7. Bölüm

868 37 1
                                    

Miraç annesine dönmeden önce gözlerime bakıp susmamı işaret etti. Sonra derin bir nefes alıp annesine döndü. ''Selim abi seni bize emanet etti Sevgi hanım.'' Babasına abi, annesine hanım derken sesi tirtir titriyordu. ''Seni biz eve bırakıcaz hadi gidelim.''

Sevgi teyze inanmaz bakışlarla şu an yabancı gördüğü oğlunun gözlerine baktı. ''Olmaz inanmam ben öyle , ne biliyim yalan konuşmadığına belki hırlı hırsızsın. Selim gelsin bırakmaz o beni öyle tanımadığı insanlara.'' Sevgi teyzenin sözleri benim bile yüreğime oturuyordu.

''Önemli bir işi çıkmış ann- Sevgi hanım gelecek ama önce sizi eve bırakalım.'' Miraç biraz daha dil döktükten sonra ikna edebilmişti beraber eşyaları toplayıp arabaya bindik.

''Siz evli misiniz evladım cevap vermediniz ?'' Teyzem şimdi derdimiz bizim medeni durumumuz mu gözünü seveyim dememek için zor durdum.

''Yok evli değiliz arkadaşız sadece.'' Demekle yetindim.

Miraçın gözü kulağı sadece yoldaydı kafasından bin tane düşünce geçtiğini emindim. Annesinin bu durumda olması ve elinden bir şey gelmemesi ağırdı.

Yol boyu sadece Sevgi Teyzenin bir kaç sorusuna cevap verdim geriye kalan yolda kimseden ses çıkmadı. Müzik sesiyle geldiğimiz yolu ölüm sessizliğiyle döndük.

Miraçgilin evinin önünde durunca hepimiz aynı anda indik Miraç annesini apartmana yürütmeye başladı eve gitmekle peşlerinden gitmek arasında kaldım. En son peşlerine takıldım.

Miraç eve girip arkadan benim geldiğimi görünce kapıyı aralık bıraktı.

Merdivenleri çıkıp eve girdim. Annesinin önce odasına girdi sonra yatağına yatırıp başına oturdu. Sevgi Teyze sorgulamayı bırakmış sadece üzgün gözlerle oğlunu izliyordu.

Bir süre sonra Sevgi Teyze uyudu. Ben hala kapının önünde onları izliyordum. Miraç annesi uyuyana kadar saçlarını okşadı ve sessizce bekledi. Uyuduğuna emin olduktan sonra üstünü sıkıca örtüp yanıma geldi.

"Özür dilerim ben günün böyle bitmesini istemezdim." Ne saçmalıyordu ?

"Saçmalıyorsun şu an hem günün sonu ne kadar iç açıcı olmasa da bence harika bir gündü. Ben teşekkür ederim." İkimizinde yüzünde buruk bir tebessüm vardı.

"Asıl ben teşekkür ederim iyiki aklına gelmiş eşlik etmek, tekrarı olur umarım." Bakışları odanın içindeki annesine bakış attı. "Tabi annemin durumu kötüye gitmezse."

Elimi omzuna koyup elimden geldikçe destek olmak istedim. "Miraç biliyorsun bu hastalıkta illa böyle şeyler olacak ama senin güçlü durman lazım annenin senin umuduna da ihtiyacı var."

"Teşekkür ederim Evren iyiki yanımdaydı daha önce de olmuştu böyle ne yapacağımı bilememiştim ama sanki sen varken daha mantıklı hareket ettim." O an her anlarında yanlarında olmak istedim. "Ona orda oğlunun ben senin diyememek o kadar zordu ki. Doktor aniden hatırlamadığı şeyleri söylersek sert tepki verebileceğini kriz geçirebileceğini söyledi. Bende bazen uzaktan akrabası bazen komşusu bazen kocasının bir tanıdığı oluyorum işte, buna da şükür o yaşıyor ya."

O sırada telefonum çaldı. "Kusura bakma." Telefonu çıkarıp ekrana bakınca arayanın Ahzap olduğunu anlayınca sessize aldım.

"Önemli değil önemliyse açsaydın." Tam o sırada telefon bir kez daha çaldı Ahzapın inadı tutacağı zamanı tam bulmuştu.

"Baksam iyi olur yoksa bırakmayacak." Bir yandan arayıp bir yandan mesaj atıyordu umarım önemli birseydi yoksa bulduğum ilk an telefonu bir taraflarına monte edecektim.

İLAÇ FREKANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin