1.7

2.8K 208 121
                                    

Selam yarın hafta sonu diye göbek atanlar, üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum resmen. Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum ama yorgunluğum beni ele geçiriyor çoğu zaman. 

Nasılsınız, okullar nasıl geçti?

Beni sorarsanız son senem olduğu için baya baya yoğun geçiyor. Bölümlere elimi bile sürmedim desem yeridir. Git gide az bölüm atmamın nedeni bu. 

Birde sizden bir ricam olacak, önceki kitabımda da yaptım bunu ama beni anlayışla karşılayacağınızı umuyorum, bölüm okuma, oy ve yorum arasında baya baya fark olduğu için arada sınır koymaya karar verdim. 

Fazlasıyla yorgun olduğum çok konuşmayacağım, zaten bu bölüm normal bölümlerden en az iki katı daha uzun. İyi okumalarrr <3

Sınır 40 oy, 50 yorum. 

🚍

Kıyafetlerime son bir kez bakıp heyecandan buz kesen parmaklarımı cebime koydum. Kalbim artık kendini çamaşır makinesi gibi titreşime alarak hızını durduramıyor.

Otobüsün camından ezbere bildiğim yerleri seyretmeye çalışırken varlığı dikkatimi dağıttığı için kıpırdanıp duruyorum. Allah'tan dikkat çekmemeye çalışıyorum.

Derin bir nefes alarak şapkamı biraz daha yüzüme çekip burnumun aşağısına düşmüş olan maskemi düzelttim. Defne'nin deli fikirlerini ilk başta onaylamasam bile kendimi bir anda onu yaparken buluyorum. Sanırım onun gibi benimde ruhum kaostan besleniyor.

Sabahın erken saatleri olduğu için kimseden ses çıkmazken tuttuğum demiri parmaklarımla daha sıkı kavrayıp köşeye sıkıştım. Otobüse binen insanlar ile alan git gide kalabalıklaşırken cama yapışmış bir şekildeyim. Birazdan otobüs camıyla öpüşebilirim bu arada. En büyük şansım onun gözümün önünde olması. Tek tesellim bu galiba.

Kıvırcık saçlarına bakarken düşüncelere dalmış, yamuk bir ağızla gülümsüyordum. Ulan çocuk, ulan tipine bal sürüp ayı yemesin diye saklamak istediğim şahıs. Bu büyü değilse bende yonca değilim.

Dikkat çekmemek için baştan aşağı siyah giyinmişken en dikkat çeken kişi oldum. Ay zaten dikkat çekiciyim ama bu konuyu açamama gerek yok şu an. Herkes cıvıl cıvıl giyinmiş, o hariç. O yine grilerin arasında kaybolmuştu. Bu rengin bir anlamı olduğu için mi giyiyordu yoksa sadece sevdiği için mi grilere bürünüyordu merak ediyordum. Genelde gri giyiyor ama beyazda çok yakışıyor esmer tenine. 

Dakikalar geçmişken inmem gereken okul durağın önünde duran otobüs ile gergince yerimden kıpırdandım. Yaptığım şeyin ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğu tartışılırdı ama arada manyaklık yapmak gerekiyor. 

Otobüs tekrar hareket ederken dudaklarımı dişleyip stresle ellerimle oynadım. Nerede ineceğini biliyorum. Onu tam on ay önce tanıdım. Daha doğrusu gördüm. Yağmurun altında, otobüs durağında eve gitmek için beklerken koşarak durağa doğru gelmişti. Şemsiyesi yoktu yanında. Durak kalabalık olduğu için köşede beklemişti. Yağmur damlaları şiddetle yere inerken onu koruyan kapüşonlusuydu. Alnını kapatan saçları ıslanmışken dayanamamış ve yanına ilerleyerek elimde tuttuğum şemsiyeyi ona doğru uzatmıştım.

İlk başta şemsiyeyi kendime tuttuğumu sanıyorken artık ıslanmadığını fark ettiğinde şaşkınca bana dönmüştü. İlk defa göz göze gelmiştik. Kahve gözleri o an içimi gıdıklarken şemsiyeyi ona vermiştim daha fazla ıslanmasın diye. Bana teşekkür ederken gelen otobüsle aynı anda hareket etmiştik. O an fark etmesem bile aynı otobüse binmemiz beni mutlu etmişti. Onunla ilk ve son defa diyaloğa girmiştim. Teşekkürler ve rica ederim. Şiddetli yağmurun altında söylenen son sözler bunlardı.

Mesele-i Aşk •Texting• ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin