İfşa

1.5K 109 29
                                    

Kuzey Koral

"Çok kan kaybetmiş. Biraz daha geç kalınsa kurtarılması imkansızdı. Uyanması uzun sürecektir."

Bakışlarımı hasta yatağındaki bedende dolaştırırken derin bir nefes aldım. "Gecenin durumu nasıl?" Aklımda sadece hemen onun yanına dönmek vardı. Hala aralarında ne yaşandığını bilmediğimizden Tuğbayla ikisini farklı odalara almıştık. Diğer fark da Tuğbanın kelepçeli oluşuydu. Hala ona her baktığımda Geceyi bulduğum anı hatırlıyor, öfkeden delirecek hale geliyordum. O gün neler olduğunu bilmesem de Gecenin başına gelenlere Tuğbanın neden olduğuna emindim. Sebebini açıklayamazdım, sadece emindim.

"Bu akşam uyandıracağız ama karşımızda uzun bir iyileşme süreci var, Kuzey. Omzundaki yara yüzünden kolunu uzun süre kullanamayacak. Gördüğü şiddetin boyutunu düşünürsek... Özellikle yüzüne ve omuzlarına tekme atılmış. Kafasını korumuş olsa da yüzünde iki kırık, altı çatlak var. Ameliyat olmuş olması sorun yaşamayacağını göstermiyor. Şansımız varsa ısırma ya da konuşma fonksiyonlarında bozulma olmaz. Ayrıca omuzlarındaki iki farklı bölümde de ezilmeler var. Kolu dışında hayatını etkileyecek diğer şeyler de bunlar. Kız dayanıklı olsa da zor olacaktır."

Sıkıntı dolu bir nefesi ciğerlerime doldurduktan sonra "Bence en zoru onu tesiste tutmak olacak," dedim. Nedense Gecenin uyanır uyanmaz tesisten ayrılmak isteyeceğini düşünüyordum. Oraya tek başına gitme nedeni her neyse başarısız olmuştu. Bu da yeniden gitmek isteyeceğini gösteriyordu. Büyük ihtimalle başarısız olacağını tahmin etmediğinden kaçmıştı. İşini hallettikten sonra geri dönecek, diğerlerinin güvende olduğundan emin olacaktı. Şimdiyse her şey ortaya çıkmıştı. Onun yerinde olsam giderdim, bu yüzden onun da gideceğini düşünüyordum. "O kızı tesiste tutmanın bir yolunu bulmam gerek."

"Bence de bir yolunu bul, Kuzey. Bu haldeyken dışarı çıkarsa olacakları düşünmek bile istemiyorum."

Bora Aksoy

"Bora, otur şuraya."

Halit kolumdan tutarak beni yanına oturttu. Gece saldırıya uğradığından beri ikimizin de uykuları zehir olmuş, zor zor bitirdiğimiz günler işkence haline gelmişti. Uyanmaması yetmiyormuş gibi başına ne geldiğini de bilmiyorduk. Ajanlar hep aynı şeyi söylüyorlardı. Bilmiyoruz. Gecenin neden tesisten ayrıldığını bilmiyorlardı. O adamların neden saldırdıklarını bilmiyorlardı. Tuğbanın olayla ne ilgisi olduğunu bilmiyorlardı. Neden intihar ettiğini de bilmiyorlardı. Hiçbir şey ama hiçbir şey bilmiyorlardı. Delirmek üzereydik.

"Anlamıyorum lan. Bu kız neye bulaştı? Tuğba denen kızın konuyla ilgisi ne?" Küçücük haliyle kollarıma koşan kıvırcığı hatırlarken buğulanan gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Onu çok özlüyordum. Tesiste karşılaştığımız zaman küçüğüme kavuştuğumu sanmıştım ama karşımda bulduğum kişinin tanıdığım Geceyle ilgisi yoktu. "Bizim kıvırcığımız nasıl bu hale geldi, Halit?"

"Bilmiyorum, kardeşim. Hiçbir şey bilmiyorum. Gece uyansın da, gerisi hallolur."

"Ya da biz hallederiz."

Duyduğumuz sesle bakışlarımızı yanımıza gelen kıza çevirdik. Tesise geldiğimizde tanıştığımız sarışın kızdı. Sanemi lojmandan hatırlamıyordum ama burada geçirdiğimiz süre içinde birbirimizi tanımış, iyi anlaşmıştık. İlk günden beri tek niyetim kıvırcığıma kavuşmak olduğundan kimseyle konuşmuyordum. Buseyle yaptıkları tartışmadan sonra aramız açıldığı zaman dikkatimi dağıtmak adına tesisteki tüm çocuklarla tanışmış, konuşmuştum. Sanemle de o sırada yakınlaşmıştık. Gece kadar olmasa da onun da gözü karaydı. Bu yüzden dediği şeye şaşırmak yerine "Ne yapacağız?" diye sordum.

{Tamamlandı} Gece [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin