27. Bölüm

185 97 111
                                    

MÜZİK : The rose - Definition of ugly

Merhaba Luna'larım nasılsınız? Bu bölümü dikkatle okuyun. Çünkü bu bölüm hikayenin bel kemiğini oluşturuyor. Bu bölümde bir çok şey ortaya çıktı. Eski bölümlerle eğerki uyuşmamazlık varsa kendim yaptım. Çünkü bu hikayeyi düzenlediğimde eski bölümleri bu bölümle uyduracağım. Zaten öyle baya bir değişiklik yok. Bazı aklımızı karıştıran olayları öğrenecegiz bu bölümde.

Hepinize iyi ve eğlenceli okumalarrr.

***

MAYA

Etrafımızda dolanıp bize şüpheyle bakan küçük kanatlı perilerin hapsindeydik adeta. Ayna karşımızda ama biz istediğimiz yere gidemiyorduk. Ayna koruyucusu küçük periler buna izin vermiyorlardı.

Aron en sonunda dayanamayıp öne çıktı ve konuşmaya başladı. Şimdi bütün dikkat onun üzerindeydi. Küçük periler onun etrafında dönüyor şüpheyle onu süzüyorlardı.

"Merhaba"

Ayna gecikmeden Aron'a karşılık verdi.

"Merhaba"

"Biz buraya Cornoy Beack için gelmiştik."

"Hmmm. Ozaman bana bir hediyye sunmanız gerekiyor"

Aron bize baktığında Daisy beklemeden boynundaki kolyeni çıkarıp Aron'a uzattı. Aron kolyeni alıp küçük periye uzattığında küçük peri kolyeni alıp hemen ayna'ya götürdü.

Ayna'nın ışığı kolyeni yuttuğunda hediyyeni kabul ettiğini söyledi. Küçük periler etrafımıza toplanıp bizi giysilerimizden yakalayıp kaldırdılar ve aynanın önüne getirdiler.

Hızla bizi ayna'nın içine doğru bıraktılar. Ayna'nın içinden geçitiğimzde nerede olsuğumuzu bilmiyorduk. Hızla aşağıya doğru düşüyorduk. Dakikalar sonra yere yaklaştığımızda yere değecekken santimler kala havada asılı durduk ve yavaşca yere düşdük.

Ayağa kalktım ve kiyafetlerimin üzerindeki tozu temizledim. Etrafı incelmeye başladım. Burası terk edilmiş bir köydü. Ne hayvanlar vardı ne insanlar. Etrafı inceliyordukki arkamızdan gelen sesle irkildim.

"Sizde kimsiniz?"

Gelen ses tarafa baktığımızda yaşlı beyaz giyimli, beyaz saçlı ve beyaz sakallı bir adamdı. Hepimizde bakışlarını gezdiriyordu. Brian öne çıkıp konuşmaya başladı.

"Biz Cornoy Beack büyücüsü için gelmiştik. O siz misiniz?"

"Evet benim"

"Yardımınız gerekiyor. Rica etsek bize yardım edebilir misiniz?"

"Bedeli var ama."

"Bedeli ne?"

Aron'un sorusuyla Büyücü yavaş yavaş yürümeye başladı ve bize biraz daha yaklaşıp hepimizde bakışlarını gezdirdi.

"Hepiniz yaşamınızdan onbeş yıl bana vermeniz gerekiyor"

"Nee??"

Daisy'nin sesi boş köyde yankılanınca bügücü ona baktı.

"Benim nasıl hayatta kaldığımı sanıyorsunuz? Bende ölümlüyüm. Hayatta kalmam gerekiyor değil mi? Kabul etmiyorsanız gide bilirsiniz"

Dedi ve yavaş yavaş yanımızdan geçip gitmeye başladı. Yaşamdan onbeş yıl vermek kolay bir şey değildi. Belki birimizin hayatı kısa ve bu daha fazla kısalmasına yol aça bilirdi. Sam konuşmaya başladı.

Orman  Perisi [DÜZENLENECEK] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin