BÖLÜM 1

92.5K 1.5K 417
                                    


"Hmm... Ben hiç... uçakta seks yapmadım!" Gözlerimi devirip arkama yaslandım. Bu oyun artık sinir bozucu olmaya başlamıştı. Ben gözlerimi devirirken herkes gülerek eline shot bardaklarını alıp bardaklarını tokuşturup içmişti. Sude bardağını sesli bir şekilde masaya koyduktan sonra konuştu. "Tamam, benim sıram. Ben hiç... hemcinsimle ilişkiye girmedim." Aytuğ ve Berk birbirine bakıp dil çıkarttıktan sonra yeni içki doldurulmuş shot bardaklarını içmişlerdi. "Hande... sen içmedin?" Hande, Aytuğ'a yüzünü buruşturup omuz silkti. "O kızı ben öpmedim! Yakamdan tutup zorla öptü!" Sıkılmış surat ifademin yerine yüzümde tebessüm oluşmuştu. "Londra'da gittiğimiz en iyi partiydi." dedim dudaklarım kıvrılırken. "Birde bana sor." göz devirerek cevap vermişti Hande. Kerim telefonunu koltuğun kenarına atarken ofladı. "Bu oyundan sıkıldım. Bir şeyler yapalım."

Kapının zilini duyduğumda oturduğum yerde irkildim. "Kim bu?! Güvenlikte aramadı?" Odanın içinde göz gezdirip hızlıca bizimkileri saydım. Altı. Tamam. Burada olması gereken herkes buradaydı. Diğerlerinin nerede olduğunu biliyordum. "Şşş... Ben bakarım. Ses çıkarmayın. Siz ikiniz, benim odama geçin."

Kerim ikimize baktığında Hande ile oturduğumuz yerden kalkıp koridora doğru yavaş adımlarla yürürken Kerim kalkıp kapıya ilerledi. Kapı deliğinden baktıktan sonra sıkıntıyla nefes verip kapının kilitlerini açmaya başladığında Kerim'e dönüp yavaşça küfrettim. "Ne yapıyorsun?!" Kerim bana bakıp dudaklarını büzüştürdüğünde kapı sonuna kadar açılmıştı.

"Lan! Bensiz buluşma mı yaptınız?!" Kapıda elinde iki şişe ciniyle Emir'i gördüğümde istemsiz olarak kaşlarım havaya kaldırdım. En azından yakalanmamıştık.  "Aptal! Neden haber vermedin?!" Ağzındaki sakızı şımarık şımarık çiğnerken gözündeki gitar şeklindeki kırmızı gözlükleri çıkarıp evin içine doğru fırlattı. "Böyle girişlerden hoşlandığımı bilirsiniz," dedi Emir, Kerim onu içeri çekip kapıyı da kapatırken. Gülerek yanına gidip sarıldım. Arkamdan grubun geri kalanı da Emir'e sarılmaya gelmişti. 

"Ne zaman geldin İstanbul'a?" diye sordu Aytuğ. "Az önce uçaktan indim fıstık, özledin mi beni?" Aytuğ, Emir'in ona 'fıstık' diye seslenmesinden hoşlandığını belli ederek flörtöz bir şekilde kıkırdamıştı. "Neden geldin Emir?" Kerim konuştuğunda gerildiğini anlamıştım.

Ayrıca merak etmeyin, Emir sadece kadınlardan hoşlanıyor. Herkese mavi boncuk dağıtmayı seviyor o kadar. "Umarım taksiyle gelmişsindir buraya. Yoksa yine tüm 'kankalarını' şoförlük için aradın mı?" Sude, Emir'in elinden içkileri alırken mantıklı bir soru sormuştu.

"Hayır Sude'ciğim. Araba kiraladım." Gözlerimi kısarken ona döndüm. "Aptal. Babanın hemen haberi olur." Emir bana oflayıp Hande ile Berk'i iterek salona yürüdü. "Merak etmeyin. Kimsenin haberi olmayacak. Bana güvenmiyor musunuz?"

"Hayır!" dedik hep bir ağızdan. "Ooo... Shot bardakları falan... Oyunları oynamışsınız yine," dedi kendini koltuğa atarken. Bizi umursamamıştı bile. "Bana bak Emir. Eğer bir kişinin bile burada olduğumuzdan haberi olursa... Yemin ederim seni döverim." dedi Hande sertçe. Bende ilerleyip Emir'in yanına kendimi bıraktığımda Emir kolunu omzuma atmıştı. "Bu ne ya? Yol yorgunuyuz be! Bu sefer bana mı yürüyoruz? Bu kıza kızdınız mı benden önce?" dedi beni kastederek.

"O, Hande ile geldi." dedi Sude kollarını göğsünde birleştirip. "Demek ona haber verdiniz? Benim neden haberim yok? Ayrıca grubun geri kalanı nerede?" Berk, Emir'in az önce yere fırlattığı gözlüğü gözüne takarken ona cevap verdi. "Grubun geri kalanı... Sende dahil olmak üzere cezalıydınız. Son olaydaki tüm suçlular gruptan uzaklaştırılma cezası aldı. Bir süreliğine tabi ki..." Emir büyük bir kahkaha patlattıktan sonra yerinde doğruldu. 

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin