1.9

14.8K 761 211
                                    

Ekin: On dakikada bir sakinleştirici alıyorum 

Ekin: Biz sevgili olduk!

Ekin: İnanamıyorum.

Ekin: Herhalde evlensek ben kalp krizi geçiririm. 

Ekin: Bu hissettiğim mutluluksa uyuşturucu yanında halt etmiş anasını satayım.

Siz: Bende uyuyamıyorum.

Siz: Sanırım heyecandan ve rüyada olmaya korktuğumdan.

Ekin: Kahretmesin, dört saat olmuş. 

Siz: Ney dört saat olmuş?

Ekin: Seni görmediğim. Acaba kapıya gelsem mi iki dakika?

Ekin: Yüzünü göreyim yeter.

Siz: Ekin saat gece dört.

Siz: Başını yastığa koy ve gözlerini kapat, uyursun.

Ekin: Bana diyene bak, sende uyusana kolaysa.

Siz: Tamam ulan gel. Çıkıyorum cama.

Ekin: İki dakikaya oradayım!

🌾

Polarımı üzerime geçirip camı açtım. Cidden gerçek gibi gelmiyordu.

BİZ SEVGİLİ OLMUŞTUK!

Sokağa giren arabayla sevinçle yerimden kıpırdandım. Ah benim sevdiceğim, dağ delmese de gecenin bu vaktinde kapıma geliyordu.

Hızla arabadan inip bakışlarını bana çıkardığında kocaman gülümsedi. Bir kaç saniye geçmeden başı yan cama kayarken kaşları çatıldı.

"Gir sen güzelim içeri, ben geliyorum."

Başımı baktığı yere çevirdiğimde yine üstünde bir şey olmayan biricik komşumuz elini salladı.

"Selam."

"O elini sana monte etmemi istemiyorsan geri çek yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim hıyar!"

Yukarı doğru bağırırken içeri girdi. Kapı her daim açık olduğundan hızla cami kapatıp bir tarafında pireler uçuşan Damla'ya dürttüm.

"Kalk, Damla Ekin geldi kalk!"

"Ekim mi geldi? Ulan daha yeni eylüle girmedik mi? Gerçi o bize girdi ama."

Kahkahamı tutamazken kollarından tutup kaldırdım.

"Hayır ekim değil benim sevgilim Ekin geldi. Kalk be!"

Esnerdiği sırada ağzı yüzü kayarken ağlanmaya başladı.

"Senin sevgilini si-"

Elimi ağzına tuttum.

"Hadi lan, kurban ol sen benim sevgilime."

Yarı açık gözleriyle üzerinde bir hırka geçirirken bende saçımı düzelttim.

Zilin sesi evi doldururken koşar adımlarla kapının yanına gittim.

"Hoş geldin."

Kapıyı açtığım gibi kollarını boynuma dolayıp derin bir nefes aldı.

"Özlemişim."

"Öhöm öhöm enişte, aile olmasa da burada geleceğin bir anası var."

Ekin gülerek bende ayrılırken başını sallayıp Damla'ya döndü.

"Özür dilerim baldız, bir kaç saat bile ömür gibi gelince bize özlüyorum."

Damla anladığını belli ederek salona doğru geçti.

"Bu saate geldin bari gel bir kahve iç."

Bakışlarım Ekin'e dönerken o çoktan ayakkabılarını dolaba koyuyordu.

"Valla ben açım, kahve yerine ben pizza söyliyeyim onu gömelim."

Ama diyet, ama kilo, ama nişanda içine girmem gereken elbise....

"Ekin gece dörtte be pizzası ya?"

Omuzlarımdan tutup beni de salona doğru sürükledi.

"Bildiğin pizza güzelim, yanına patates de söyleriz bir de kola. Mis."

"Ben diyetteyim diyette. Nişanda o elbise bana olmazsa kendimi makaslarım!"

Damla ile ikisi tepkime kahkaha atarken omuzlarımı silktim.

"Ben siparişi veriyorum."

Ekin ayaklandığında Damla'nın yanına geçtim.

"Lan annenler ne zaman gelecek senin?"

Yattığı yerden hafifçe doğrulup bana döndü.

"Daha üç gün var, rahat ol ahiretliğim."

Kısa bir süre sonra Ekin içeri geri geldiğinde televizyonun yanında duran filmleri incelemeye başladı.

"Bence bunlar yerine internetten başka bir film izleyelim. Televizyon bağlanıyor mu?"

Damla nereden çıkardığını bilmediğim çikolataları yerken başını salladı.

Ulan hani bu adam beni özlediği için gelmişti?

Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama pizzalar gelmiş Ekin anca sevebildiği filmi açmıştı. Sehpalara koyduğumuz pizzalar diyetimi mağlub ettiğinden dördüncü dilimime uzandım.

"Adam çok yakışıklı değil mi Başak? Yemin ederim ağzımın suyu aktı."

Damla ile beraber Ekin'in de bakışları bana dönerken yavaşça başımı salladım.

"Evet çok yakışıklı maşallah. Allah sahibine bağışlasın."

Damla kaşlarını çatıp başını iki yana salladı.

"Sahibini öldürsün bize bağışlasın."

Ekin kolunu omzuna atıp beni daha çok yanına çekerken pis pis sırıttım.

"Baldız sevgilimin aklında benden başka erkek yok, sahipleri sağ kalabilir."

Damla gözlerini devirirken varlığını unuttuğum telefonuma uzandım. Bir sürü cevapsız arama vardı ve iki tanesi hariç hepsi annemdendi. Diğerleri ise babamdan.

Korkuyla ayaklanırken annemin numarasını tuşladım. Telefon çaldığı sırada kapı deli gibi yumruklanmaya başlayınca bu sefer yerinden kalkan Ekin olmuştu.

"Siz durun ben geliyorum."

Kapının yanına önden Ekin arkadan ben giderken titrek bir nefes aldım.

Anneme bir şey olmasından deli gibi korkuyordum.

"Ben tanımıyorum."

Ekin'den sonra bende deliğe uzanıp baktım. Gördüğüm kişi ile hızla arkama dönerken bakışlarımı Ekin'e çevirdim.

Kapıyı deli gibi yumruklayan oydu.

Babam.

🌾

Hadi gelin bu adam dinlene dinlene dövelim.

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın🌾❤

KISMETSE MARKET/TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin