Gençler bu bölümden sonraki finale doğru gelecek 3 bölümde çocukların yaşları farklılık gösterecek 48. bölümde Afranın dört ya da beş yaşını göreceğiz 49. bölümde dokuz ya da on yaşını göreceğiz 50. bölümde liseli hallerini göreceğiz.
Yorum yaparsanız çok sevinirim.
***
Karanın olmadığı bir gece yarısı daha yaşıyorduk. Bir görev için Diyarbakıra kadar gitmişti kısa süreli bir görevdi ama yine de insan endişe ediyordu. Bir iki gün kalıp dönecekti, oğlumu yanıma almış onunla uyuyordum Karan olmayınca bende Karan gibi kokan oğlumla uyuyordum. Eeeh babasının oğlu tabi tıpkı babası gibi kokuyordu. Elimi uzatıp hafifçe saçlarını okşadığımda bir sıcaklık fark etmiştim kaşlarım çatılırken hafifçe anlını okşadım. Ateşi vardı hem de çok fazla ateşi vardı yanıyordu resmen.
"Oğlum."hafifçe sallamıştım ama hiç hali yoktu minik gözlerini zorlukla aralaya bilmişti. Paniklemeye başlamıştım Karan da yanımda değildi ya bir şey olursa? Ya o yokken bir şey olursa bir şey yapmam gerekiyordu ama aklım durmuştu. "Anneciğim tamam anneciğim hemen geçecek bebeğim."üstündeki minik tişörtü çıkarttım ve pijamasını da çıkarttım çıtçıtlı badisini de çözmüştüm üşüdüğü için ağlamaya başladığında onu kucakladım ve sırtını pışpışladım.
"Tamam anneciğim sakin ol şimdi seni götüreceğim."telefonumu alıp Karanı aradım ve kulağıma yasladım telefonu. Bir yandan telefonu omzum ve kulağım arasında sıkıştırdım bir yandan da Afranı tutup boştaki elimle bebek çantasını dolduruyordum telefon açıldığında neredeyse ağlayacak hale gelmiştim.
"Ka-Karan."
"Türkmen güzeli ağlıyor musun sen?"dediğinde elimde olmadan hıçkırdım.
"Evet."diye mırıldandım.
"Güzelim ne oldu korkutma beni."
"Afran hastalandı Karan ateşi var yanıyor soydum ama geçecek gibi değil çok korktum panikledim ilk çocuğum ne yapacağımı bilmiyorum."
"Güzelim bak şimdi annemlerin kapısına vur uyandır onları tamam mı? Birlikte hastaneye gidin şimdi acilde Afrana bakarlar güzelim bende işimi halleder halletmez geliyorum yanınıza ağlama gül yüzlüm."
"Tamam hadi kapat kapat."telefon kapandığında kucağımda ağlayan Afranla annemlerin odasının kapısını çaldım. Birkaç dakika sonra annem uykulu gözlerle odanın kapısını açtığında beni elimde çanta ve çocukla gördüğünde şaşırmıştı.
"Ne oluyor kızım gece gece?"diye mırıldandığında gerginlikle konuştum.
"Afranın çok ateşi var anne."dediğimde kucağımdan alıp ateşine bir de kendi bakmıştı gözleri kocaman olurken hızlıca içeriye dönüp Zamir babamı uyandırdı. Zamir babam ile Sima annem hızlıca üzerlerine bir şeyler giydiklerinde birlikte çıkmıştık konaktan. Afran ateşinin olmasının yanı sıra hapşırıp tıksırıyordu da. Hayır ben ona çok güzelde bakmıştım ki sıkı sıkı giydirmiştim hep üşümesin hasta olmasın diye niye böyle olmuştu şimdi. Hastaneye geldiğimizde babam arabayı park ederken ben annem ve Afranla acilden içeriye girmiştim.
Acil doktorunu bulduğumuzda hızlıca odasına girmiştim Afranı muayene etmişti ateşini düşürmek için küçük bir iğne yapmıştı. "Kötü bir şey mi?"diye korkuyla sorduğumda kafasını olumsuzca salladı.
"Sayılmaz sarılık olmuş."dedi ve kan tahlili vs aldırdı birkaç şey daha yaptırdıktan sonra tekrar konuşmaya başladı. "Ateşi birazdan düşer onun dışında sarılığını alması adına sarı şeyler giydirip ne bileyim beşiğinin üstünü falan örtüyorsun sarı tülbent kullanın ayrıca bol bol emzirin bu dönemde bebekler aşırı uyur emmek istemez tembellik yaparlar ama siz inat edin gene de emzirmeye çalışın bol bol emsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET BELİNAY +18 (Vedia Serisi -2-)
Teen Fiction"Seninle gelmeyeceğim ben katilsin sende arkadaşlarında katil!"diye bağırdım bileğimi kurtarmaya çalışırken hızla bana döndüğünde bileğimi bıraktı ve öfkeyle konuşmaya başladı. "Şuan bu katil dediğin askerler sayesinde hayattasın anlamıyor musun? Se...