3.6

1.7K 125 25
                                    

Ben geldim, hani şu yaratık dediğiniz kız..

Özlediniz mi beni demeyeceğim tabiki de özlediniz ulan bende özledim

O kadar gariplik var ki üzerimde, sebebini az çok biliyorsunuz. İnsan gerçekten gerilmeden edemiyor. Müzik dinlerken ya da telefonumu alırken hata mı yapıyorum diye kötü bir hisse kapılıyorum.

Bi gidişle burayı günlük gibi kullanacağım skfjdjfjdjs aman canım sizde beni çekeceksiniz artık.

Hadi iyi okumalar <3

🍀

Yazardan..

Düşünmek... Düşünmek. Bizi yıpratan şey değil miydi düşünmek? Düşüncelerin seline kaptırdığında çırpınmak için çok geç olduğunu fark edersin. Ellerin uyuşur, kalbindeki ağrı kendini hissettirirken ter basar seni, düşüncelerin sesi, nefesini keserken bir aynayla kesişir gözlerin. O kırmızılaşmış gözler, elin ayağın boşalmış, saçların dökülmüş, vücudun çökmüş. Sonra sürekli duyduğun ses tekrar yankılanır zihninde. 

Değer miydi?

Seni bu hale getirenleri düşünmeye değer miydi?

Biliyor musun, değmezdi. Aylarca, senelerce sana verdikleri zararları düşünüp dalgalarla boğuşmayı bırakırsan kaybedersin. Yüzmeyi öğren, göz yaşlarını silip yüzünden çaldıkları gülümsemeyi kondur yorgun yüzüne. Her gün güneşin batışı olduğu gibi doğuşu da vardır. Her zorluğun bir bitişi olduğu gibi, yorgun musun? İstemiyor musun savaşmayı? Kazanmalarına izin mi vereceksin? Güneşinin doğmasını istiyorsan uyan ve kollarını sıva. Kimse perdeni çekip güneşin doğuşunu sana seyrettirmeyecek. Kalk ve perdeyi çek. 

Derin bir nefes alıp gözlerini camdan çekti. Kahveleri yatağında uyuyan genç kızın yüzüne takılırken kafasını iki yana sallayarak ayaklandı. Gök yırtılırcasına gürlerken içinin gürültüsü kulaklarını kaplıyordu. Sesler, renkler, hüzünler ve gülüşler net değildi onun için. Omuzları ağrıyor, elleri buz kesiyor.

"Sus Umut, bunları düşünerek kazanamazsın." Yüzünü sıvazlayarak odadan çıktı. Koridoru aştıktan sonra o odanın önünde durdu. Elleri kapı kulpuna giderken dolan gözlerini silip kapıyı açtı.  Gördüğü görüntü iki seneden beri aynı. Değişen tek şey duvardaki tablonun rengi. Solmuş, duvarla bir olmuştu rengi.

Gözleri kapalı her zamanki gibi. Açsa o kapalı kahvelerini, gülümseme oluşsa yüzünde. Okşasa saçlarını. Ne çok özlemişti sevgi görmeyi. 

"Kollarım toz oldu, sen bana sarılmadığın için tozlandım." Yatağın yanına gidip yere çöktü. Her zaman kapıyı kapalı tuttuğu kapı, içinde acısını, hasretini ve yara izlerini barındırıyor. Evin camları olsa da bu eve güneş doğmayalı iki sene oluyor. 

"Acıyor, çok fena acıyor anne kalbim. Uyandığın günleri görmek istiyorum. Bu bağlandığın aletlerden kurtulup ayağa kalkmanı istiyorum. Başımı öpmediğin için kafam sürekli ağrıyor. Kollarım tozlandı sen sarılmadığın için anne, kalbimi sulamadığın için içimde çatlaklar var. Birisi beni sevmeye çalışırken kanıyor..." Çok özlemişti yemeklerini. 

"Benim kalbim uzun zamandır kanıyor anne. Seviyor, hem de çok fena. Vazgeçmiyor birde. Sevmesin beni. Sen uyan ve sev beni yeter. Yonca üç yapraklı ve dört yapraklı olmak istiyor. Ben ona dördüncü yaprak olamam ki.. Benden olsa olsa bataklık olur. Anlamıyor, anlamak istemiyor." Başını annesinin koluna yaslayıp güçle nefes almaya çalıştı. 

"Yonca şu an burada anne. Kalbimi kanatan kız benim yatağımda uyuyor." Kafasını iki yana sallayarak tebessüm etti. 

"Onu ilk gördüğümde anladım kim olduğunu. Gözlerinin içinde bana olan sevgisi o kadar belli ki..." Öyle güzel bakıyor ki. 

"Söylemişti bana, bir gün gözlerine bakarsam anlar mısın beni ve sevgimi diye. Anladım anne, kalbim kanıya kanıya anladım. Keşke beni bu kadar sevmese.." Nasıl gidip diyebilirdi ki sen yoncasın diye? Hem sınav senesinde aklını karıştırmak en son istediği şey bile değil.

"Bende okumak istiyorum anne..." Dudaklarından kopan hıçkırıkla elini ağzına kapattı. "Bende üniversiteye gitmek istiyorum. Borçlar, kiralar, ilaç paraları, hayat... Yoruldum." Alnına düşen sıcaklıkla kafasını kaldırdı. Kapalı gözlerinden akan yaşlar, yüreğini sızlatırken parmaklarıyla annesinin göz yaşlarını sildi. 

"Beni duyduğunu biliyordum anne. Ne olur uyan olur mu?" Gülümsemeye çalışarak yatağın köşesine oturdu. 

"Hem bak sana ne diyeceğim. Yonca çok deli bir kız anne, onunda çok sorunu var ama bana iyi hissettiriyor, arada mesaj atarak bana yürüyor. Gerçek kimliğini bildiğimi bilmiyor. Sınav olana kadar söylemeyeceğim ona. En güzel üniversiteye huzurla gitsin. Ben gidemedim ama onun gitmesi için çabalayacağım."  Belki bir gün o da giderdi. 

"Umarım Elif onu bataklığa çekmeyecek birini sever.."

🌌

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌌

"Dün akşam gördüm seni rüyamda, tam dört sene geçmiş zamanın üzerinden. Unutmuşum sanmışım seni. Yüzünü unutmuşum ama adın zihnimde kazılı. Sevmek istiyorum birini. Sonra sen geliyorsun aklıma ve ben yine birini sevemiyorum. Söylesene, yüzünü unutmuşken sana olan hislerimi neden unutamıyorum, lütfen zihnimi rahat bırak. Zira aklımı kaçırak gibi hissediyorum... "

Mesele-i Aşk •Texting• ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin