Kuzey'in Hiçbir Şeyi

1.4K 110 50
                                    

Kuzey Koral

"Bir süre kolunuzu hareket ettirmeyin. Mecbur kalırsanız da en azından ağırlık kaldırmamaya dikkat edin. Geçmiş olsun."

Doktorun dışarı çıkmasıyla derin bir nefes aldım. Çatışma hayatta kalmamızla sonlandıktan sonra doğru dürüst konuşamadan arabalara binmiş, bizim tanımadığımız ama Gecenin tanıdığı kişilerin peşine takılmıştık. Kısacık bir an Geceyle yan yana geldiğimde duyduğum tek cümle "Şu an tesise dönersek yolda yeniden tuzağa düşebiliriz," olmuştu. Mantıklıydı. Tesiste, hatta bize emir verenlerin arasında bile ülkeye ihanet eden, o dosyayı çalan kişiyle bağlantılı birilerinin olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Bu yüzden yine Geceye güvenmeyi seçmiştim. Sonuçta kaybetmek üzereyken bizi kurtarabileceğini söylemiş, kurtarmıştı da. Şu an ondan başkasına güvenmem mümkün değildi.

Geldiğimiz yer bizim kaldığımız tesise çok benziyordu. En önemli fark yerin altında oluşuydu. Şehrin çıkışındaki ormanlık alana, arabayla ilerlemesi fazlasıyla zor olan kısma girmiştik. Çocukların kusmalarına neden olacak kadar engebeli yollardan geçtikten sonra bir noktada durmuştuk. Gördüğüm kadarıyla Güney isimli adamın arabadan çıkıp elindeki kumandaya basmasıyla toprak zeminde bir kapı açılmıştı. Garaj gibi yere girdiğimizde birkaç dakika arabaları sürmüş, en sonunda da gerçekten de garaj olduğunu anladığım yere park etmiştik. Orada bulunan asansöre bindikten sonra biraz daha aşağı inmiştik. Asansördeki panelde eksi birden eksi ona kadar katların olduğunu görmüştüm. Burası... Resmen yer altında kurulmuş bir tesisti.

Buranın tam olarak neresi olduğunu, bize yardıma gelenlerin kim olduklarını... En önemlisi de Gece Toksözün bunlarla bağlantısının ne olduğunu bilmiyordum. Delirmek üzereydim. Bir an önce yanına gitmek ve gerçekleri öğrenmek istiyordum. Odadan çıktığım sırada karşılaştığım kişiyle sağlam elim otomatik olarak belimdeki silaha uzansa da adamın yüzündeki gülümseme tehlike teşkil etmediğini gösteriyordu. "Size yemek salonuna kadar eşlik edeceğim," deyip eliyle asansörün olduğu kısmı işaret etti.

Yemekhane eksi on üçüncü kattaydı. Asansör o kata inene kadar sessiz kalmış, bu halime saygı duyan adam da sessizliğime eşlik etmişti. İçeri girdiğimizde merakla kaşlarımı kaldırdım. Şimdi beni almaya gelen adamın neden buraya yemekhane değil de, yemek salonu dediğini anlıyordum. Bizim tesisin aksine burası resmiyetten uzaktı. Ortada kocaman yuvarlak bir masa vardı. Tesisteki herkesin oturabileceği kadar büyüktü. Sağ tarafta yemekler, sol tarafta ise tatlılar vardı. Herkes tabağını doldurup masadaki yerine geçiyordu. Fakat dikkatimi çeken şey odanın diğer tarafındaki karmaşaydı. Sahne kurulmuştu ve insanlar ellerinde balonlarla, müzik aletleriyle bir yerlere koşuşturuyorlardı. Benim gibi buraya ait olmayan ve kapının hemen sol tarafında put gibi duran ekip arkadaşlarıma doğru ilerledim.

"Neler oluyor?"

Merakla etrafında olanları izleyen Cansu "Kutlama yapacaklarmış sanırım," diyerek sorumu cevapladı. Tesise geldiğimiz ilk yarım saatte yaralı olanlarla ilgilenilmiş, sonra da her birini farklı kişiler duş alabilecekleri, belki de kalabilecekleri odalara götürmüş, yeni kıyafetler vermişlerdi. Sanki farklı ajanlara ait tesise gelmiştik.

"Neyin kutlaması?"

Sorumu bu kez yanımızdan geçmekte olan genç bir çocuk cevapladı. Elindeki bardak dolu tepsiyi dikkatlice tuttuktan sonra kocaman gülümsemesiyle "Gece ablanın dönüşünün tabii ki," dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Geceyi nereden tanıyorsunuz?"

Çocuk etrafına tedirgin bir bakış attı. "Bunu anlatamam." Elindeki tepsiyi daha fazla tutamayacakmış gibi yüzünü buruşturduktan sonra arkasındaki büyük masaya bıraktı. Yine yanımıza geldiğinde ekip arkadaşlarımın yüzünde merak dolu ifade vardı. "Gece abla, Güney abi, Oktay abi ve Suna abla dışında kimse anlatamaz. Şu kadarını söyleyebilirim. Buradaki herkesin aile olduğunu düşünün. O ailenin en değerli parçası dört yıldır kayıptı." Bakışlarını kısacık bir an yuvarlak masadaki göremediğimiz sandalyelerden birine değdirdiğinde baktığı yerin Gecenin oturacağı yer olduğunu düşündüm. Nedenini anlamasam da böyle düşünüyordum. "Şimdiyse burada, yanımızda. Bunu kutluyoruz."

{Tamamlandı} Gece [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin