2.9

2K 149 23
                                    

Ayayayay bu tam benim şu an ki yazım tarzıma benziyor. Bunu yakın zamanda yazmıştım bölümleri düzeltirken sofnsnfsjsj birazda Yusuf'u konuşalım dimi?

🍀

"Adını duydukça ağlıyormuşum! Gelmişine, geçmişine sayıyormuşum!" Peçeteye sümüğünü silip gözlerini bana çevirdi Yusuf. 

"Yoğurt var mı evde?" Welcome depresyon. 

"Bekle getireyim sümüklü." Yine Özge yüzünden hallere girdi. Okuldan gidiyormuş sevdiği kız.

Buzdolabını açıp içinden yoğurt kovasını çıkardıktan sonra kaselere koydum. Yusuf'un sesi buraya kadar geliyor.

"Allah seni ishal etsin Özge!" Bu çocukta dengesiz. Benim yanımda kala kala delirdi yazık.

Salona ilerlerken alışamadığım duvarlara baktım. Annem ve kocası bu evde kalmamı istiyordu. İstemesem bile burada kalacağım zaten, gidecek başka yerim yok. Hem bana anlatılan gibi değiller, zihnimde onları çok başka hayal etmiştim. Babamın evinde beynimi yıkıyordu halam. Anlattığı çoğu şeye pek inanasım gelmese de ister istemez anneme sevgiyle yakalaşamıyorum.

"Yusuf yeto artık, cidden yeto." Elimde ki tabaklardan birini alıp yemeye başladı. Biz genelde üzüldüğümüzde ev yoğurdu yeriz. İyi geliyor, kalorisi de düşük. O zenginlerin çikolataları çok saçma ya. Hem pahalı hemde kilo alıyor insan. Donumuzda popomuz kalmaz öyle sarelle falan yesek depresyonda. Ki normalin üstüne yeriz genelde, en son Yusuf kusmuştu çok yediği için. Ondan sonra hastalanır, neye depresyona girdiğimizi unuturuz ve iyileşiriz. Böyle işte, biraz değişikçe bir depresyon.

"O kara kara saçlarını sevdiğim tuvaletten çıkama emi!" Tövbe yarabbim bir tane vuracağım feleği şaşacak.

"Sus ulan! Gidiyorsa gidiyor, dünyanın sonu değil ya?" Yoğurttan koca bir kaşık alıp ağzıma soktum. Ne güzel nimet bu ya, tam depresyona girmelik.

Dudağımın kenarı sızlarken peçeteyle yarayı silip yüzümü buruşturdum. Yüzümde ki yara geçecek ama ruhumda ki yara kazınmış, geçmeyecek. Teşekkür ederim baba, bende çok hatıra bıraktın. Bunları unutmayacağım.

"Nasıl susayım yonca? Okuldan gidiyor! Nasıl göreceğim ben?" Görme anasını satayım. Ben görmeden de seviyorum Umut'u.

"O gidecek diye dünyanın sonu gelmiyor ki. Sana bu sevgiden vazgeç diyemem çünkü bende birini seviyorum. Nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Ama sana vereceğim tek tavsiye onunla iletişimini koparmaman." Ağzına soktuğu kaşığı çıkarıp bakışlarını bana çeviri.

"O nasıl olacak?" Şov yapacaksın dedik sanki, nasıl olabilir kardeşim?

"Yaz ona, mesaj at. Ben mi öğreteceğim sana nasıl mesaj atılır diye?" Ablandan öğren bu işleri aslanım.

İlk önce kaşlarını çatıp duvarla bakışmaya başladı. Dediklerimi anlamadığını düşünüyorum çünkü mal gibi şu an.

"Şimdi... Onunla telefonda konuşabileceğimi mi söylüyorsun?" Aman yarabbi, nasıl anladın?

"Evet, gidişata bağlı konuşursunuz. Konuşmak istemezse de zorlamanın bir anlamı yok." Evet evet bunu diyen benim, vurmayın. Yedi yirmi dört çocuğa yazıyorum ama o da karşılık veriyor dimi? Mesaj atıyor bana, konuşmak istemezse cevap vermezdi.

"Mantıklıymış..." Hep sen mi mantıklı olacaksın? Bugünde ben zeki olayım dedim.

"Çünkü ben söyledim." Gözlerini devirirken dil çıkardım. 

"Bu yazma işini düşüneceğim. Elif onu bunu boş ver kalk ders çalışalım lan." Of her şöyle oturduğumuzda böyle diyor. Zaten okulun sıkı çalışması yetmiyor sanki.

"Hiçbir şey yapamam şuan yusufi. Zaten her sabah beşte kalkıp okula gidene kadar çalışıyorum. Akşam üç saat daha çalışırız." Güzel bir yer kazanmak gerçekten istiyorum, strese giriyorum çoğu zaman. Geleceğim bu benim. 

"Bahaneleri duymuyor benim kulaklarım, kalk deneme çözelim bari. Bakma be öyle dövecek gibi! Sadece bir tanecik çözeriz." Derslere bağımlıydı, sırf dersler için mezuna kalabilirim diyor bazen. Nereye kusayım ben şimdi?

Yüzümü buruşturup kafamı salladım. 

İmdat.

🚍

Kıvırcığameftun: Şimdi,

Kıvırcığameftun: Can ile Tan birlikte bir işi 12 günde yapıyorlarmış

Kıvırcığameftun: Ne işi ise artık :)

Kıvırcığameftun: Tövbe tövbe neyse artık

Kıvırcığameftun: Can 5 gün, Tan 8 gün çalışırsa işin yarısı bitiyormuş 

Kıvırcığameftun: Sırayla şey yapıyorlarmış artık

Kıvırcığameftun: Ulan 8 günde fazla yani zavallı can, yazık çocuğa

Kıvırcığameftun: İki üç saniye olmasını beklemiyorum zaten

Kıvırcığameftun: İki saat falan sürdü

Kıvırcığameftun: Sorry fesat moodum açık kalmış

Kıvırcığameftun: Şimdi bu işi sadece Tan yaparsa iş kaç güne biter?

Kıvırcığameftun: Bence Can ne zaman ölürse o zaman 

Kıvırcığameftun: Şıklarda yirmi günden az yok yani

Kıvırcığameftun: Yayınevi beni görse dava eder ama,

Kıvırcığameftun: Fesatlık genimde var

Kıvırcığameftun: Bukleli bey, acaba bu sorunun cevabını verebilir misin?

Umut: Sorudan çok cana ve sana acıdım

Kıvırcığameftun: Ehem, şimdi sen bana neden acıyorsun ki?

Umut: Soruyu çözemediğin için

Kıvırcığameftun: He tamam

Umut: 36 cevap

Kıvırcığameftun: Nası ya?

Kıvırcığameftun: 31 değil mi şimdi?

Umut: Değil, eve geçtiğimde çözer videosunu atarım sana

Kıvırcığameftun: Bir boydan foto gelir mi?

Umut: Yonca

Kıvırcığameftun: Sorunun boydan fotoğrafını demiştim ya..

Umut: Eğer boydan fotoğraf istiyorsan önce sen at

Umut: Sorunun fotoğrafını :)

Kıvırcığameftun: Her şey karşılıklı diyorsun yani?

Umut: Evet

Kıvırcığameftun: Peki benim sevgim karşılıklı mı Umut? (Görüldü)

🍀

Beni yorumsuz ve oysuz bırakmayın olur mu şekerparelerim?

Otobüsteyim şu an niye kafamı cama yaslayamıyorum bir türlü? Nerede bu wattpad, nerede bu devlet???

Mesele-i Aşk •Texting• ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin