14. Bölüm

537 23 2
                                    

19.06.2022

Miraçın gece evime gelip balık tutma teklifinin üstünden 3 gün geçmişti. Bu günlerde daha çok eczaneyle ilgilenip, yeni gelen Resulle zaman geçirmiştik. O günün bana zehir olmasının sebebi Miraçı kaybetme korkum olduğunu anladım. Daha tanışalı 1 ay olmasına rağmen hayatımda yeri vardı.

Belki yaralı tarafı belki de kişiliği beni ona bağlamıştı bunu bilemezdim ama onu kaybetmemek için elimden geleni yapacaktım. Onun bir arkadaşa ihtiyacı vardı ve ben çok iyi bir arkadaştım. Yani bence öyleydim. Bu zamana kadar 4 tane sadık dostum olsa da aldığım kazıkların hiç birinde benim suçum yoktu.

Geldiği gece haricinde dün arayıp yarın müsait olup olmayacağımı sormuştu. Pazar günü olduğu için hem ben hem o müsaitti. Bu gün artı olarak Alinin sınavı vardı. Dün uzun uzun konuşup kendi deneyimlerime dayanarak akıl vermiştim. Heyecanlı bir insan olmasa da ister istemez heyecan yapacağına emindim.

Sabah erken gideceğimizi bildiğim için saat 7 de kalkıp hazırlanmaya başlamıştım. Sabahtan balık tutup yiyemeyeceğimiz için kahvaltı için sandviçler hazırlamıştım. Yanına dolaptan taze sıktığım portakal suyu şişelerini koydum. Çay yapmak istesem de şuan o kadar malzeme taşıyasım gelmemişti.

Son olarak eşofman takımımı giyip saçlarımı at kuyruğu şeklinde topladım. Miraçın dediğine göre 8'de beni alacaktı az bir zamanım kalmıştı hızlıca güneş kremimi de sürüp çantamı aldım.

Telefonumun yanıp sönen ışığından mesaj geldiğini fark ettim.

Miraç = Hazır mısınız İlaç hanım?

Açelya = Hazırım Miraç bey geldiniz mi?

Miraç = Kapıdayım.

Miraç = Yardıma ihtiyacın var mı? Çıkıyım mı yukarıya?

Açelya = Gerek yok geliyorum 5 dakikaya.

Miraç= Tamamdır.

Eşyaları yüklenip dışarı çıktım kapıyı arkamdan çekip kilitledim. Apartmandan çıkınca Miraçın kapının önünde fark ettim.

''Günaydın.''

''Günaydın. Hadi arabaya geçelim.'' Elimdekileri arka bagaja koyup. Ön koltuğa yöneldim. Miraç benden önce davranıp kapımı açtı. ''Teşekkür ederim beyefendi.''

Oturduğum gibi emniyet kemerimi taktım. Miraç ön taraftan dolanıp yanıma oturdu. Sokağın ortasında duruğumuz için arkadan korna sesi duyuldu. Miraç eliyle bir dakika işareti yapıp arabayı çalıştırdı. Hızlıca sokağı terk ettik.

''Teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim.'' Sessiz geçen az yolun sonunda Miraçtan ses gelmişti. Teklife bile gerek yoktu sonuçta biz bunu beraber planlamıştık.

''Teşekküre gerek var mı Miraç zaten planlamıştık. Hem iyi ki aklına gelmiş.'' O gün söylemeden önce aklımda geçen şeyleri hatırladım. ''Özellikle o gün söylemene ihtiyacım varmış galiba. Sorduğun soru kafamı karıştırmıştı.''

''Aslında bakarsan soru sorarken benim de kafam karışıktı.'' Ne değişmişti ki acaba bir anda kararı değişmişti. ''Sonra radyonun hattına biri bağlandı. Zamanında ailesinden bile uzak büyüdüğü yalnız kalmak için çok uğraşıp sonunda tek başına kaldığını anlattı. O zamanlar tatlı gelen yalnızlık şimdi yaşlanınca zoruna gitmeye başlamış. En basitinden hastalanınca çorba yapanı bile yokmuş. Aslında her şeyi değiştiren son cümlesi oldu 'Ölsem mezarımın başına gelip dua edecek kimsem bile yok dedi.' Bende sorduğum sorunun cevabı almış oldum ve sana geldim.''

İLAÇ FREKANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin