Çok uykum varya, sanki geçirdiğim şu zamanları yaşamıyormuş gibiyim. Çok değişik bir psikoloji bu.
Sezon finali canavarlarım...
🍀
"Elif!" Kalbim hızla çarparken elimde tuttuğum çantam yeri boyladı. Yere eğilirken çarpışan kafamızla acıyla inledim.
"Özür dilerim, çok acıdı mı?" Kalbim kadar değil.
"Sorun değil, sen buralarda mı yaşıyorsun?" Ah, ne güzel oyunculuk yapıyorum değil mi?
Gülümseyerek kafasını iki yana salladı. Ne güzel gülüyor hayırsız.
"Hayır ama buralarda bir pastaneci var. Fırın gibi biraz, orada çalışmaya başladım. Belki taşınabilirim buralara ama." Buralarda fırına benzer tek yer var, annemlerin bir sokak aşağısında ki pastane. Harika, seni sürekli göreceğim.
"Öyle mi? Güzelmiş.." Sesim kısılmıştı. İyice dengesizleştim ben. Aptal gibi değilim normalde ama bu aralar öyle bir şeye dönüştüm.
"Peki ya sen... Burada mı yaşıyorsun?" Kafamı sallayıp gözlerinin içine baktım.
Çok garip değil mi? Aylardır sürekli gözlemlediğim, içimde sevgi beslediğim insan şimdi gözlerimin içine bakıyor, benim varlığımdan haberdar. Yakında korkak sevgimden de haberdar olacak. Ona söyleyeceğim her şeyi.
"Güzelmiş... Sen son sınıftın değil mi?" Aramızda bir adımlık mesafe var ve ben nefes almayı unuttum. Kalbim vücudumu dövüyormuş gibi. Sanırım bu sevgiden fazlaydı. Başıma büyük bir iş açtım bukleli. Son yağmur taneleri dünyayı terk etse bile kalbim seni her gördüğünde vücudumu dövecek.
"Evet." Normal bir konu konuşuyoruz ama sanki normal değilmiş gibi. Gözlerinin derini çok güzel. Niye böyle bakıyorsun ki insafsız?
"Seni ders çalıştıracaktım ben. O günden sonra biraz yoğundum yazamadım sana. Uygun bir zamanda buluşup bu konuyu konuşalım mı? Hiç olmazsa borcumu bu şekilde ödeyeyim..." Bakışlarını benden kaçırıp kafasını yere eğdi. "O gün yaptığın şeyler için teşekkür ederim. Annem beni o halde görseydi mahvolurdu." Gözleri dolarken kaşlarımı çattım. Bu bataklık hayatının da en hassas konusu annesiydi sanırım.
"Kim olursa aynı şeyi yapardı Umut. Yeni işin hayırlı olsun, ben bir ara gelirim çalıştığın yere. Ders saatlerini, programını ayarlarız. Kendine iyi bak." Gülümseyerek yüzünü inceledim. Dudakları yukarı kıvrılırken kafasını salladı. "Sende kendine iyi bak Elif, görüşürüz."
Bakışlarımız ayrılırken yollarımızda ayrıldı. Kalbim gümbür gümbür atarken ellerimi göğsüme koydum. Heyecandan gözlerim dolarken kafamı iki yana sallayarak koştum. Kalbim onun için değil de hızlı koştuğum için çarpana kadar koştum. En sonunda annemlerin evinin önüne geldiğimde derin soluklar alarak içeri girdim. Bu evi kendi evim olarak görmeliyim artık. Velayet davası için işlemler başlatılmıştı ve babam pek ses çıkarmadı buna. O da annemde kalmamı istiyor, beni bir yük olarak görüyor. Bunu ima ettiği bir çok gün olmuştu ve ben onu hep haklı bulmuştum. Fakat şimdi düşünüyorum, bir insanın evladı kendisine yük olmamalı. Çocuğu nasıl olursa olursun kabul etmeli, sırf onun istediği gibi olmadığı için veya ona itaat etmediği için silmemeli. Halam sağ olsun evlat hakkında konuştukları beni şaşkınca uğratmıştı. Düşünce yapıları biraz tuhaf.
Dış kapıyı açan Tuğrul amca yüzünde ki geniş gülümsemesi ile kapıyı sonuna kadar açtı. Yüzümde ufak bir tebessüm oluşurken ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim. Yemek kokusu burnuma dolarken zorla yutkunup mutfağa ilerledim. Gözlerim doldu, senelerdir eve girdiğimde duvarlar yemek kokmuyordu ama şimdi..
"Elif'im, hoş geldin kızım." Tencereyi karıştıran annem, işten yeni gelmişe benziyordu. Annem büyük bir mağazanın müdürüydü. Tuğrul amcayı bilmiyorum ama üzerinde ki gömlekten iyi bir yerde çalıştığı belli.
"Hoş bulduk anne, ne yemek yapıyorsun?" Kendimi yıllar önce ki Elif gibi hissettim. Okuldan gelir gelmez çantasını yere fırlatıp mutfağa koşan Elif gibi. Yemeğe ve ailesine düşkün o Elif.
"Fırında tavuk ve bezelyeli pilav yaptım." Unutmamıştı sevdiğim yemekleri. Arada geliyordum bu eve ama nedense yabancısı gibi hissettiğim için pek konuşmuyordum. Şimdi ise kalbimde bir sıcaklık kol geziyor, tuhaf ama hafif bir sıcaklık.
"Hadi bakalım küçük hanım, doğru banyoya, eller yıkandıktan sonra yemek masasına." Biraz şaşkın, birazda tuhaf bir şekilde kafamı sallayıp mutfaktan çıktım.
Banyoya girip yüzümü yıkarken annem kapıya yaslanıp bana göz kırptı. "İki gün sonra seninle kınaya gidelim mi?" Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken yüzümü havluyla kurulayıp ona döndüm. "Kimin kınası?" Yanına ilerleyip koluna girdim. "Hani benim lise arkadaşım İrem vardı ya, onun kızı evleniyor." O kız benden dört yaş büyüktü. Hadi buklelim, bugün gel hayır demem direkt nikah masasına uçururum seni.
"Olabilir, pek şık bir elbisem yok ama.." Kıyafetlerimin hepsi babamın evinde. Yarın o işte iken gidip almam gerek.
"Merhaba sayın seyirciler, bugün güzelliklerinin farkında olmayan anne kızla beraberiz, merhaba." Kendimi tutamayıp kıkırdarken Tuğrul amca elinde ki kumandayı bir mikrofonmuş gibi bize tuttu.
"Merhaba benimki." Annem gülümseyerek yanağından makas alırken yanakları kızaran Tuğrul amca taktığı mutfak önlüğünü çıkardı.
"Bu güzeller güzeli anne kız, yemek yedikten sonra benimle dışarıda dondurma yeme şerefinde bulunabilirler mi?" Limonlu dondurma her şeydir.
Gülümseyerek kafamı salladım. " Olur olur, yeriz!"
🍀
"Oha, ben seni ne zaman aldım?" O kadar unuttuğum kıyafetim vardı ki. Dolabı açtıkça hayrete düşüyorum.
Valizimi koyduğum elbiselerimden birini yarın gideceğim kınada giyeceğim. Yeşil, düz bir elbiseydi.
Test kitaplarım başlı başına bir valiz olurken kendimi kaslı biri olarak hayal edip valizleri yataktan indirdim.
"Ah ah, buklelim burada olsaydı yardım ederdi." Odamdan çıkıp kapıya doğru ilerlerken duyduğum kilit sesiyle gözlerim yuvasından çıkarcasına büyüdü. Bişey yok bişey yok.
Kapı yavaşça açılırken kafamı yere eğip valizlerimi iki elime aldım. Kapıya doğru ilerlerken burnuma dolan kadın parfümüyle yüğerim acıyla ezildi. Kimin olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Bronz teni, siyah saçları, üzerinde ki gündelik elbiseyle genç gözüküyordu. Gözleri ise.. Sanki yıllardır onun canını acıtan bir düşmana bakıyormuş gibiydi. Neden, ben ne yaptım sana? Tanımıyorum bile seni.
"Sonunda tanıştık Elif." Evet, sonunda seninle yüz yüze geldik.
🍀
Bu burada sezon finali olur mu? Dediğinizi duyar gibiyim. Bence de öyle ama elimdeki tüm bölümler bu, kısmet böyleymiş..
Uzun uzun konuşmak istiyorum ama sıkışık otobüste bu pekte mümkün değil gerçekten.
Hoşçakalınnn <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesele-i Aşk •Texting• ✔️
RandomKıvırcığameftun: Bayım, sizinle çözmemiz gereken bir meselemiz var Umut: Mesele nedir? Kıvırcığameftun: Meselemiz.. Kıvırcığameftun: Size olan aşkım •TAMAMLANDI• Yayınlanma tarihi: 31.08.22 Final tarihi: 13.08.23 #sevgi 1 #yonca 1