9. Bölüm

165 35 38
                                    

Herkese merhaba nasılsınız? Umarım iyisinizdir :)

Volte atmayı ve yorum yapmayı unutmayın ki kitabımız bir çok kişi tarafından keşfedilsin :)

Nasıl seviyor musunuz kitabı? Nasıl ireliliyir?

Hepinize iyi okumalar ve iyi eğlenceler

Müzik : Stray kids - The view

_______________

                            MAYA

Saat'lerdir yolda yürüyorduk. Trol olayından sonra karşımıza hiç bir engel çıkmamıştı. Umarım dahada çıkmazdı çünkü sadece yirmidört saatimiz vardı onuda orman yaratıklarıyla kaybedemezdik. Yorgunluktan vücudum bitab(umarım doğru yazmışımdır ) düşmüş bacaklarım artık beni taşıyamıyordu. Aron'a tutunarak elimi dizimin üzerine koyup nefeslendim. Yorgunluktan nesef almam bile zorlaşmıştı. Aron'unda benden geri kalan yanı yoktu, beni tutarak yavaşca yere çöküp dizlerim üzerine otumamı sağladı, vücudumu sağ omuzum üzerine yavaşca yere bırakıp nefesimin düzene girmesini bekledim.

Haritadan gittiğimiz yol bir dağ'a çıkıyordu ve biz o dağa tırmanmak zorundaydık zamanımız azdı çok azdı, hemde susuzluk ve açlık haraketlerimizi fazla zorlaştırıyordu. Nefeslerim düzene girince gözlerimi hafifce açıp Aron'a baktım. Yerde oturmuş o'da dinleniyordu. Yorgun sesimle Aron'a seslenip bana bakmasını sağladım azda olsa o'da ben'de kendimize gelmiştik. Aron bana bakıp yavaşca bana yanaşıp kalkmama yardım etmişti. Ayağa kalkıp yorğunlukla addımlayıp yolumuza devam etmiştik.

Yaklaşık bir saatin ardından dağ'a ulaşmıştık. Şuan Aron'la ben bir dağ'a birde bir-birimize bakıyorduk. Bu yorgunlukla bu dağa nasıl çıkacaktık bilmiyordum. O an aklıma gelen'le hemen Aron'a dönünce oda bana döndü.

"Aron benim bir fikrim var bu dağa çıka biliriz ama benim sonra gücüm tükenecek ama o zamana kadar sen gücünü toplayacaksın"

"Ne fikriymiş o?"

"Şimdi ben rüzgar'a sesleneceğim bizi yukarıya dağ'ın tepesine götürsün diye ama bana seslenme yada odaklanmamı bozacak her hangi bir şey yapma yoksa yere çarpılırız ve bu sefer kurtulamayız"

Aron bir kaç dakika düşünüp onayladı ama bunu pek istediğini sanmıyordum. Bir şey demedi ve beni bekleyince bende gözlerimi kapatıp dış dünyadan soyutlandım. Tüm düşüncelerimi kenara attıp güzel şeyler düşünmeye başlayıp fısıltıyla rüzgar'a seslendim.

"Ey ormanın rüzgar'ı sana sesleniyorum. Orman perisinin sana ihtiyacı var. Gel bana yardım et. Bizi dağ'ın tepesine ulaştır"

Tenimde rüzgar'ın hafif dokunuşunu hiss ediyordum. Ayaklarımın yerden kesilince kendimi pamukların üzerindeymişim gibi hiss ediyordum. Yükseliyor yükseldikce rüzgar'ı tenimde daha fazla hiss ediyordum. Hiss ettikce daha fazla rahatlayıp, daha fazla yoruluyordum. Bu hem beni rahatlatıp vücudumun tüm acılarını alırken bir taraftan da bizi taşıması için verdiğim tüm güçten dolayı yorgunluk git-gide artıyordu. Artık dayanılmaz radeye gelmidim son güçlerimi sarf ediyordum. Ayaklarım yerle buluşunca kendimi bıraktım yere yığılacağım sırada Aron beni tutmuştu. Aron'a yaslnmış nefesleniyordum. Yorgunluktan gözlerimi açamıyor, konuşamıyordumda.

Bir kaç dakika öylece durduktan sonra yavaşca gözlerimi açmaya çalıştım, en son tüm çabalarım sayesinde gözlerimi hafifce aralamıştım. Yorgunluktan kolumu kıpırdatamıyordum. Aron kafamı yavaşca yere bırakıp bana seslendi.

"Maya iyi misin? Maya Maya!"

Gözlerimi yavaşca kapayıp açtım. Bu haraketimle biraz olsun rahatladığını hiss etmiştim. Gözlerimi kapayıp kendime gelmeye çalışıyordum. Hâlâ yanımda olan Aron'a son gücümle kısık çıkan sesimle gitmesini söyledim. İlk tereddüt etsede beni orada bırakıp gittmişti. Önümüzdeydi gözlerimi açtığımda görmüştüm varmıştık. Aron'a güvenmekten başka çaremiz yoktu.

Orman  Perisi [DÜZENLENECEK] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin