BÖLÜM 30

19.7K 681 567
                                    

Bölüm öncesi ve sonrası yazdığım duyuru ya da yazıları lütfen okumaya çalışın♥️


Yazmayacağım demiştim ama tekrar söylemek istedim, bu kitap bildiğiniz gibi artı on sekiz içerikli. Sanırım benim kalemim de artı yirmi üçlük olabilir, ileride gereğinden fazla detaylı bulabilirsiniz, aşırı olduğunu düşünebilirsiniz. Şimdiden söyleyeyim, rahatsız hissedecekler, hoşlanmayanlar geçebilir. Okumayı da bırakabilirsiniz. Rahatsız olmayacaklar, keyfine baksın derim... Beren'i iyi tanıdığınızı düşünüyorum, Beren'de zaten sorsanız yine en detaylarıyla anlatırdı size, hiç çekinmeyin o yüzden.

Ayrıca özel bölümlerin okunma sayısı düşük, özel bölümler kitap için fazlasıyla önemli. Özel bölümler şimdilik karışık gelebilir, lütfen sabırla okumaya devam edin. Tekrar söylüyorum, özel bölümler önemli! Tüm soruların cevaplarını bulacağınızdan hiç şüpheniz olmanız.

Anın tadını çıkarın, yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyor olacağım, keyifli okumalar.

Bölüm çok zorlu yollardan geçerek yayınlandı, bol bol yorumlarını okumak istiyorum ♥️ 


☾ ☾ ☾



"Beni öpersin falan, uğraşamam demiştim."

"Şimdi uğraşsana,"

"Uğraşırım."


"Bekliyorum," dedi, kaşlarını havaya kaldırarak. "Neyi ya?" Huysuzlanıyormuşum gibi sorduktan sonra kafasını geriye atmaktan yorulmuş gibi belimdeki ellerini gevşeterek beni biraz aşağı indirdi. Yüzlerimiz eşitlendiğinde ona bakmaya devam ediyordum. "Uğraşmanı,"

Konuşurken, ona söylemek istediğim milyonlarca şey zihnime düşse de bir türlü söyleyemiyordum. Baran sen kimsin, neden senden korkuyorlar, gücünün kaynağı ne, biz seninle öpüştük biliyor musun, biz seninle öpüştük ama neden öpüştük, senin vücudun beni neden mıknatıs gibi çekiyor, biz neden öpüştüğümüzü konuşmuyoruz, öpüşme arkadaşı mıyız, benim ilk öpücüğüm sensin ayrıca, uyandığımızda hiçbir şey olmamış gibi davranmamız garip değil mi, benim hakkımda ne düşünüyorsun, beni beğeniyor musun, neden benim peşimden koşmuyorsun...

"Vazgeçtim, uğraşmayacağım." dedim, somurtarak. Söylemek istediğim cümleleri yine zihnimde bir odaya kapatmıştım. "Evime geldiğinde söyledim, öpmedin. Dondurma yerken de bir şey yapmadın... Hem de daha çok sinirlendin."

"Ne o? Üzüldün mü yoksa?"

"Bilmiyorum." diye söylendim, yavaşça omuzlarımı kaldırıp indirdikten sonra. Benim söylediklerimi umursamadan dudaklarını çene kemiğimin üzerinde gezdirmeye başladı. "Gönlünü alabilir miyim?" dedi, boğuklaşan sesiyle. Yüzünü bir anlığına yüzümden uzaklaştırdığında cevap vermem için gözlerime bakıyordu. "Gönlümü alamazsın. Kimse benim gönlümü alamaz." Sinirlenmeye başlasam da neyi kast ettiğini sustuğumda anlamıştım. Gözlerini yavaşça kapatıp açarak çenemin altına doğru kafasını eğdi. İşini kolaylaştırmak ister gibi kafamı hafifçe yukarı kaldırdım. "Ha... Şimdi anladım..." dedim mırıldanarak.

"Senin o çıkardığın seslere..." dedi, dişlerini sıkar gibi konuştuğunda. "Sinirlendim," Konuşmaya devam ederken sesi de kendinden geçmiş gibiydi. "Sinirlendim çünkü," Dudaklarını yanağımda gezdirmeye başladığında belli belirsiz yüzümü ısırıyordu. "Sahte seslerinin yerine, o sesleri gerçekten senden çıkartabilirdim."

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin