24. Bölüm

372 22 1
                                    

Sevgi teyze ve Şengül teyzeyle bol muhabbetli geçen zamanımızın ardından artık havanın karardığını fark ettim. Sohbetlerine gerçekten doyum olmuyordu. Yaşadıkları bir sürü acısıyla, tatlısıyla anıları vardı.

Biz sohbet ederken Miraç arada yanımıza uğrasa da genellikle odasındaydı. Onunla konuşup sohbet etmek istemesem de Sevgi teyze için geldiğimi söyleyip ona zaman ayırmam absürt kaçabilirdi.

Saatler önce yaptığı imanında etkisi hala üstümdeydi. Salak bir insan değildim, açık ve net şekilde imasını anlamıştım. Konuşmaya ihtiyacımız vardı. Belki de uzun zamandır baş başa geçiremediğimiz için birbirimize zaman ayırmamız gerekiyordu.

Onun yanında hayattan soyutlandığım zaman sanki daha derinimde yaşıyordum duygularımı. Çok ağlamak istiyordum, çok gülmek istiyordum, çok eğlenmek istiyordum ki saydığım her şey çokça oluyordu.

Ona karşı bir şeyler hissettiğimi anlamaya başladığımdan beri sanki emin olmadığım duygularla dolmuştum. Bu hisleri de çokça yaşamak istiyordum.

"Ya işte zamanın da yaptığımız hatalardı bunlar güzel kızım. Şimdi gülüp geçiyoruz ama annemiz, babamız bunlara zamanında çok kızdı." Şengül teyzenin mazi anılarında kaybolurken çok içten hikayeler çıkıyordu ortaya.

"İmrendim size. Umarım yıllar sonra bizde yakın arkadaşlarımla sizin gibi oluruz. Ahiretlik kelimesi sizin için söylenmiş sanki." Melikeyle veya Nisayla seneler sonra yaşlanıp böyle konuştuğumuzu hayal ettim. Resul ve Ahzapın zamanında yaptıkları hataları gülerek anlattıklarını düşündüm. Cidden biz yaşlanınca nasıl olacaktık?

"Dolu dolu yaşayın gençliğinizi. Bir bakmışsınız yaş olmuş 50 geriye ne kalmış şurada. Sağlığınızla, gençliğinizi iyi değerlendirin. Hepsi gelip geçici şeyler. Bir bakmışız ecel gelmiş. Biz açtık gözümüzü bu mahallede: okuduk, gezdik, ağladık, eğledik, aşık olduk, kaybettik ama yine de yaşadık. Her duyguyu dolu dolu yaşayın." Sevgi teyzenin hüzünlü sesi beni ağlamaya bile itebilirdi. Onun ölümden bahsetmesi içimi yakıyordu.

"Allah geçinden versin Sevgi teyze." Saate baktığımda çoktan akşamı bulduğumu fark ettim. Annem evde beni bekliyor olmalıydı. Ne kadar ona sinirli olsam da yine özlemiştim ve her şeyi kenara atarak onunla zaman geçirmek istiyordum. "Ben kalkayım artık annem bekler evde."

"Ah kızım tuttuk seni de. Hep gel bak özletme kendini. Senin konuşmam gereken şeyler var ama mümkünse Miraçsız bir zamanda konuşalım olur mu?" Ne olduğunu merak etsem de üstelemedim.

"Olur Sevgi teyzem uğrarım en kısa zamanda. Siz sohbetinize devam edin ben bir Miraca bakıp çıkarım." Ellerinden öpüp son kez ikisiyle de vedalaşıp Sevgi teyzenin odasından çıktım. Ev 3+1 olmalıydı ki koridorda toplam 7 kapı vardı. Mutfak ve banyo tuvalet hariç geriye kalan odaları da az çok biliyordum. Koridorun en sonundaki oda ise Miraca ait olmalıydı.

Şansımı denemek için hızlıca odaya adımlayıp kapıyı çaldım. İçeriden sessiz bir cızırtı gibi gelen müzik sesi anlaşılmasa da kulağa hoş geliyordu. Müziğin sesi kısıldı ve kapı açıldı. Miraç dağılmış saçlarıyla ve rahat ev kıyafetleriyle karşımdaydı.

"Konuşabilir miyiz? Tabii müsaitsen." Geriye adımlayıp kapıyı sonuna kadar açtı. Eliyle içeriye doğru davet etti. Ne kadar odasına girmemin belki Sevgi teyze için uygun olmayacağını düşünsem de merakıma yenik düşüp odaya adımladım.

Odanın içinde adeta vintage rüzgarları esiyordu. Müzik sesi eski bir plak çalardan geliyordu. Müziğin geldiği masanın üstü full plaklarla doluydu. Bir kenarda eski bir radyo ve yanında teyipler vardı. Kitapların ve bitkilerin dolu olduğu kitaplık ve çalışma masası, kıyafetlerinin düzenli durduğu askılık ve oldukça rahat görülen bir yatağı vardı. Sevgi teyzenin bembeyaz odasına karşı oldukça dolu bir odaydı

İLAÇ FREKANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin