2. Bölüm

2.3K 61 13
                                    

Sesin geldiği yere döndüğümde kanlar içinde kalan beyefendiye yöneldim. Avcunun içinden akan kan tişörtünü eşofman altını kolları hatta yerleri kıpkırmızı yapmıştı. "İyi misiniz beyefendi nasıl oldu bu oturun hemen."

Yüzüme ciddi misin sen bakışı atıp koltuklara yöneldi. "O kadar iyiyim ki şuan mutluluktan kan ağlıyorum hanımefendi görmüyor musunuz halimi ölüyorum şurada."

Bir de bayıl istersen Feriha. Yarası o kadar derin görmüyorum tamam baya kanaması vardı ama "kolum koptu" diyecek kadar değildi. Özellikle birazdan bayılacak gibi duran gözleri durumu baya abartıyordu. Soğuk kanlı olmaya çalışıp elinden tuttum.

Gülmemek için zor dururken ciddiyetle konuştum. "Beyefendi sakin olun bakıyım bi yaranıza dikiş atılması lazım aslında doktor değilim hastaneye gitmeniz lazım hemen burası henüz tam olarak hizmet veren bir eczane değil."

Panikle gözleri açıldı. Yeni oturduğu yerden fevrice kalktı.  "Olmaz sen bak hem dayanamam yolda ölürüm sen dik beni gidemem çok uzak . Hem bilmiyor musun dikiş atmayı 5 sene boşuna mı okudun. Siz yemin falan etmediniz mi illa reçeteyle gelip ilaç mı almam lazım"

Ya benim tıp mezunu olduğumu düşünüyordu ya da eczanelerin ne amaçla açıldığı konusunda hiçbir bilgisi yoktu. Sinir sistemimle oynasın diye yolladı galiba Allah . Derin nefes alıp verdim. "Beyefendi biliyorum ama yeni burası yeteri kadar yardımcı olamam lütfen."

"Eee ben ölüyüm o zaman izninizle." Abartma seviyesi olsa net bu adam olurdu . Yarım saattir bin kere ölüp dirilmişti. Birazdan kefen isteyip şuracıkta can verebilirdi.

 Yorgunluğumun üstüne asla çekilecek bir çile değildi şuan . Ama öyle bakıp öyle iç çeke çeke konuşuyordu ki bir an tıp eğitimi almadım diye lanet ettim. Tabiki de dikiş hakkında bilgim vardı hatta liseyi sağlık meslek lisesinde okumuştum baya pratik yapmışlığımda vardı. Sonunda beni ikna edip bütün mesuliyeti üstüne alarak dikiş attırmayi başarmıştı kendisi.

Önce yeni gelen kutulara yönelip işime yarayabilecek malzameleri aldım. Dikeceğim bölgeyi steril ettim. Özenerek yapmaya dikkat ettim ne kadar mesuliyeti kabul etmiş olsa da oda bir candı ve canını yakmak istemezdim.

 "Bu mahallede mi oturuyorsunuz İlaç hanım ." İlaç hanım? Galiba hoşuma gitmişti bu sıfat .

 "Evet. Siz, daha önce görmedim ama. Burada mı oturuyorsunuz yoksa denk mi geldi." Cidden yüzü hiç tanıdık değildi kolay kolay unutmazdım insanları.

"Mahallenin sonunda evim 26 senedir buradayım aslında." Şaşırmıştım en fazla yeni taşınmış olacağını düşünmüştüm ama yanılmıştım.

Son dikişi atıp dikişler etrafını temizleyip sargı beziyle sardım. "Tebrik ederim bugün ölmediniz bi daha ki sefere artık."

Aslında söylediğim şeye biraz sonra da çekinmistim ayıp mı olmuştu yüzüme sadece baka kalmıştı. Sonra kahkaha patlattı "Sağolun hanımefendi yardımınızı hiç unutmuycam hayatımı kurtardınız." Sanırsın ölümcül bir hastalığına çare olmuştum alt tarafı bir dikişti canım.

 Rica ederim dermişcesine başımı salladım kanlı olan eldiveni çıkarıp çöpe attım . Etraftaki malzemeleri kaldırıp yerlerine koydum.

İşim bitti gibisinden bir bakış attım artık cidden eve gitmek istiyordum. "Bu iyiliğinizi unutmayacağım İlaç hanım en kısa zamanda görüşmek dileğiyle. " Ayağa kalkıp kapıya ilerledi simdi inceleme fırsatım olmuştu.

Boyu benden en fazla 20 sn falan uzundu . Kalıplı değildi ama sıska da değildi . Gözleri yeşilden  kahveye uzanan bi tondu. Güneşte tam yeşil olduğuna emindim. Bu aralar sıcaktan bronzlastigi belli olan tenin bazı yerleri beyaz tenliyim diye bağırıyordu. Kumral saçları anlına dökülmüş terle yüzüne yapısmıştı.

İLAÇ FREKANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin