16. Bölüm

166 79 72
                                    


Merhaba nasılsınız?

Kitabı beğeniyor musunuz?

Yorum yapmayı ve volte atmayı unutmayın.

Eğlenceli okumalar💜

MÜZİK : Anson Seabra - Peter pan was right

****

MAYA

Yaratıkların üzerinden inip koşarak eve girdik. Uyumaya hazırlanan Sofya'nın yanına koşup hepimiz birlikte rüya suyunun Sofya'nın üzerine döktük ama üzeri ıslanmamıştı hatta rüya suyu toz gibi üzerine dökülmüştü. Tekrar hepimiz evden ayrılıp yaratıklara binip rüya alemine doğru yol aldık.

Yaklaşık bir saat sonra kapıdan geçip yaratıklardan inince rüya gezgini bize doğru adımlayıp elindeki kağıtları bize doğru doğrulttu.

"Kabus bölümü kitlenmiş asla kitlenmezdi. Birileri sizin arkadaşınızı kurtarmamak için yapmış olmalı ama ben gizli geçit biliyorum. Burada haritası var. Bu gizli geçitten geçerek kabus bölümüne geçeceksiniz. Ama dikkatli olun, asıl dikkatli olmanız gerek yer kabus gölü. Eğer kabus gölüne batarsanız en korktuğunuz şeyi kabus olarak yaşarsınız. Şimdi size verilen sandalla rüya okyanusunu geçmeniz gerekiyor. Şimdi sizi oraya götüreceğim"

Hepimiz rüya gezgini ni onyalayıp peşine takıldık. Bizi okyanusa götürünce ona teşekkür edip kayığa bindik. Brian, Aron ve Sam küreklere yüklenip rüyanın derin sularında yüzmeye başladık.

***

DAİSY

Oda da oturmuş donuk bakışlarla önümdeki duvarı seyrediyordum. Arol yanımda oturmuş beni izliyordu.

"Daisy sana söylüyorum. Duyuyor musun beni?"

Cevap vermemem onu sinirlendirmiş olmalı ki, çenemi sıkıp kendine çevirdi ve yüzüne bakmamı sağladı. Donuk yüz ifadesiyle gözlerine baktım.

"Sana soru sordum Daisy. Bana cevap ver  dedim."

Tıslayarak dişlerinin arasında konuşmuştu. Yüzümü elinden kurtarıp kafamı diğer tarafa çevirdim.

"Hayırr!!"

Diye bağırdım. Koltuğa yumruklarını geçirip ayağa kalktı ve benide kolumdan turup odadan dışarıya sürükledi. Tepki vermiyordum. Çünkü bu sadece beni yoruyordu. Ona ifadesiz suratla bakmam sanki yokmuş gibi davranmam onu delirtiyordu zaten. Beni bir odaya getirip   kapıyı arkamızdan kitlemişti. Yere çizilmiş yuvarlak çizgiye  sokmuştu ikimizide. Yuvarlak çizgiye girmemizle yavaşca etrafı ışıklanmış ve toz şeklinde yuvarlak halka yavaşca havalanmış diz kapaklarımıza kadar gelmişti. Oda da yuvarlak çizgiden başka hiç bir şey yoktu. Duvarlar da sanki renkli şölenler dönüyordu. Gördüğüm iyi ve kötü rüyalar hızla durarlardan geçiyordu.

Duvarda ki rüya akışı durdu ve gri renk dumanlı bir görünüm yarandı. Arol gülümseyip kafasıyla duvarı gösterdi.

"Görüyor musun?"

"Neyi?"

"Daisy çıldırtma beni. Neyi olacak işte şuan duvarda görünen bizi"

"Duvarda gri dumanlı bir şey görüyorum"

Arol önce duraksadı sonra kaşları çatılmışdı. Yavaş yavaş sinirlendiğini hiss ediyordum. Tekrar kolumdan tutup beni odama getirip odama sokmuş ardından çıkıp gotmişti. Odayı kitlemeyi unutmuştu, bu son şansımdı. Mutlaka buradan kaçmam gerekiyor. Yavaşca kapıyı açıp kimsenin olmadığına emin olunca yavaşca oda dan çıkıp koşmaya başladım. Aniden kırılma ve bağırma sesi gelmesiyle irkilimiştim. Atol etrafı dağıtıp bağırıyordu.

Orman  Perisi [DÜZENLENECEK] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin