37. Kızımı getir çabuk yoksa küserim.

2.7K 294 193
                                    

"Olmaz, bırak burada bizimle uyusun lütfen. Küçücük zaten sığarız buraya."

"Hayır." dedi Changbin. Kucağında uyumak üzere olan minik kızını sallamaya devam ederken Felix bir çocuk gibi oturduğu yerden büyük bir inatla ısrar etmeye devam ediyordu. "Konu sığıp sığmamak değil biliyorsun."

"Changbin, lütfen dedim. Götürme onu, getir buraya. Benim kokuma ihtiyacı var. Uyanırsa ve duymazsak sabaha kadar ağlar dayanamam bak, çok ciddiyim. Bugün son kez bizimle uyusun, söz veriyorum bir daha kendi beşiğine yatıracağım."

"Dün de aynısını söylemiştin, alışacak böyle sonra Jihu'da olduğu gibi Arin de asla tek başına uyumayacak."

Kendi bildiği en doğrusuymuş gibi başını salladı Changbin. Yarın da Felix'in aynı şekilde ısrar edeceğinden neredeyse emin olduğu için şu an bu fikirden vazgeçme gibi bir düşüncesi yoktu.

"Uyur, o. Yaramazlık yapmaz."

Gözlerini devirmeden duramadı Changbin. Bu adam niye böyleydi? Ona sarılarak uyumayı bir haftada bile fazlasıyla özlemişti ancak bu Felix'in pek de umurunda değil gibiydi, uyku zamanlarında bile sadece kızıyla ilgileniyordu. Elbet Changbin de bir haftadır kızıyla uyumayı sevmişti ama Arin'in bu şekilde uyumaya alışması özellikle Changbin için büyük bir sorun olurdu.

"Bugün benimle mi ilgilensen acaba?"

"İlgilenemem, doktor üç hafta olmaz dedi unuttun mu? Hem Arin de uyumuyor zaten."

"O tarz bir ilgiden bahsetmiyorum. Şöyle sarılıp konuşsak biraz, öpüşsek... Ben seni öpmeyi özledim. Sen hiç özlemedin galiba."

"Özledim de şu an kızımla ilgilenmem lazım. Kızımı getir çabuk yoksa küserim."

"Sen ciddi misin?"

"Küsüyorum..."

"Al kızını, o beşiği boşuna aldık biz zaten."

Siyah saçlının birazcık söyleniyormuş gibi konuşup uyumak üzere olan Arin'i Felix'in patpatladığı yatağın üzerine bıraktı küçük olanın hemen bebeğinin yanına uzanıp huzurla ona gülümsemesini izledi. Minho bir süre bunun olacağını söylemişti ancak Changbin bu kadarını gerçekten beklemiyordu.

"Onunla daha çok ilgileniyorum diye Arin'i kıskanmıyorsun umarım."

"Çocuk muyum ben? Kıskanmıyorum tabii ki. Sadece sen bazen her şeyi abartıp beni çok unutuyorsun."

"Unutmuyorum. Bir şeyleri abarttığım da yok."

"İyi tamam, sen öyle diyorsan öyledir." dedi Changbin. Komodinin üzerindeki abajuru yaktı ve odanın ışığını kapatıp yerine geçti. Sevgilisine daha fazla bir şey söylemeden gözlerini kapatıp uyumaya çalışırken bir süre sadece sarı saçlı adamın Arin'i pışpışlama sesini duydu ve çok geçmeden Felix dayanamayarak konuştu.

"Changbin uyudun mu?..." Cevap yoktu. "Ne çabuk uyudun?"

Hiç sesini çıkarmadı Changbin. Küçüğünün ne yapacağını merak ediyordu. Birkaç saniye en ufak bir ses gelmediği için onun konuşmaktan vazgeçtiğini düşündü ancak yatağın hafifçe hareketlemesinin ardından bir gıcırtı duydu ve birkaç adım sesinden sonra dudaklarına bırakılan yumuşak öpücüğü hissetti.

Felix'in bunu neden yaptığını o an için hiç düşünmedi. Sadece onun yanından gideceğini fark ettiği an sarı saçlı adam doğrulamadan onu belinden tuttu ve hızla kendine doğru çekti.

"Changbin-"

"Şşh sessiz ol, onu uyandıracaksın."

"Ne yapıyorsun?"

Little Star | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin