BÖLÜM 21

20.1K 714 776
                                    

Herkese selam, nasılsın? Umarım iyisindir.

Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutma, bol bol yorum yaparsan da çok sevinirim.

Yorumlarda görüşmek üzere, keyifli okumalar. Öptüm!


☾ ☾ ☾



"Beni öptün." dedim yavaşça. Of, salak! Söyleme dedik! Lütfü Amca duyarsa diye çekiniyordum ama olduğu yerden bizi duyması imkansızdı. Baran, sinirle alt dudağını dişleyip gergin bir şekilde göğsünü şişirip indirdi. "Başladın yine. Git yat artık." Onu tekrar onayladıktan sonra tam arkamı dönecekken vazgeçtim.

"Kimseye söyleme."

"Neyi?"

"Beni öptüğünü."

☾ ☾ ☾

Sadece dört saat uyuyabilmiştim. Saat sabah altıda uyumuştum ve saat onda uyanmıştım. Bu hafta içerisinde iyi bir uykuya ihtiyacım olacaktı. Çünkü bu aralar beynim neredeyse hiç dinlenmiyordu. Dün Baran ile öpüştün. Zihnimde yankılanan sesi duyduğumda gözlerimi devirip dişlerimi fırçalamaya devam ettim. Hoş, bu beyni uyutmak, dinlendirmek zor oluyordu. Konuşacak çok şeyi vardı. Hangi birinden başlasın? Bir olay bitmeden biri başlıyordu. Ayrıca Baran ile öpüşmedik. Böyle garip kazalar herkesin başına gelir.

Odamda zihnimle daha fazla yalnız kalmamak için hızlıca ağzımdaki macunlu suyu tükürüp lavabomun etrafında su gezdirerek orayı temizledim. Telefonumu yatağın üzerinden alıp odamdan çıktığımda iğrenç sesimle merdivenden Neboş'a seslendim. "Neboş?"

Mutfağa girdiğimde masanın başında her zamanki gibi babam, yanında da annem oturuyordu. Masanın üzerindeki hiçbir şeye dokunmamışlar sadece çay bardakları yarılanmış gözüküyordu, büyük ihtimalle beni bekliyorlardı. Kaç saattir bekliyorlardı acaba? Normalde ikisinin de çoktan evden gitmiş olmaları gerekirdi. Ben geldiğimden beri pazar kahvaltısı için bile evde kalmıyorlar, hemen işlerine dönüyorlardı. Bu sahneyi görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.

"Günaydın canım," dedi annem, benim içeri girdiğimi gördüğünde. Gözlerimi annemden çekip babama baktığımda o da bana dönmüştü. "Günaydın Beren. Seni bekledik, hadi kahvaltıya."

"Ben aç değilim, beklemeseydiniz." Arkamı dönüp mutfaktan çıkacakken babam tekrar seslendi. "Beren. Kahvaltı için seni bekledik kızım, ayıp değil mi?"

"Aç değilim." Şu an saçlarımı bile yiyebilirim. Sadece babamla ve annemle aynı masada oturmak istemiyorum. Dün gece olanlar hala aklımda. Sanki aklımdan bir şey çıkıyormuş gibi!

"Kahve içerek bize eşlik et o zaman," Babam yine yumuşak sesiyle beni ikna etmeye çalışırken omuzlarımı düşürüp masaya döndüm. "Aman Beren, kahvaltısız olur mu kızım? Ye bakalım," Annem tabağıma bir şeyler koyarken ifadesizce camdan bahçeyi izliyordum.

"Dünkü kavganızın sebebi neydi?" Babam çoktan yemeğe başlamıştı. "Bilmiyorum." Neboş, yanıma gelip fincanıma filtre kahvemi dökerken masanın altından elini tuttum. Az sonra biriyle tartışabilirdim. Neboş'un enerjisini almak bana iyi gelecekti.

"Emir korkmuş herhalde Çetin, Zeynep geldi diye." Gözlerimi devirirken Neboş'ta masadan ayrıldığı için elimi ondan çektim. "Sorduğun soruyu benim sormam gerek baba. Dün gece Emir'in sana ne söylediğini hatırlıyorum." dedim, kahveme uzanırken. "Hayırlı olsun tekrardan Çetin amca, tebrik ederim. İstediğin şeyin biri de buydu sanırım,"

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin