26. Bölüm

397 26 0
                                    

04.07.2022

"Evren.. Evren..." Duyduğum ses gördüğüm rüyadan sıyrılmamı sağlamıştı ama gözümü açacak takatim yoktu. "Güzelim uyan hadi. Eve gitmen lazım." Huzur bulduğum sesle uyanmanın mutluluğuyla dudaklarım kıvrıldı.

Bir an nerede olduğumu idrak edemeyerek şokla gözlerimi açtım. Bu kadar yakında beklemediğin yeşil gözlerle donup kaldım. "Miraç." Ağzının içinde mırıldansıyla devam ettim. "Ne zaman uyudum ben. Ah... boynum bile tutulmuş."

"Aslında fazla olmadı bir saat kadar uyudun." Saate baktığımda yeni günün mesai saatinin başladığını fark ettim. "Fatih aradı birazdan burada olurum dedi. Sende eve git uyu biraz."

Onun yüzüne baktığımda uykusuzluktan göz altlarının şiştiğini fark ettim. "Sende eve git istersen. Gece boyu yordum seni. Bir de salak gibi uyuya kalmışım. Gelen giden oldu mu?" Kala yüz yüze bakarken koltuğun sırt kısmına kafalarımızı koymuş şekilde yatıyorduk.

"Oldu ama hallettim galiba. Zaten reçete için gelmemiş. Ağrı kesici ve bir kaç basit ilaç alıp çıktı." Ruhum bile duymamıştı. Adamın yanında uyumayı geç bir de iş yaptırmıştım.

"İyide satışı nasıl yaptın? Ben Fatihe 3 günde anca öğrettim. Sen nereden biliyorsun?" Yerimden hafif doğrulup boynumu ovuşturmaya başladım.

"İyi bir gözlemciyimdir. Bir de önceden Fatih anlatmıştı. Ondan rica etmiştim." Bu beni hem düşündürmüş hem mutlu etmişti.

"Neden böyle bir şeyi rica ettiğini öğrenebilir miyim özel değilse?" Başta ne diyeceğini bilmezken en sonunda pes etti.

"Senin için öğrendim. Yani nöbette çağıracağını tahmin etmiştim. Bir kere geldiğimde uyuyor gibiydin hatırladın mı?" Ben çoğu zaman nöbette uyuyor gibiydim ama o günü hatırlıyordum.

"Hatırladım."

"İşte o gün dedim. Demekki nöbette yorulup dinleniyorsun. Eğer senin yanında nöbet tutacaksam bir yardımım dokunmalı. Merak etme ama reçeteli ilaç olanlara dokunuyorum." Reçeteli ilaçların adlarıyla reçetesiz olanları nereden biliyorsun diye bile sormadım. Sadece gözlerine bakmakla yetindim.

Kapının bir anda tıklatılmasıyla ikimizde kapıya döndük. "Bölüyorum ama patroncuğum mesaiyi devralmam lazım o yüzden buyurun evlerinize." Canıma minnetti.

"Tamam zaten bizden bu kadar. Fatih, Sanem gelir birazdan yardıma kızı yorma. Sınav zamanı yeni bitti biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Eğer çok yoğun olursa buralar beni uyandır gelirim ben." Ayağa kalkmamla Miraç da ayaklandı.

"Valla ben bir şey yapmıyorum o kendini parçalıyor bir şeyler öğreneceğim diye. Diyorum kızım enayi misin zaten okulda göreceksin. Dinlemiyor." Sanemin mesleğe olan sevgisi beni mutlu ediyordu. Şimdiden severek yapıyordu işini.

"Öğrensin bakalım. Sana da kolay gelsin." Yanındaki askıdan önlüğünü alıp üstüne geçirdi.

"Teşekkürler güzel patronum." Miraca dönerek hevesle konuştu. "Abi verdiğim dersler işe yaradı mı?"

"Yaradı yaradı merak etme sen. Kolay gelsin sana biz artık evlere dağılalım." Miraç geçiştirerek benimle beraber çıkışa yürüdü.

İkimizin sokağın farklı uçlarında oturmamız şuan ayrılacağımıza işaretti. "Tekrar teşekkür ederim beni yalnız bırakmadığın için."

"Yetmedi mi teşekkürler Evren. Hem her nöbetinde eşlik etmek isterim. Senin için endişe içinde evde oturmak yerine yanında olmam isterim." Hayatınız da sizi sizden çok düşünen insanın olması demekki böyle bir şeydi.

İLAÇ FREKANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin