33. Bu sefer gerçekten bebeğimiz geliyor galiba.

2.6K 336 194
                                    

1 ay sonra...

En kötü ihtimal önlerindeki üç haftayı atlatırlarsa bebekleri tam zamanında doğmuş olacaktı. Bir şekilde erken doğum riskinin tehlike oranı en aza inmişti ve hem Felix hem de Changbin bunun için bir hayli mutluydu. Doğum yaklaştığı için haftada iki-üç kere gidilen kontroller ve herhangi bir aksiliğin baş göstermemiş olması özellikle siyah saçlıyı rahatlatan bir etkendi. Felix'in kan değerleri, kilosu, bedeni şu an doğum için herhangi bir risk taşıyor gibi görünmüyordu. Changbin daha öncesinde sevgilisini strese sokup onun dengesini bozduğu için pişmanken her şeyin yolunda gitmesi için de elinden gelen her şeyi yapmıştı ve karşılığını da biraz olsun almıştı. Bebek bugün doğsa bile herhangi bir aksilik çıkmaması durumunda sadece kısa süreliğine kuvözde kalır, çok geçmeden Felix'le beraber o da toparlardı. Doktor böyle söylemişti. Daha öncesinde bahsettikleri erken doğum bundan çok daha erkendi.

"Felix, nasıl bebeğim? Ağrıların hâlâ devam ediyor mu?" dedi Changbin. Bir de şu sahte doğum sancıları vardı ki ilk seferinde ikili onlardan biri yüzünden bebeğin doğumunun başladığını düşünmüş apar topar hastaneye gitmişti neyse ki hiçbir şey olmadığını öğrenmek çiftin korkusunun yersiz olduğunu onlara göstermiş, her ikisini de bir hayli rahatlatmıştı.

"Biraz ama çok değil."

Sarı saçlı adamı onayladı Changbin. Felix'in fazlasıyla büyüyen karnına gülümseyerek baktı. Onun artık her geçen gün hamileliği sebebiyle daha çok zorlandığını biliyordu. Geceleri karnı yüzünden rahat edemiyor, her yaptığı şeyde mutlaka yardıma ihtiyaç duyuyordu. Üstünü giyinmesi bile bazen çok zorken yanında Changbin'in olması sayesinde kendini şanslı hissediyordu.

Siyah saçlı sevgilisinin şişmiş karnına dokunmak için geniş hoodienin eteklerini kaldırıp onun karnını açığa çıkardı ve elini sevgilisinin karnının üzerine koyup boştaki eliyle sarı saçları karıştırdı. Felix'in, bebeğini taşıyor olması Changbin'e bazen tam anlamıyla bir mucize gibi geliyordu. Şu anki ilişkileri bile bir nevi minik kızları sayesindeydi. O olmasa Changbin'in Felix'i sevdiğini kabul etmesi belki daha uzun sürecek, belki de hiç gerçekleşmeyecekti. Changbin de Felix için her zaman seviştiği biri olarak kalacaktı.

"O gece iyi ki diyorum... iyi ki aklım başımda değilmiş de korunmamışım. Daha öncesinde bunu diyeceğim aklıma hiç gelmezdi ama uzun zamandır böyle düşünüyorum. Senin kadar güzel bir sevgilim var, dünyalar güzeli bir kızımız olacak... Bir insan başka ne isteyebilir ki?"

"İnan ben de kendime aynı şeyleri soruyorum. En büyük mutluluğum sizsiniz ama daha yapmak istediğim birkaç şeyim var." dedi Felix. Changbin'in tişörtünün yakasında gezdirdi parmağını. Bacaklarını onun bacaklarının üzerine atmış, koltukta yanlamasına oturuyordu.

"Ne yapmak istiyorsun?"

"Uzun zamandır dans edemiyorum ama ilk fırsatta tekrar başlayacağım. Dansımı herkes görsün istiyorum. Göreceksin, birçok insan tanıyacak beni. O zaman üniversiteyi dondurduğum için arkamdan konuşan herkes onlardan daha başarılı bir dansçı olduğum için beni kıskanacaklar."

"Hiç şüphem yok, sen yaparsın." dedi Changbin. Felix'in ellerini yanaklarında hissettiğinde kendi elini onun elinin üzerine koyup gülümsedi. Sanki Felix gözleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyor, siyah saçlı da onun bakışlarında kaybolup gidiyordu.

"Bir de benim ailemi kıskanacaklar. Sonuçta herkes sevgilisini, senin beni sevdiğin kadar sevmiyor. Annem zaten artık beni aradığı zaman senin nasıl olduğunu sormadan kapatmıyor çünkü oğlunu ne kadar sevdiğini ve onu ne kadar mutlu ettiğini biliyor."

"Çok seviyorum, her zaman böyle kalmamız için de her şeyi yaparım. Barıştığımızdan beri bir kez olsun tartışmadık. Sonsuza kadar böyle kalmayı öyle çok istiyorum ki."

Little Star | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin