19. Bölüm

153 78 192
                                    

Herkese merhaba, nasılsınız?

1,000 okumaya ulaştık sonundaaaaaa😍 hepinize çoook teşekkür ederimmmm.

Kitap nasıl gidiyor? Sıkıcı mı yoksa güzel mi?

Yorum yazmayı ve volte atmayı unutmayın lütfen. Hem düşünceleriniz gerçekten benim için önemli ve merak uyandırıcııı.

MÜZİK : Blackbriar - Arms of the ocean

***

MAYA

Sabaha herkes erkenden kalmıştı. Yemekleri yemiş şimdide ormanda geziyorduk. Kadın öğretmen bizlere çiçekleri gösterip neye iyi geldiğini, özünü, tozunu anlatıyordu. Hepimiz dikkatle onları dinliyorduk. Tabi bazen Brian ondan önce öğretmenin sözünü tamamlıyordu. Şifacı olduğu için herşeyi biliyordu tabi.

Öğretmen bizi geniş ve güzel bir alana getirip bize döndü ve ellerini bir birine çarpıp gülümsedi.

"Evettt şimdi geldi en eğlenceli zamana. Oyun oynayacağızzz"

Hevesle konuşmasıyla hepimiz heveslenmiş ve öğretmeni onaylamıştık.

"Ne oynayacağız öğretmenim?"

"Şimdi üç grupa bölüneceksiniz her grupta bir öğretmen başlık edecek. Önce gruplara ayrılaım"

Öğretmen sırayla öğrencileri ayırmıştı. Aron benden ayrılmamak için direndiği için biz kadın öğretmene ve bizimle birlikte öğrencilerde vardı. Brian, Alice bir öğretmene, Daisy ve Sam da diğerine düşmüştü. Bir grupta yaklaşık on onbeş kişi vardı. Gruplar tamamlandıktan sonra isime geçmişti. Bizim grupun ismi Ejderha iken Daisy'nin grupu kelebekti tabi bunu Daisy koymuştu. Alice gilin olduğu grupun ismi ise aslandı. Öğretmen arkadını dönüp elini yere koydu. Toprak yarılarak yer altından büyük parkurlu bir alan çıkmıştı. Öğretmen bize döndü ve parkuru gösterek konuştu.

"Şimdi oyunumuz bu büyük parkurdan ibaret. Kazanan takımı kamp bitene kadar diğer gruplara istediğini yaptıra bilir"

Dediğinde bazılarından onaylamaz bazılarından onaylayan sesler yükselmişti. Yavaş adımlarla oyunun önüe geldiğimizde öğretmen üç kişi seçmişti. İlk seçilenler Aron, lowell ve bir kişi daha. Lowell bana göz kırptığında bende ona gülmüştüm.

•••

Sonunda oyun bitmişti ve kazanan takım. Aslan takımı kazanmıştı.

"Şu sırtıma bir masaj yapsana çok yoruldum çok ağrıyor"

Aron dilini yanağında gezdirip arkasına geçti ve sertce omuzlarından tuttu. Sert haraketlerle omuzuna masaj yaparken Sam keyif alıyordu. Aron birden omuzunu sıkınca Sam hafifce bağırmıştı

"Tamam tamam yetti"

Aron omuzunu sertce pat-patlayıp yanıma gelmişti. Beni kendine çektiğinde ona yaslanmıştım.

Anide çığlık sesi gelmesiyle hemen ayağa kalmıştık. Herkes Sam dan uzaklaşıyordu. İreli adım atıp neden Sam dan uzaklaştıklarına baktığımda vücudum kaskatı kesilmişti. Sam'ın gözleri bembeyazdı ağzı yarım açıktı ve etrafına hafif ışık saçarak kökyüzüne havalanmıştı. Aniden metalik ve kalın bir sesle konuştu.

"Herkese merhaba, ben geri döndüm. Umarım çok eğleniriz. Hahahahaha"

Diyerek kahkaha atmıştı ve birden ışık gitmiş Sam yere düşmüştü. Hızla yanına gittiğimizde öğretmenlerde bize katılmıştı. Bu o bilinmeyen düşmandı. Bizimle iletişime geçmek için Sam'ın ruh eleməntini kulanmış olmalı. Ama nasıl? Ozaman ölü mü?

Orman  Perisi [DÜZENLENECEK] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin