39. Bölüm

271 12 0
                                    

Miraç'ın sözlerinin ardından geçen iki hafta da hepimizi bir telaş kaplamıştı. Annemin 'tek kızım' adı altında okuduğunu senfonileriyle beraber günlerce nişan olayı bütün evi sarmıştı. 

Konuştuğumuz günün ertesi sabahı İzmir yolunu bulan sevgilim ise bize ilk uzak ve uzun ayrılığımızı yaşatmıştı. Ne kadar ısrar etsem de işleri yüzünden kalamamıştı ve beni özleme boğmuştu. 

Günlük konuşmalarımız, uzun zamandır aile evinde kalmadığım için unuttuğum kalabalık ortam sayesinde bol bol bölünüyordu. Kah annemin çağırmalarıyla kah babamın sanki Miraç'ın kokusunu almış gibi yanımda bitmeleriyle kah Ali'nin sırf uyuzluk olsun diye bölmeleriyle yetersiz geliyordu. 

Aynı evde kalma hayalleri kuran Miraç'a, daha telefonda bile konuşamıyor olmamız şok etkisi yaratmıştı. 

Kaya ailesiyle geçen günlerimde kendimi hiç beklemediğim nişan adetleriyle bulmuştum. Kızların sohbet gruplarında verdiği tavsiyeler ve fikirlerle annemin yaşanmış bilgileri harman olunca kuşak çatışmalı adetler bir araya gelmişti. 

Daha bizimle beraber bu kararın şokunu atlatamamış İzmir tayfa ise gerçekliğini sorgulamaktan geri kalmıyordu. 

Güne odamın zamanında benimle dert ortağı olan eski dostum tavanı selamlayarak uyandım. Gece geç saatlere kadar mesajlaştığımız Miraç yüzünden güneş doğmaya yakın uyumuştum. Kahvaltı saatimiz yüzünden de erken uyanmıştım. 

Ne kadar İzmir de ki hayatımı özlesem de buradaki eski düzenimi yaşamaktan da memnundum. Kısa sürecek bu özlem giderme olayının sonu yine evim olduğunu bildiğim için de sitem etmiyordum. 

Aksine 25 yaşına basmış ve hayatını bir adamla birleştirirken ilk resmi adımı atacak bir kadın olarak bunun tadını çıkarıyordum. Bunun 3 gün sonra gerçekleşecek olması bana ayrı bir heyecan katıyordu. 

Bu gün Nisa ve Melike bize gelirken Resul ve Ahzap ise gelip bir otele yerleşeceklerdi. Alışveriş ve hazırlanmada bana yardımcı olacak dostlarım işlerini erteleyip yanıma gelme kararı almıştı. Beni isteyecek ve benimle nişanlanacak olan sevgilim ise nişandan bir gün sonra Atakan ile gelecekti. 

Tavanla olan kısa süren ben ne yaşıyorum değerlendirmesini annem bölmüştü. "Kızım uyandın mı?"

"Uyandım Banucuğum."

"Ayıp diyorum sana hala Banu diyorsun kızım aaa." Gülerek kısa bir azar çekerek gelip yatağıma oturdu. "Konuşalım mı biraz kuzum seninle?"

Bilen bilir bu soruyu duyan kişinin dengelerinin şaşırmayacak bir konuşma duyması imkansızdan yakındır. "Konuşalım anne. Hayırdır iyi misin? Kalbin iyi değil mi?"

"İyiyim iyiyim. Konu benim emrivakiliğim kızım." İçin için annem de bunun erken bir karar olduğunun farkındaydı. "Bu zamana kadar seni hep bu odada, evimizde görmek için çoğu şeyi yaptım. Haklıyım ya da haksızım diyemem çünkü anneyim ben bunun haklı olduğumu yaşamadan kimse anlamayacak." 

"Biliyorum anne, en azından anlıyorum seni de ama sende beni anlamaya çalışmalıydın." En büyük eksiliğimiz buydu. 

"Bitti artık. Karşımda seni artık çocuktan ayrı bir yetişkin olarak gördüğüm için bitti. Damat bulma olayı için özür dilerim senden ama bunu da ilk bahsettiğime bağladım. Evine küsmen, bana sırt dönmüşsün gibi hissettirdi kızım." Ailem benim için birinci sıradaydı hatta annemin yeri benim için ayrıydı. Bu mümkün olabilir miydi?

"Anne, çok zorlu anılar vardı. Bilmiyorum belki de benim güçsüzlüğüm ya da kaçma şeklimdi, bilmiyorum. Benim için iyi olan buydu." Her karar herkesi mutlu edemiyordu. Bu hayatın benim açımdan kuralıydı. 

İLAÇ FREKANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin