39- Uyanış

2.1K 107 6
                                    

Kur'an sesi, ağlama hıçkırıkları, ellerimin, başımın, yüzümün okşanma hissi, beni yeniden çağıran o güzel uyku. Günlerdir aynı döngünün içinde hapis kalmış gibiyim. Hiçbir yerimi kıpırdatacak gücüm yok. Sanki üzerime çığ düşmüş gibi bedenim bana ağır geliyor.

"Arabanın tekerlekleri yere basmıyomuş öyle diyorlar. Nasıl mübarek bir yer." Yabancı bir kadının sesini duyunca heyecanlandım. Döngü sonunda bozulmuştu.

Annem üzgün bir şekilde onu cevapladı.
"Ay abla, dua etseydin Bade için."

Yabancı ses.

"Etmez miyim ettim. Yedi uyurlara da gittik. Oraya Tarsus'ta gitmiştim ama asıl yer burasıymış öyle diyorlar. Feyzi, havası muhteşem. Bi görsen."

"Kimle gitmiştiniz?"

Kiraz teyzenin de sesini duyunca yaşadığımı hissettim. Tıpkı eski günlerdeki gibi.

Yabancı ses.
"Bizim Erkan götürdü. Gelin Nedime de geldi. Her yıl gidiyorlar da bu yıl bize de nasip oldu işte. Neler neler var."

Sessizlik.

"İbrahim Ethem Hazretlerinin türbesine de gittik. Dua, dua bi görsen Kiraz. Huzurla doluyosun. Bi ara türbenin içinde birini görür gibi oldum. Korktum, çıktım hemen." Gülücük sesi. Gülmemek için zor tutuyordum ben de kendimi.

Başka yabancı bir ses daha duydum.

"Nermin abla hoş geldin."

Öldüm mü acaba diye geçirdim içimden. Belki ruhumdur tüm bunları duyan. Kıpırdanır gibi yaptım ama tüm vücudum alçıya alınmış gibi kıpırdamak mümkün değildi.

"Hoş buldum gülüm. Sen de hoş geldin. Nasılsın?"

"İyiyim abla. Aynı işte. Hafta sonu düğünümüz var. Bizim Soner düğün yapıyor."

Kiraz teyze yeniden konuştu.
"O kaçırdığı kızla mı?"

Annem şaşkınlıkla aralarına girdi.
"Kimi kaçırmışlar?"

"Fatma'yı." dedi Kiraz teyze.

"Gülcan'ın kızı mı?"

Yabancı ses anneme cevap verdi.
"Yok Muhterem'in. Onlar İzmit'te."

Annem sonunda anlamıştı kim olduğunu.
"E iyi, zaten adamcağız hiçbir kızını evlendirmedi."

Başka yabancı ses onu onayladı.
"Doğru, hepsi kaçarak evlendi. Neyse bunu da çocuğu olunca affeder."

Daha fazla dayanamayıp mırıldandım.
"Bi uyutmadınız."

Sesimi duymak tuhaf ama güzel bir histi. Sanki yıllardır konuşmuyormuşum gibi. Oda sessizliğe gömüldü yeniden. Sonra fısıldaşmalar başladı.

Gözlerim eskisi kadar ağır gelmiyordu. Uykumu iyi almıştım artık. Hafifçe araladım gözlerimi.

"Bade..." Annem bi solukta ismimi söyleyip hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kiraz teyzeyle yanındakiler de ağlıyordu.

"Kiraz, çağır hemşireyi, çağır Kiraz."
Gözyaşlarını silip elimden tuttu.

"Hoş geldin kızım."

"Asıl siz hoş geldiniz." Mırıldanarak konuşmaya devam ettim. Tam ayılmam için biraz zamana ihtiyacım vardı.

Yutkundum. Boğazım kurumuştu. Hatta tahriş olmuş gibi acıyordu. Oksijen maskesini çıkarıp attım suratımdan.

Görevimiz MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin