Telefonunun sesiyle yüzümü buruşturarak alarmı kapattım. Her gün saat beşte uyandığım için bugün de alarm çalmıştı ama ben uyumuyordum. Bana verilen dosyaları neredeyse yedinci kez okuyor, notlar alıyordum. Kuzeye söylediğim "Bana kalmam için bir neden ver, ajan," cümlesinin cevabı katliam günüyle ilgili kayda geçen tüm dosyalar olmuştu. Bunun aramızda sır olarak kalması gerektiğini söyledikten sonra her şeyi önüme bırakmıştı. Yazılanların neredeyse yüzde doksanını zaten biliyordum fakat bir bilgi vardı ki... Tesiste kaldığıma değdiğini düşündürtmüştü.
Dosyada tesisteki bir ailenin tamamen katledildiği yazıyordu. Diğer evlerde sadece askerler öldürülmüşken Sazak ailesinin tüm fertleri öldürülmüştü. Rahmi Sazak. Arife Sazak. Murat Sazak. İrem Sazak. Anne, baba ve iki çocukları öldürülmüştü. Hafızamda bu aileye dair herhangi bir anı yoktu. Zaten tesise geldiğim günden beri yüz yüze baktığım insanları bile doğru dürüst hatırlayamamışken Sazak ailesini hatırlamamam normaldi.
Öğrendiğim diğer şey ise lojmandaki yanan tek evin bana ait olmadığıydı. Sazak ailesinin yaşadığı ev de yakılmıştı. Bu iş için görevlendirilen herkes uzun süre bunu araştırmış, ilk anda düşündüğüm gibi katilin Sazak ailesinden biri olma ihtimalinin üzerinde durmuşlardı. Fakat uzun sürenin sonunda tüm aile fertlerinin DNA'ı küle dönen evde bulunmuştu. Böylelikle Sazak ailesi şüpheli listesinden çıkarılmıştı.
Elbette buna karar veren ajanlardı ve bana göre büyük aptallıktı. Benim için şu an Sazak ailesi şüpheli listesinin en başında yer alıyordu. Ne olursa olsun onların ölümünün diğerlerinden farklı oluşu değerlendirmem gereken bir durumdu. Zaten nasıl olmuştu da şüpheli listesinden çıkarılmışlardı, anlamıyordum. Benim o listede olmamın ilk nedeni evimin yanmış olması değil miydi? Bu durum Sazak ailesi için neden geçerli olmamıştı? Babam Sazak ailesi gibi kül olmuştu. Dokuz yaşımda katille çalışmam imkansız olduğuna göre babamın küle dönüşü beni şüpheli listesinden çıkarmalıydı. Oysa tam tersi olmuştu. Raporlar umurumda değildi. Peşine düşeceğim kişiler Sazaklardı. Ayrıca bu ailenin başına gelenleri zamanında nasıl öğrenememiştim?
Önüme bırakılan çay bardağıyla bakışlarımı karşımdaki sandalyeye oturan adama çevirdim. Kuzeyin odasındaydım. Dosyaları verdikten sonra beni yalnız bırakmış, gitmeden önce dilediğim kadar burada kalabileceğimi, kendisinin toplantı odasında olacağını ve beni rahatsız etmeyeceğini söylemişti. "Yemekhanenin açılmasına daha var. Çayı nereden buldun?" diye sorduğum zaman bir yandan da vücudumu esnetiyordum. Saatlerdir oturduğum için her yerim sızlıyordu.
"Senin çaydanlığını kullandım."
"Benim?" derken kaşlarım çatılmıştı. Çaydanlığım yoktu. Herkes gibi sadece yemekhane açık olduğunda çay içiyordum. Zaten uyandıktan sonra geçirdiğim saatlerde sinirli birine dönüşmemin nedeni de buydu. Neden bahsettiğini anlamamıştım.
Kuzey yüzündeki yorgun gülümsemeyle "Sana almıştım ama vermeye fırsat bulamadım," dedi. "Çayı yemekten bile çok seviyorsun. Diğerlerinin aksine erken uyanıyorsun. Bence sinir krizi geçirip tesisi yakmaman için buna ihtiyacın var."
Dudaklarıma misafir olan keyifli gülümsemeyle birlikte çayımdan büyük bir yudum aldım. Ajanın tek niyetinin şüpheli listesinin başında yer alan kişiyi gözünün önünde tutmak olduğunu bilsem de yaptığı bu tarz incelikler hoşuma gidiyordu. Onunla ilgili fark ettiğim bir şey daha vardı. Hayatımdaki yeri doldurulamaz olan adamla sadece isimleri değil, bazı özellikleri de benziyordu. "Erken uyandığımı kim ispiyonladı?" dediğim sırada masanın üzerinde duran sigara paketini elime aldım. Dosyaları okurken bir paket bitmişti. Yenisini almak için odama gitmek istediğimde ise Kuzey iznimi isteyerek benim yerime odama gidip getirmişti. Lolipoplar ve not kağıdı odama bırakıldığından ve geride kamera kayıtları kalmadığından oranın artık güvenli olmadığını ikimiz de bildiğimiz için itiraz etmemiştim. "Sigara kullanmıyorsun ama bir kez çayla dene derim. Neden yemekten bile çok sevdiğimi anlayacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Tamamlandı} Gece [+18]
General FictionOn sekiz yıl önce yaşadığı lojmandaki tüm askerler öldürülmüştü. Hikayesi diğerlerinden farklıydı çünkü hem babası öldürülmüş hem de evi yakılmıştı. Gece Toksöz katliam gününden sonra ortadan kaybolmuş, on sekiz yılını hayalet olarak geçirmişti. Ner...