HERAN

BÖLÜM 13

Merhaba! Hikayeyi okumaya başlamadan önce oy verirsen çok sevinirim. Daha sonra da yorumlarını benden eksik etme.

İyi okumalar.

☾ ☾ ☾

Gözlerinin içine baktığımda sinirli halinin biraz kaybolduğunu fark ettim. Gözleri hala beni yakıp kül edecek gibi baksa da aldırış etmeden sessizliği bozdum. "E, hadi öp o zaman," dedim onun sesli nefesleri arasından.

"Bu seferde kimseye söylemeyeceğim, söz." 

Biraz sırıtır gibi olduğunda onu ilk defa gülümsemeye yakın bir ifadeyle görmüştüm. "Deneyelim o zaman, gülebilecek misin ya da konuşabilecek misin..." dedi gözleri tekrar dudaklarıma kaydığında. Dudaklarıma, dudaklarını biraz daha yaklaştırıp çok yavaş bir şekilde dokundurup geri çekilmişti.

Yumuşak dudaklarını dudaklarımda belli belirsiz dolaştırması hoşuma gitse de aynı şeyi birkaç kez daha tekrarladıktan sonra yüzümü ondan çekip gözlerine bakmıştım. "Bu muydu?" dedim, yine dalga geçtiğimi anlamasını umarak. Az önceki sırıtışını tekrar yaparak kafasını geriye doğru yasladığında bakışlarım boynuna kaymıştı. Hızlıca bana dönerek kısa bir bakış atıp yüzünü bana yine yaklaştırmış ve alt dudağımı dudaklarının arasına hapsetmişti. Hareketlerinin aksine sert değildi, dudaklarıma şefkatle davranıyordu. Alt dudağımı emerken belimdeki elinin baskısını artırıp beni kendine iyice yapıştırdı. Elinden güç alıp boy farkımızdan dolayı beni biraz da olsa yukarı kaldırıyordu. Nefes almak için ondan ayrıldığımda bana baktı.

"Bu kadar mı?" Nefesimi düzene sokup öyle konuşabilmiştim. Bu sefer sinirlenmiş olacaktı ki hala belimi tutan eliyle beni yönlendirmiş ve hızlı bir şekilde yatağa doğru biraz daha yürümüştü. Yapışık ikiz gibi olduğumuz için onunla birlikte bende sürüklenmiştim. Kafasını kulağıma doğru götürüp burnunu boynumda gezdirdikten sonra göz göze geldik. Bakışmamız bu sefer kısa sürmüş, gözleri hemen dudaklarıma kaymıştı. Beklemeden dudaklarımı tekrar öpmeye başladığında bu sefer hırçınlaşmıştı. Eğilip belimdeki elini kalçama götürdüğünde diğer elini de kalçama yerleştirdi. Elleri kalçamı güçlü bir şekilde kavradığında beni hafifçe kaldırmaya çalıştı. Kucağına almak istediğini anlayarak bende ensesine kenetlediğim parmaklarımdan güç alıp beni kaldırmasına yardım ettim.

Çokta zorlanmadan beni kucağına alabildiğinde bacaklarımı sırtına doladım. Üzerimdeki sabahlığın eteği kalçama kadar sıyrılmıştı. Avuçlarının arasındaki kalçamı daha iyi kavraması hoşuma gitmişti. Beni kucağına aldığında bile öpmeyi bırakmamıştı. Dudaklarımı sertçe emerken onun dilini dilimin kenarlarında gezindiğini fark ettim. Boğukça inlediğimde karnının kasıldığını bacağımın içinde hissetmiştim.

Hızlı davranarak beni yatağıma yatırdığında üzerime doğru eğilip uzaklaştı. Vücuduma baktıktan sonra elleriyle belimi kavramıştı. Düğümü gevşemiş sabahlığımın dekoltesi de iyice açılmıştı ve sütyenim gözüküyordu. Bacaklarımızın aramızdaki tek engel olması sinirimi bozmaya başlıyordu. Dolgun göğüslerime tepeden baktığında diliyle alt dudaklarını ıslattı. Onu beklemeden yerimde doğrularak kemerinden tutup Baran'ı kendime çektim. Üzerime düşerken bacaklarımı iki yana ayırıp aramızdaki mesafeden kurtulmuştum.

Bacaklarımın arasında onu sert bir şekilde hissettiğimde kasıklarım sızlamaya başlamıştı. Baran kendini geri çekmeyip belden altını daha fazla bacaklarımın arasına baskılarken dudaklarını boynumdan göğüs çatalıma doğru gezdirdi. Gülmeye başladığımda kafasını göğüslerimden kaldırıp bana bakmıştı. "Gülebildiğimin kanıtı. Hatta bu da konuştuğumun kanıtı," dedim ellerimle saçlarını kavrayıp kendime doğru çekerken. Bana cevap vermeden saçlarındaki elimden kurtulup dediğime hırslanmış gibi dudaklarını boynumla omzumun kesiştiği yere doğru götürüp emmeye başladı. "Baran," diye mırıldandım istemsizce. Dudaklarıyla ilgilendiği yere belli belirsiz öpücük konduruyordu. Ellerini de belimde gezdirirken vücuduma dokundukça daha da haz almaya başlamıştım. Kafamı geriye atıp sessiz olmaya çalışarak inlediğimde Baran'ın dudaklarının hareketi hırçınlaşmaya başlamıştı. Bacaklarımın arasındaki sertliği gittikçe artarken benim bacak aramdaki sızlanma da artıyordu.