Acayip içime sinen bir bölüm oldu çok fazla hüzün var burukluk var ama Karanın ağzından yazılan kısım içimi ısıttı resmen :) Ben eminim aşk yakın...
Lütfen yorum yapmayı unutmayınız.
***
Annem, babam ve kardeşim. Gözümün önünden geçiyorlardı onları o kadar özlüyordum ki düşlerimde bile yer ediniyorlardı başım deli gibi ağrıyordu görüntüleri git gide kayboluyordu onlar kayboldukça ben sarsılarak ağlamaya devam ediyordum. Karşımda her saniye daha da soluyorlardı onlar tamamen kaybolduğunda irkildiğimi hissettim soğuk tüm vücuduma nüfus etmiş gibiydi etraftaki karanlığa bir aydınlık süzülmüştü.
Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda rahatsızca kıpırdanmak istemiştim ama becerememiştim daha doğru bana engel olan bir şeyler vardı. Boynumu dik tutamazken kafamın sağıma soluma düşmesine zor engel olmuştum gözlerimi zorlukla araladığımda bir sandalyeye bağlı olduğumu fark ettim. Konuşmak istemiştim ama sesim çıkmamıştı ağzım bağlıydı etrafta göz gezdirdiğimde eski terk edilmiş bir depoda bulmuştum kendimi deponun içerisinde birkaç tane tahta tabut vardı muhtemelen eski bir tabutçu deposuydu tabutların eski olduğu çürüyen tahtalarından belliydi. Tam oturduğum yerde hareket edecektim ki bir ses duymuştum.
"Yerinde olsam kımıldamazdım altındaki bomba kilo ayarlı hareket edersen kilon düşebilir ya da yüksele bilir."dediğinde yerimde dona kalmıştım arkamdaydı ve ben korkumdan arkama bile bakamıyordum. Kımıldayamazdım yerimde titrerken hafifçe kafamı çevirecektim ki saçlarımı tuttu acıyla inlerken kulağıma doğru eğilip hafifçe fısıldadı. "Gördüğün altı ajanın da yüzünü unutman gerekiyor bunun için de ölmen gerekiyor."derin derin nefesler aldım. "Ama giderken niye o Üstteğmeni de yanında götürmeyesin ki değil mi?"gözlerimden birkaç damla yaş aktı. Karargahtayken bildiğim kadarıyla o altı ajanı anlatmıştım ancak görsem tam olarak kafamda canlanırlardı o yüzden de Karanın yanında kalıyordum.
O altı ajan son derece önemli kişilerin hayatına sızmak için ülkeye sokulmuşlardı ve ben altısına da gören tek canlı kişiydim yani henüz şuan canlıydım birkaç saat sonra paramparça olacaktım muhtemelen. "Üstteğmen seni almaya gelecek o zamana kadar uslu uslu otur tamam mı?"saçlarımı okşadığında şakağıma bir öpücük kondurdu. "Yazık olacak sana ama yapabileceğim bir şeyim yok güzellik."beni bıraktığında deponun çıkışına yürümüştü depodan çıktığında korkudan derin derin nefesler alıyordum göğüslerim inip kalkarken panik atak geçirmekten korkuyordum.
Oturduğum yerde kasılırken çığlık atmaya başladım ağzım bağlı olduğu için biraz boğuk çıkıyordu ama yine de deniyordum. Ne kadar zaman geçmişti hiçbir fikrim yoktu ama bana sorsanız asırlar geçmiş gibiydi. Deponun kapısı şiddetle açıldığında ister istemez irkilmişti içeriye gür bir erkek sesi doldurduğunda yutkundum.
"BELİNAY!"hayır hayır hayır buraya gelmesin ya uzaktan kumandası varsa? Ben bunları hiç düşünmemiştim komutan gelince patlatacaklarını söylemişti o zaman ya kumandası vardı ya da zaman ayarlıydı. Deponun içine dağılmış olmalıydılar Karan benim olduğum yerin girişinde gözüktüğünde ilk silahını görmüştüm bana doğru döndüğünde göz göze gelmiştik. Üzerini saran üniforması silahı tam karşımda bir Üstteğmen vardı gözlerimle ona yaklaşma demeye çalışıyordum bir yandan çığlık atarken Karan beni çok yanlış anlamıştı. "Tamam sakin ol bak geliyorum korkma!"dediğinde daha çok çığlık atmaya başladım kafamı olumsuzca salladım patlayacaktı ikimizde patlayacaktık!
Altımdaki bombayı görmüş olacak ki duraksadı ve ağzından bir küfür fırladı. "Sikerler!"bana döndü sonra. "Tamam sakin ol her şey yoluna girecek."dediğinde silahını yere bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET BELİNAY +18 (Vedia Serisi -2-)
Fiksi Remaja"Seninle gelmeyeceğim ben katilsin sende arkadaşlarında katil!"diye bağırdım bileğimi kurtarmaya çalışırken hızla bana döndüğünde bileğimi bıraktı ve öfkeyle konuşmaya başladı. "Şuan bu katil dediğin askerler sayesinde hayattasın anlamıyor musun? Se...