Bölüm öncesi minik bir duyuru, kitabın Instagram sayfası açıldı, yakında aktif hale gelecek, heran.wattpad kullanıcı adıyla bulabilirsin. Takip etmeyi unutma, eğleneceğimizi düşünüyorum. Ayrıca buradaki profilimi de duyurular için takip edebilirsin.
Yorum yapıp oy vermeyi unutma lütfen, keyifli okumalar ♥️
☾ ☾ ☾
"Kamuran Kamranoğlu, seni çağırdı."
Gözlerimi devirip kollarımı göğsümde birleştirdim. "Bitmedi şu aptal aile." dedim söylenerek. Çakı bana doğru dönüp boğalar gibi soluduğunda bakışlarımı ona çevirdim. "Önüne bak sende,"
Aziz, gülmesini tuttuğunda Çakı sinirle ona da bakmış, koltuğun içine doğru gömülmüştü. "Çakı!" Baran, seslendiğinde elini kapıda tutuyordu. Birden yerimde kıpırdandığımda Çakı tekrar arkasına dönüp iri gövdesini iki koltuğun arasına sokmaya çalışarak kollarımı sıkıca tuttu.
Aziz, kapıların kilidini açtığında Çakı beni sıkıca tutmaya devam ediyordu. Az önce Baran'a yaptığım gibi onun da yüzüne eğilerek ağzımı kocaman açtıktan sonra yanağını ısırmaya çalıştım. Yüzünü benden çekmeyi başardığında Baran da beni hafifçe ittirip arabaya bindi.
Neboş, bana gülümseyerek el sallarken Aziz hemen kapıları kilitlemişti. "Camı açın da el sallayayım bende Neboş'a!" dedim, pes ederek. Aziz kendi camını açtığında onun yanından kendimi sarkıtarak Neboş'a el sallamaya başladım. Aziz'de bana eşlik ediyormuş gibi o da el sallıyordu.
"Görüşürüz Neboş!"
"Oğlum sana ne oluyor?!" Baran, Aziz'e söylendiğinde Aziz de bana döndü. "Neboş değil mi adı?"
"Neboş, ararım ben seni!" Aziz'i umursamadan Neboş'a el sallamaya devam ederken Çakı da garaj kapısına dönmüştü.
"Bunlara da iyi köpürdün he," dedi Aziz, korumaların yanından geçerken. Arkama yaslanıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. "Kes sesini Aziz."
"Oha ya, ben ne yaptım?"
"Çenenizi kapatın, kimse yol boyunca konuşmayacak." dedi Baran, sertçe araya girerek. "Hele sen, mırıltını bile duymayacağım!" Baran bana dönüp konuştuğunda kafamı sırıtarak ona çevirdim. Benden birkaç saniye cevap bekledikten sonra susacağımı düşündüğünde derin bir nefes vererek oturduğu koltukta kalçasını öne itip iyice yayıldı.
Arabanın içinde derin bir sessizlik olduğunda sessizliği bozmadan arabayı incelemeye başladım. Kimin arabası olduğunu bilmiyordum, ilk defa binmiştim. Muhtemelen Baran'ın arabasıydı. Camları filmliydi, ön camlardan bile kimse gözükmüyordu. Öyle ki, Çakı ve Aziz'i bile arabaya bindirildiğimde fark edebilmiştim. Bunun cezası yok muydu ya? Arka koltuklarla ön koltukların arası normale göre daha mesafeliydi. İyi bir model olduğu belliydi, döşemeleri bile özenle işlenmişti. İyi bir model olduğu belliydi diyorum ya, Maybach.
Anayola çıktığımızda da sessizlik korunuyordu. Yan gözlerle Baran'a baktığımda kafasını çevirmiş, ellerini dudaklarına götürmüş düşünceli haliyle dışarıyı seyrediyordu.
Sıkıntıyla nefesimi verdikten sonra ellerimle saçlarımı düzeltmeye başladım. Bacağımı salladığımı fark ettiğimde kendimi durdurup "Müzik açalım mı?" diye sordum, sessizliği sonunda bozmuştum. Kimse benimle konuşmadığında öne doğru kayarak kollarımı ortadaki bölmeye yasladım. "Aziz? Müzik açalım mı?" Tekrar sorduğumda kafamı Aziz ve Çakı'nın arasından uzatıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERAN
Romance"Sessizliğin bu kadar gürültülü olacağını senden önce bilmezdim." (Kitap yetişkin içeriklidir.) 02.12.21