14. Bölüm

159 68 62
                                    

Her kese merhaba nasılsınız?

Yorum yapmayı ve volte atmayı unutmayın ki kitabımızı keşfetsinler.

Eğlenceli okumalar :)

MÜZİK : Stray Kids - Haven

*****

MAYA

Etrafımıza sarılı rüya cinlerinden bir türlü kurtulamıyorduk. Ne saldırıyorlardı nede gitmemize izin veriyorlardı. Bu durum beni iyice sinirlendirmişti. Brian düşünüyordu ama hâlâ çözüm yolunu bulamamıştı derken aniden kısık sesle bağırdı. İrkilip kafamı omuzum üzerinden Brian'a çevirdim.

"Buldum!"

"Ne yapacağız?"

Aron sinirle tıslamıştı. Onunda sinirleri gerilmişti. Brian hemen yavaşca hepimizin ortasına geçti, şimdide biz onun etrafını sarmış vaziyetteydik. Brian hepimizin duyacağı şekilde fısıltıya konuştu.

"Alice benim dediğim büyüyü yap tamam mı? Şimdi bunları aklında tut"

Alice onu dikkatle dinlemeye başladı.


"Fleston milpilona egnit pinaqretmi"

Alice bir kaç kez dudaklarının arasında tekrarlayıp ezberleyince Brian'a hazır olduğunu söylemişti.

"Hazırım da bunu ne zaman kulanacağım planın ne?'

"Şimdi ben bir iksirle hepimizi uyutacağım. Onları uykuda yeneceğiz"

"Nasıl yani?"

Soruma Brian biraz daha sesini kısarak cevaplamıştı.

"Onlar rüya cini böyle onlara zarar vermeyiz ama rüyada onlardan kurtula biliriz ve Alice ben sana söylediğim an büyüyü söyle tamam mı?"

Hepimiz Brian'ı onaylarken cebinden kese çıkarıp elini içine soktu. Keseye şaşkınca bakmıştım. Küçücük keseye kolunu dirseğine kadar nasıl soka bilmişti?

Brian keseden bir şişe çıkarıp eline tozu döküp aramızdan çıktı ve bağırdı.

"Hadi savaşalım korkaklar, böyle saldırmamakla olmuyor"

Diyerek elini havaya kaldırıp avucundakini havaya fırlatınca toz üzerimize dökülmüştü. Toz üzerime dökülünce gözlerim ağırlaşmış ağır uyku basmıştı beni. Dizlerimin üzerine çöküp yumuşak kuma düşüp derin uykuya dalmıştım.

____

DAİSY

Yıldırım yere çakmasıyla irkilip hemen sol tarafa baktım refleksle. Beyaz sakallı beyaz giyimli biri bize doğru gelip asasını doğrultunca ne olduğunu anlamadım bile. Vücudumda hiss ettiğim  yıldırım çarpmasıyla gözlerimi kapatım bağırmak istedim ama ağzımı kıpırdamıyordu bile. Gözlerimi açtığımda o beyaz sakallı adamla birlike hiç görmediğim bir yerdeydik. Yanımda kolumu iki adam tutu. Birlikte o önde bizde arkalarından gidiyorduk.

Bağırmak istedim ama sesim anlamsız çıkıyordu. Beni tutanlardan kurtulmak istedim ama dahada sıkı tutuyorlardı. Benim çabalarım ve belirsiz sesimden bıkmış olmalıki arkasına dönüp sert sesiyle asasını bana taraf doğrultup bağırdı.

"Sesini kesmezsen seni sonsuza kadar kabuslara hapsederim. Her uyuduğunda kabuslardan kurtulamazsın!!"

Konuşmadım. Konuşamazdım da, burası rüya alemiydi. Yaparlardı, bu yüzden sesiz olmayı seçtim ve etrafı inceleyip aklımda tutmaya çalıştım. Etrafı dikkatle incelerken gökyüzünden bir iğrenç bir ses gelmesiyle hemen kafamı kaldırdım. Gördüğüm görüntüyle midem bulanmıştı.

Orman  Perisi [DÜZENLENECEK] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin