BÖLÜM 24

20.9K 743 799
                                    

Herkese merhaba, normalden biraz daha uzun yazmışım girişi ama sen yine de oku.

Bu bölümde öncelikle Berene biraz kızabilirsin. Umarım okurken onu anlıyorsundur.

Ayrıca, küçük bir uyarı. Bu bölümde hoşuna gitmeyecek yerler olabilir. O kısımlara geldiğini anladığında okumayabilirsin.

Çiftlik evindeki olayları okurken slow parçalar dinlemeni öneriyorum bu arada. Porselen Kalbim şarkısını dinlemiştim yazarken, işte sana bir öneri daha...

Uzun bir bölüm, bol bol yorum yapmayı unutma. Paragraf aralarını dolduralım

Birbirinden alakasız duyurularla, şimdi okumaya başlayabilirsin, öptüm



☾   ☾   ☾



Ezgi abla üzerindeki bol elbiseyi arkasına doğru çekiştirdikten sonra güldü. Elbiseyi çekiştirmesiyle büyümüş karnı gözükmüştü.

"Hamileyim!"

Babam ve Baki amca büyük bir gürültüyle yerlerinden kalkarken diğerleri de coşkuyla gülüyor, çığlık atıyorlardı. Suskunluğum beni bile rahatsız etmişti.

"Allah'ım anneanne oluyorum!" dedi Meltem teyze, Ezgi ablaya sarılırken. Emir, çoktan ablasının yanına gitmiş, Barkın abime sarılıyordu. "Dayı oldum dayı!" dedi Emir, heyecanla.

"Hadi bakalım hayırlı olsun, Baki ve Çetin dede oluyor artık, darısı bizlerin başına!" Dinçer amca yine yerine otururken kendimi ayağa bile kaldıramıyordum. Üstelik tek ayağa kalkmayan bendim. Abartma Beren. Niye böylesin? Sevinmem gerekirken anlamadığım duyguları yaşıyordum. Emir'in bile morali düzeldi.

Sonunda kendime gelip hızlıca ayağa kalktım. Barkın abimin yanına ilerlerken yanaklarımın içini ısırıyordum. Sanırım ağlayacaktım. Mutluluktan mı?

"Beren, hala oluyorsun!" Birinin sesi kulağıma dolduğunda kim olduğunu bile anlayamamıştım. Barkın abim beni gördüğünde kollarını iki yana doğru açmış sarılmamı bekliyordu. "Tebrik ederim abiciğim," dedim, abime sarılırken. Böyle mi denirdi onu da bilmiyordum. "Hala oluyorsun, zilli!" Barkın abimden ayrılıp, Ezgi ablaya doğru kendimi zorla gülümseterek ilerledim. "Ezgi ablacığım, tebrik ederim."

Ezgi ablada gözündeki yaşlarla bana sarıldıktan sonra ayrıldığımızda da karnını gösterdi. "Küçük Sanberk geliyor," Karnına bakıp tekrar gülümsediğimde annemi görmüştüm. Gözleri dolu dolu ağlarken Meltem teyzeye sarılıyordu.

"Meltem teyze anneanne oldu, Defne teyze de babaanne oldu sonunda!" dedi Hande, çığlık çığlığa. Kalabalık, Ezgi abladan ve abimden dağılırken herkes yerlerine oturuyordu.

"Bu arada beş aylık," dedi Ezgi abla, oturduğunda. "Oha abla, söylemeseydiniz." Emir ağzı kulaklarında gülümsemeye devam ederken sandalyemi çekip bende yerime oturdum. "Ben öğreneli üç hafta oldu, aslında bize de sürpriz oldu." dedi Ezgi kızararak.

"Cinsiyeti belli mi? Hangi doktora gidiyorsunuz? Sağlığı yerinde mi? Ultrason görüntüsü var mı?" Meltem teyze her zamanki gibi sorularını nefes almadan soruyordu. Ezgi abla sandalyenin kenarına sıkıştırmış olduğu kağıtları önce babama uzattı. "Cinsiyeti belli, ultrasonları da burada."

"Valla, burnu Beren, aynı!" dedi babam heyecanla. Meltem teyze, oturduğu yerden kalkıp babamın elindeki fotoğraflara doğru eğildi. "Ay, Ezgi! Kız mı bu yoksa?!" Meltem teyze babamın kulağına doğru bağırdığında babam da ondan uzaklaşmıştı.

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin