"Dinçer. Dinçer Kamranoğlu." dedi babam en sonunda.
"Aaa... Cihan'ın babası ya!" dedi Emir, heyecanla bağırarak. "Sus lan! Zevzek... Her bokun altından çıkıyorsun, sen nereden tanıyorsun?" diye bağırdı Baki Amca, sinirden kızarmış yüzüyle Emir'e bakarak. Emir de oturduğu koltuğun içine gömülmeye çalışıyordu.
"Oğlum, karıştırıyor olmayasın?" diye sordu babam Emir'e bakarak. "İzmir'de yaşıyorlar değil mi?" dedi Emir duraksadığında, düşünür gibi gözüküyordu. Babam, Emir'i kafasıyla onayladıktan sonra Emir bu sefer kendinden emin şekilde konuşmaya devam etti. "Liseden arkadaşım ya. Hatta evlendi. Dört beş yıl olmuştur evleneli. Ben tanıştırdım hatta eşiyle." Emir sustuğunda Baki amca sıkıntıyla nefes verdi. "Ulan her işin altından çıkma bir kere de," dedi Kutay abim, yüzünü ekşitmiş Emir'e bakarken.
"Doğru. Oğlu evlenmişti. Düğününe gidememiştik, Beren yüzünden." dedi babam bana bakarak. "Yine ne yapmışım ya?!" diye sordum sesimi biraz yükseltip, kaşlarımı kaldırarak. Babam bana dönüp cevap vermişti. "Okuldan kaçarken ayak bileğini zedelemiştin,"
"Baba nasıl aklında kalmış ya, unutmuşum valla." Barkın abim gülerek konuştuğunda düşünüyordum. O gün ilk Barkın abimi aramıştım. Bileğimi düşünmeyip okuldan kaçtığımdan dolayı alacağım cezadan beni kurtarması için abimle anlaşma yapmaya karar vermiştim ama babam hemen durumdan haberdar olmuştu. "Sizin de bir evladınız olunca... Görürüm ben sizi," dedi babam sitem ederek. Babam, Barkın abime sonra da Ezgi ablaya bakıp konuşmuştu. İki abimden de ısrarla torun istiyordu. "Ben gittim düğünlerine, nikah şahitleri olacaktım da geç kaldım düğüne," Baki amca kafasını iki yana sallayıp sabır çekiyordu. "Bir işi düzgün yapsan şaşarım zaten," dedi Emir'e dönüp.
"Düğünden sonraki parti efsaneydi ama... Dinçer amcadan gizli yapmışlardı." dedi Emir. Kendi kendine konuşuyor gibiydi. Babam kaşlarını çatıp Baki amcaya dönmüştü. "Baki, siz de mi tanışıyorsunuz yoksa?" diye sordu babam.
"Yok. Senden duyduğum kadar işte,"
"Eee... Emir, amcam falan diye söylenince," dedi babam, bir Baki amcaya bir Emir'e bakıyordu. Baki amca dudaklarını birbirine bastırıp ayağındaki terliği Emir'e fırlattığında babamda susmuştu. Emir terlikten kaçmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. "Sen bu zevzeğe niye bakıyorsun ki? Bulur kendi ortamını... Beni biliyor mu lan? Anlattın mı babanı?" dedi Baki amca sinirlenerek. Emir kafasından yere düşen terliği alıp babasına uzatırken cevap vermişti. "Yok baba, tanımazlar bizi. Anlatmadım. Kimliğimizi gizli tutarız biz." dedi Emir bana bakarken. "İyi bok yersiniz. Anlatılmayacak yerde anlatırsınız... Biz kim lan?!" dedi Baki amca.
"Kim olacak, Beren..." dedi Birkan abim, araya girip kafasıyla beni işaret ederken. "Senin de mi arkadaşın kızım?" Babam bana soru yönelttiğinde abime ofladım. "Hayır baba. İlk defa duydum. Emir'in tanıdığını da şimdi öğrendim,"
"Seninle küs olduğumuz senelerden. Bunları tanımazsın. Liseden arkadaşım zaten. İzmir sürgünümden," dedi Emir. "Of... Emir ve Beren küslüğü... Ne seneydi be!" Hande konuşurken Kutay abim araya girdi. "Cenneti yaşamışız da haberimiz yokmuş,"
"Her neyse, yarın Dinçer'i aramak lazım. Şimdi geç oldu." dedi babam.
"Siz nereden tanışıyorsunuz Çetin? Ben biraz hatırlıyor gibiyim sanki." Annem babama soru sorduğunda içeri Fatma teyze girmişti. Elindeki tepsiye masanın üzerindeki boş bardakları yerleştirirken babam da annemin sorusunu cevaplamıştı.
"Çok eskiye dayanır dostluğumuz. Gençtik o zamanlar, çok gezdik... Beraber güzel işler yapmıştık daha sonra taşındı buralardan Dinçer," dedi babam. Erhan amca sigara yakarken gözlerim Hande'ye kaymıştı. Hande önce bana bakıp sonra Erhan amcanın sigara paketine döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERAN
Romance"Sessizliğin bu kadar gürültülü olacağını senden önce bilmezdim." (Kitap yetişkin içeriklidir.) 02.12.21