Herkese yeniden merhaba!
Bölüm için oy verirsen çok sevinirim. Paragraf aralarında da yorumlarını görmek istiyorum! Lütfen, desteklerini esirgeme. Çok eğlenceli bir bölüm oldu, biraz uzun. Sekiz bin beş yüzden fazla kelime! Umarım beğenirsin. Öptüm!
☾ ☾ ☾
"Var." dedim, ciddiyetle. "Sana bir şey daha anlatmış olmalıyım." Dudaklarını büzdükten sonra kollarını göğsünde birleştirdi. "Ne mesela?" Ona arkamı dönerek odamda gezinmeye başladım. Bornozun kemerinin ucuyla oynarken derin bir nefes alıp tekrar ona döndüm.
"Anlattığım şeyi biliyorsun," Beni, kafasını iki yana sallayarak sessizce reddettiğinde sinirlenmeye tekrar başlamıştım. "Biliyorsun Baran," dedim ona doğru yaklaşırken. "Bir rüya görmüştüm. Onu anlattım bence," Yanına iyice yaklaştığımda kollarını göğsünden çekmişti. "Bilmem, anlatsana biraz. Belki hatırlarım," dedi, gözlerini kısarak.
"Anlatayım. Hatta istersen göstererek anlatayım." dedim, çenemi kaldırıp yüzüne daha fazla yaklaştırdım. "O zaman hem hatırlarsın hem de aklında kalır."
Rüyamı ona anlattığımdan artık emindim. Bakışlarından bildiği anlaşılıyordu. Benimle oynuyordu. Şikayet edemem tabi, onu buna alıştırmaya çalışan bendim. "Nasıl yani?" Sorusunu sorarken bile ses tonundaki alaylı tonu duyabiliyordum. Acaba dışarıdan biri anlayabilir mi? Bilerek mi alayla konuşuyor yoksa sadece ben mi anlıyorum? Eğer sadece ben anlayabiliyorsam, başardığımın habercisiydi çünkü onu okumaya başlıyordum.
"Gördüğüm rüyayı sana da göstereceğim." Çenemi yukarıda tutmaya devam ederek göz temasımı bozmuyordum. "Ne rüyası?" O da bana kafasını eğmiş bakarken hala bilmiyormuş gibi davranmaya devam ediyordu. "Rüyamda öpüşmüştük." Kaşlarını hızlıca yukarı kalktığında keyiflendiği belli oluyordu. "Sanırım... Anlatmadın." dedi, düşünür gibi gözükürken.
"Öyle mi? Tüh, kendimi ifşa ettim şimdi." Bakışlarım nedensizce boynuna kaydığında parmaklarımı boynunun kenarına doğru götürdüm. "Önemli değil, hem anlatacağım hem de göstereceğim zaten." Mırıldanarak konuşmaya devam ettiğimde yüzü ciddi bir ifade almış, dişlerini de sıkmaya başlamıştı. "Artık hiç unutmayacaksın,"
Yüzündeki ciddiyet hoşuma gittiğinden dişlerimi göstererek istemsizce gülümsedim. Dilimi ön dişlerimin altında gezdirdikten sonra gözlerimi yine ona doğrultmuştum. Salak, gülüyorsun da ne yapacağını biliyorsun sanki! Rüyamda yaptığım gibi yapacağım. Birde filmlerden gördüklerimi. Artık Allah ne verdiyse...
Boynunda gezinen parmaklarımı yanaklarına doğru gezintiye çıkardığımda parmak uçlarımda yükseldim. Allah'ım ne olur beni durdursun ya! Ellerimi, titrediğini anlamaması için yanaklarından çekmiyordum ama böyle yapmak bile gizlemiyor olabilirdi.
Öpüşmeyi ertelemek için bir şey bulamadığımda dudaklarımı dudaklarına yakınlaştırmak için kendimi biraz daha ona yükselttim. Of, öpmek istemiyorum! Lafı söyledik bir kere, yapacak bir şey yok.
Yanağında gezinen elimi aniden tutarak yanağından uzaklaştırdıktan sonra elimi aşağı çekti. Şükürler olsun! Dişlerini hala sıkmaya devam ederken sinirle bana bakıyordu. "Rüyanı fazlasıyla anlattın. Gerek yok." Elimi bırakıp bana arkasını döndükten sonra koltuğa oturup camdan dışarıyı seyretmeye başladı. "Az önce çok istekli görünüyordun," dedim makyaj masama doğru ilerlerken. Az önce korkudan eli titreyen ben, bir şey olmamış gibi kıkırdamaya başlamıştım. Evet, gerçekten arsız bir soytarıyım. Genelde böyle söylerler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERAN
Romance"Sessizliğin bu kadar gürültülü olacağını senden önce bilmezdim." (Kitap yetişkin içeriklidir.) 02.12.21