Arabada geçen zaman boyunca beni dikizledi. Bazen derin yırtmacın arasından görünen bacaklarıma bazen de göğüslerimin birleştiği kısma bakarken yakalıyordum onu.
"Hey, utanıyorum."
"Benden mi? Gerçekten mi?"
"Gerçekten."
"Tamam bakmıyorum." Dudaklarını ısırıp son kez bacaklarıma baktı.
Bacağımı toplayıp gözlerimi devirdim. Varacağımız yere kadar güzel müzikler eşliğinde geldik. İkimiz de bir sorunu örtbas etmenin yolunu iyi biliyorduk.
Arabadan inerken heyecanla kapımı açıp elini uzattı.
"Bunları sonradan yapmazsan bozuşuruz."
"İlki kadar etkili olmaz ama söz yapacağım."
Lüks bir otelin restorana giriş yaptığımızda duraksadım. Buraya daha önce Atilla ile gelmiştik. Düğün günümüzdü. Şahane dans koreografimiz herkes tarafından tam not almıştı.
"Neden yüzün asıldı?"
"Yok, hayır, iyiyim."
Bize ayrılan masaya geçtik. Güzel bir akşam yemeğinden sonra tatlılarımızın gelmesini beklerken Cesur'u tanıyan birkaç kişi ona selam vermek için yanımıza geldi.Nezaketen benimle de tokalaştılar. Kadınların şu tokalaşma şekline oldum olası gıcık oluyorum. Parmağının ucuyla tokalaşacaksan hiç tokalaşma, selam ver uzaktan bitsin.
"Cesur Bey sizden çok bahsetti. Çocuklara çok iyi bakıyormuşsunuz. Bu zamana kadar aldığı hizmetlilerden çok daha iyiymişsiniz."
Benim yaşlarımdaki bir kadın gözlerindeki düşmanlıkla gülümseyerek yüzüme baktı. Cesur'la göz göze geldik. Diğerleriyle konuşurken onun ne dediğini duymuyordu ama yine de gözleriyle boş ver dediğini duyar gibiydim ama yapım değil. Ne münasebet!
"Keşke her kadın böyle olsa... Hem çocuklarına çok iyi annelik yapıp hem de sosyalleşmenin tadını çıkarabilse. Pardon isminiz neydi?"
"Güliz." Bana haddimi bildirdiğimi düşünüp keyifle gülümsedi.
"Güliz Hanım, var mı çocuğunuz?"
"Evet, iki tane."
"O halde size tavsiyem, çocuklarınızla ilgilenirken kendinizi lütfen hizmetli gibi hissetmeyin. Eğer bunu bir iş olarak görüyorsanız hayatın en anlamlı tadını kaçırıyorsunuz demektir." Nazikçe ama dişlerimi sıkarak ve aynı zamanda gülümseyerek kolunu sıktım.
Kolunu hızlıca çekip ovaladı.
"Bu ne cüret canım? Çocuklarımla çok güzel ilgileniyorum tabiiki." diyerek çıkıştı.
"E ne güzel işte! Sizin adınıza sevindim. Bundan sonra bir anneyi küçümseyerek yaptığı fedakârlıkları aşağılamazsanız sevinirim. Kaldı ki hizmetli diyerek aşağıladığınız insanlar olmasa haliniz nasıl olurdu bunu da bir düşünün. Şimdi izninizle baş başa yaptığımız akşam yemeğimizi daha fazla bölmezseniz...." Elimle masanın dışını gösterdim.
Verecek bir cevabı yoktu. Cesur ve diğerleri bana gururla bakarken o burnundan soluyarak yüzüme baktı. Bana daha çok yaklaşıp fısıldayarak konuştu.
"Neyin içinde olduğunu bile bilmiyorsun? Cesur istediğini aldıktan sonra seni de bir çöp gibi kapının önüne koyduğunda da böyle konuşabilecek misin bakalım?"
"Sana böyle yaptı ve burada onun masasında ona selam mı veriyorsun? Gerçekten kendini bu kadar değersizleştirme."
"Kurallar böyle. Senin gibi biri bunu zaten anlayamaz."
![](https://img.wattpad.com/cover/313168861-288-k434553.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görevimiz Mutluluk
RomanceBebeğini kaybeden acılı bir anne ve bebeğine süt anne arayan terk edilmiş bir babanın aşk ve ihanetlerle çevrelenmiş sıra dışı sürprizlerle dolu hayat hikayesi. "Hiçbir şey göründüğü gibi değildir." Keyifli okumalar...