"Bırak!"
Hayatını silahların, çatışmaların arasında geçirmiş biriydi Kuzey. Cesareti sayesinde ekibini bir çok kez ipten almıştı. İlk kez. Mesleğe başladığı günden beri ilk kez karşısında biri tetiğe basmak üzereyken gözlerini, kulaklarını sıkıca kapatmıştı. Silah sesinin ardından sevdiği kadının sesini duymasıyla titreyen kalbinin eşliğinde gözlerini araladı. Hayattaydı. Gece Toksöz hayattaydı.
Gece tetiğe bastığı sırada ilk kez arkasından birinin yaklaştığını fark etmediği için üzerine atlayan adamı engelleyememiş, şakağından uzaklaştırılan silahtan çıkan kurşun duvara saplanmıştı. Kızı sıkıca tutan, debelenmesine rağmen kollarını üzerinden bir an olsun uzaklaştırmayan adamın yüzü açığa çıktığında sadece çocuklar değil, ajanlar da şaşırmışlardı.
Silahı tüm gücüyle kendisine çekmeye çalışan Geceyi durdurmak için tetiğe art arda bastı adam. Kurşun bittikten sonra daha sıkı sarılarak kulağına doğru "Bitti," diye fısıldadı. "Bitti, güzelim. Her şey bitti."
Necip ayaklarının kendisini taşıyamayacağını fark edince yere, Boranın yanına çöktü. Saçlarını çekiştirerek Orhanın kollarının arasında çırpınan, çığlık çığlığa haykıran kızı izliyordu. Tesise geldiği günden beri dimdik duruyordu Gece. Bakışlarındaki soğukluk, umursamazlığı, alaycılığı, hatta gücü... Çoğu insanın ona sinir olmasına neden olan her şey maskeydi ve gözlerinin önünde o maske parçalara ayrılmış, tuzla buz olmuştu. Onlar sadece videoyu izlemişlerdi. Dokuz yaşındaki kız çocuğunun ölümüne dayak yemesini ve katil oluşunu izlemişlerdi. Babasının katili. Gece ise bunları bizzat yaşayan kişiydi. Nasıl görememişlerdi? Vücudundaki yara izlerini öğrendiklerinde bile üzerine gitmemişlerdi çünkü canı yanmamış gibi görünüyordu. Onlar da buna inanmışlardı.
Gece vücudunu saran kollara tutunarak "Bırak," diye yalvardı. Zihninden videodaki hali de, katil olduğu an da gitmiyordu. Babasının katili. Bunu unutmak uğruna verdiği tüm çaba boşa gitmişti. Güneyin yanında kalmaya karar verdiğinde eğitmenlerinden tek şey istemişti. Unutmak. Dokuz yılını unutmasını sağlarsa istediği her şeyi yapacağına söz vermişti. Eğitmeni bunu yapmıştı da. Hepsi birbirinden berbat ve vahşi eğitimler olsa da Gece en sonunda dokuz yılını unutmuştu. Bugüne dek. Şu anda istediği tek şey ise görüntülerin kazındığı beynini patlatmaktı. "Ne olursun bırak."
Orhan kollarının arasından çıkmaya çalışan kızı daha sıkı tutarak göğsüne çekti. Dudaklarını saçlarının arasına bastırıp "Kimse ölüm şekli yüzünden yüceltilmemeli," dedi. Videoyu izlerken zihninde birbirlerine düşman olmalarına neden olan gün ve cümleler yankılanmaya başlamıştı. "Kimse ölüm şekli yüzünden yüceltilmemeli," demişti Gece. "Burada konuşurken babasından mükemmel bir varlıkmış gibi bahsettiğiniz çocuklardan birinin canı söyledikleriniz yüzünden yanıyor olabilir. Kimse kimsenin gerçekte nasıl biri olduğunu bilemez." Orhan bunları şehit olan babasına hakaret olarak algılamış, tüm kalbiyle ondan nefret etmişti. Yaşadıkları kavgalara, hatta onu bıçaklamış olmasına rağmen Gece yaşadıklarından bahsetmemişti. Konuşurken babasından mükemmel bir varlıkmış gibi bahsettiklerinde canı yanan çocuklardan olduğunu söylememişti. "Özür dilerim. Canının yandığını göremediğim için özür dilerim, Gece."
"Sen Boranın kıvırcığı değil misin? Ne işin var burada?"
"Saklanıyorum."
"Kimden?"
"Herkesten."
"Neden?"
"Gülmek istemiyorum çünkü."
"Anlamadığımı söylesem?"
"Onların yanına gidersem gülmek zorundayım. Ama istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Tamamlandı} Gece [+18]
Genel KurguOn sekiz yıl önce yaşadığı lojmandaki tüm askerler öldürülmüştü. Hikayesi diğerlerinden farklıydı çünkü hem babası öldürülmüş hem de evi yakılmıştı. Gece Toksöz katliam gününden sonra ortadan kaybolmuş, on sekiz yılını hayalet olarak geçirmişti. Ner...