallığı dinlerken onun bunu söylerkenki ciddiyetini sorguladı çünkü bir yanı hâlâ bu olayın yaşanmamış olmasını diliyordu. "O kadar abartmana gerek var mıydı cidden? Adamın gözünde ultrason cihazı yok, anlamaz herhalde."
"Senin gözünde var mı sanki? Midem bulandığı için anladın bu yüzden o da anlar diye korktum ve panikledim."
"Ama ben deneyimliydim." dedi Hyunjin. Kolunu yanındaki sevgilisinin omzuna atıp onu kendine çekti ve Jeongin'in yanağına küçük bir öpücük bıraktı. Bunları konuşurken onun etkilenmesini istemiyordu. "Changbin'in böyle bir şeyi daha önce yaşadığını sanmıyorum."
"Yani... Yaşamamıştır herhalde."
"Felix, bu arada sen tam olarak neyden korkuyorsun?" diyerek konuyu tekrar aynı yere çekti Jeongin. Hyunjin'in kendisini bu konudan uzak tutmaya çalıştığını fark etse de o mümkün olduğunca bu olayın içinde yer almaya çalışıyordu. Arkadaşının kendisine ihtiyacı vardı ve ona yardım etmemek için bir sebep göremiyordu. Bebeğinin gidişini bir şekilde kabullenmek zorunda kaldığı için üzgün olabilirdi ama karşısındaki adam hâlâ bebeğini kucağına alma şansı olan biriydi. Bu yüzden onun yanlış bir karar almasını istemiyordu.
"Bebeği öğrenmesinden demiştim." dedi kahverengi saçlı. Kaç gündür zaten bunu anlatmıyor muydu? Bir anlığına Jeongin'in kendisini dinleyip dinlemediğini sorguladı ancak onun konuşmasıyla bu düşüncesinden vazgeçti.
"Bunu daha çok açmanı istiyorum. Bebeği istememesi senin için bir sorunsa eğer bu senin bebeği istediğin anlamına geliyor ama sen bebeği istemiyorsan ve onun isteyeceğinden korkuyorsan işler bu noktada değişir. Bu söylediklerimden hangisi sana uyuyor?"
"Bilmiyorum." diye mırıldandı Felix. Üç gün içinde iç çekmesi bir tik haline gelmiş gibi tekrar iç çekip kahverengi gözlerini karnına indirdi. Bakmaya dahi korktuğu karnıyla göz göze geldiği an sebepsizce görüşünün bulanıklıklaştığını hissetti. İçinde ağlamaya karşı büyük bir istek vardı. Belki biraz ağlasa rahatlayacaktı ama o sürekli olarak kendini sıkıyor, sanki ağlamak yasakmış gibi davranıyordu. "Onu dünyaya getirmek istersem okula gidemem. Annem de bu yaptığım şey için çok üzülür. Hem okulu bırak hem de hamile kal. Yetmez gibi bir de Changbin'in yaşını öğrenince mükemmel oğlu tarafından resmen hayal kırıklığına uğrar."
"Okulu tamamen bırakmana gerek yok ki. Bir süreliğine dondurursun, senin bölümün içinde bulunduğun durum için iyi değil zaten. Bebeğine bir zarar gelmesin."
Felix, Jeongin'i onayladı fakat kafası hâlâ çok karışıktı. Parmaklarını oynarken ellerini yavaşça karnına götürüp boğazındaki yumrunun geçmesi için yutkundu fakat bir işe yaramadı. Gözünden akmak üzere olan bir yaşı akmadan silerken Jeongin, üzgün bir yüz ifadesiyle Hyunjin'in kolunun altından çıkıp arkadaşına yaklaştı ve kollarını ona sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Star | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] Felix, sadece seks üzerine kurulu olan ilişkisinden hamile kalır ve olaylar onun hiç beklemediği bir biçimde şekillenir. -mpreg (Minsung-Hyunin-Chanmin) #skz 1 (23.04.2022) #jisung 1 (20.04.2022) #changbin 1 (06.05.2022) #changlix 2 (...