4.8

6.3K 339 61
                                    

"Öldük biz, Bittik biz. Kesin burada geberip gideceğiz."

"Oha Hümeyra! Alt tarafı dört gün. Bir şey olmaz, dönünce söz alacağım sana en son model telefonu."

Bakışlarım hala telefonlardaydı. Ulan gitti kaç aylık maaş.

Bilmem kaç köşeli jetonum en nihayetinde düşerken hızla Melisa'ya döndüm.

"Ekin sıyırır! Doktor iyi olsun diye uzaklaş dedi, adamı iyice akıl hastası edeceğim! Deli olacak, deli!"

Oflayarak yerdeki telefonlara uzandı. O da bu hurdalarla bir halt edemeyeceğimizin farkındaydı.

"Ya tamam özür dilerim. Ama daha fazla üstüme gelmeyin ya!"

Bir anda hıçkırarak ağlamaya başladığından Hümeyra ile bakışlarımız birbirine döndü.

"Bilerek kırmadım ya! Bende anneyim, artık her halta ağlamaya hakkım var. Benden değerli mi bir telefon?!"

"Ulan ikisi hamile biri doğurdu. Bir kendinize gelin, biz tatile geldik. Her şey geride kalıyor ve siz öpüşüp barışıyorsunuz."

Dolu gözleriyle bana bakan Melisa'yı tutup sıkıca sarıldım.

"Tabi ki de senden değerli değil çatlak. Sadece korktum, o yüzden öyle bağırdım. Özür dilerim.'

"Bende. Korkumu yanlış ifade ettim."

Hümeyra'da yanımıza gelip ikimize birden sarıldığında Öykü dudağını büzdü.

"Hadi götüm dondu burada, içeri girelim."

Pis pis sırıtmaya başladım.

"Canım arkadaşım ben ve Melisa hamile olduğumuzdan ve Hümeyra'nın tıpkı bizim gibi ağır bir şey kaldırması yasak olduğundan bütün bagaj elinden öper."

"Ulan bebeği yapan siz, cefasını çeken ben. Nerede lan adalet?"

Üçümüz kol kola girerken Öykü ağlanarak bagaja doğru ilerledi.

Ananın fendi bekarı yendi.

🌾

"Tamam yeter bu kadar. Belim bitti, temiz oldu artık."

Koltuğa yayılırken Melisa karnını tutarak yanıma devrildi.

"Ki ben bütün gün holdingde kafam kadar topuklu ile oradan oraya sekerdim akşam yorulmak için spora giderdim. Şimdi kat çıksam ölüyorum."

Gülerek ona döndüm.

"Çok normal içinde can var can."

"Bir aylık bir can."

Bir anda yüzünü bana döndürürken ellerimi tuttu.

"Başak, kalk markete gidelim. Ay benim canım deli divane çikolata çekti. Ne olur gidelim."

Ağzımı açacağım sırada kapı deli gibi yumruklanmaya başladı.

"Ne oluyor lan?"

Öykü fısıldarken gözlerim korkuyla kendimizi koruyacak bir şey arıyordu.

"Açın lan kapıyı, kemiklerim dondu burada!"

"Damla?"

Hızla yerimden kalkıp kapıyı açtım. Burnu kıpkırmızı olmuş, kafasındaki beresi ile duran Damla beni kenara itip içeri girdi.

"Bu Allah'ın unuttuğu yerde ne tatili yapacaksınız da, beni çağırmıyorsunuz?"

Hepimiz kilitlenmiş gibi ona bakarken Melisa burnunu kıvırdı.

KISMETSE MARKET/TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin