18. Bölüm

142 78 72
                                    

Herkese merhaba nasılsınız?

Kitap nasıl ireliliyor?

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınnn

Hadi iyi ve eğlenceli okumalar.

MÜZİK : Rosé - Hard to love

***

MAYA

Her kes bahçede toplanmıştı. Okulda gösterdiğimiz performanslardan sonra kamp yapmak için bizi bir yere götüreceklerini söylemişlerdi. Hem dinlenecek hemde okulun kurucuları hakkında tam bilgi verilecekmiş. Kiyafetlerimizi bir çantaya koyup hazırlanmıştık. Arabalara binip gideceğimizo sanarken eğitilmiş kırmızı ejderhalar bahçeye iniş yapmıştılar. Bir ejderhanın sırtına tam 10 kişi bine biliyordu. Ejderhanın sırtında oturacaklar düzeltmişlerdi. Bizim takım önümüzdeki ejderhaya binmeye başlamıştık. Önde Sam ve Alice oturuyordu. Onların arkasında ben ve Aron. Bizim arkamızda Brian ve Daisy otururken. Diğer dört kişide sırayla arka arkaya oturuyorlardı.

Herkes yerlerine geçince bizi gezdirmekle görevli olan öğretmenlerde binmişlerdi. Üç öğretmen vardı. İki erkek bir kadın. Onlarda en son binince ejderhalar haraket etmişlerdi. Yavaşca havalanıp ikili sıra halinde bozmadan uçuyorlardı. Aşağıya baktığımda herşey güzel ve küçücük görünüyordu. Belime sarılan kollarla gülümsedim ve Aron'a döndüm. Yanağımdan öpüp beni kendine yavaşca çekmişti. Belime sarılan koluna elimi koydum ve yavaşca okşayıp kafamı göğüsüne yasladım.

Olaylar ve görevler yüzünden pek bir-birimize vakit ayıramıyorduk. Saçımdan öpüp kokumu içine çekti. Dudaklarının arasında sadece benim duyabileceğim tonda konuşmaya başladı.

"Özledim seni..."

"Bende seni özledim"

Hiç düşünmeye fırsat olmamıştı ama şimdi düşününce gerçekten çok fazla özlemiştim onu. Elini yanağıma koyup ona bakmamı sağladı. Gözlerimin içine aşkla bakıyordu. Gözleri öyle güzel parlıyorduki kocaman gülümsememi sağlamıştı. Burnumun ucundan öpüp fısıldayarak konuştu.

"Orada bolca zamanımız olacak, seninle güzel zaman geçireceğim"

"Geçiririz"

Dedim gülümseyerek. Bana baktı bir süre ve tekrar konuştu.

"Biliyor musun? Annem seni çok sevecek"

"Gerçekten mi?"

"Hmhm, onun istediği gibisin, zarif, güzel, iyi kalpli, güzel gülüşlü,*

Kafamı boynuna koyup bende ona sım-sıkı sarıldım. Sustum ve kalp atışlarını dinledim. Fazla hızlı atıyordu. Öylece durduk varana kadar. Önümüzde konuşup bazen atışıp tekrar sohbet eden ikiliye kaydı. Alice ve Sam konuşuyorlardı. Bir konu hakkından sohbet ediyorlardı ama düşünceleri uyuşmuyor olacak ki atışıyorlardı ama yinede konuşuyorlardı. Onların bu haline kıkırdarken Aronda gülmüştü.

"Alice'te Sam'ı seviyor ama hâlen farkında değil"

"Öyle mi diyorsun?"

"Evet. Bence hemen fark etmesi gerekiyor çünkü Brian ve ben artık onu oda'dan atmaktan yorulduk"

Dediğiyle kah-kaha atınca öndekiler bize dönmüşlerdi. İkisinede göz kırptım. Tekrar önlerine dönüp sohbetlerini etmeye devam etmişlerdi.

"Ama.Brian Daisy'ni bilmeden üzüyor"

"Hayır güzelim, daha fazla üzmemek için öyle yapıyor"

"Bir şans verse, üzülmesine gerek kalmaz ki"

Orman  Perisi [DÜZENLENECEK] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin