Mutfak kapısına yaslanmış Ferhat'ın bana yumurta pişirmesini izliyordum. Sırf onu yakalamak için sabahın beşinde kalkmıştım. Aslında uyumadım da denebilir.
Anlıma gelen ıslak saçımı geriye yatırıp Ferhat'ın yanına gittim. Tezgaha popomu yaslayıp ona bakmaya başladım.
O ise önünde bana hazırladığı şeyle ilgileniyordu.
Gözümü ondan ayırmadan bakıyordum ki bana baksın ama inaddı bu herif.
"Daha pişmedi mi çok acıktım" dedim.
Dudaklarımı büzerek ona bakarken. Ocağı söndürdükten sonra tavandaki yumurtayı tabağa koydu. Onunda masaya koyup çatal ve bıçak çıkarttı onu izlememden dolayı gergin gibiydi.
Ellerini yıkadiktan sonra kapıya yönelirken bileğinden tuttum. Otoriter bir ses takınıp.
"Ben senin ağanım Ferhat ben git dersem gidebilirsin değilmi. "
Diyerek masaya yöneldim ve karşımı gösterdim. Oturduğumdan biraz sonra oda karşıma geçmiş bana bakmadan kollarını göğsünde bağlamış duruyordu.
Yumurtamı keyifle yerken planımın ise yarayacağını düşünüyordum. Bunu demem ile yapması bile beni heycanlandırmaya yetmişti.
Bitirdikten sonra kalktım ve içeri üstümü giyinmeye gittim. Pantolon ve bol bir lacivert tişört giyip geri geldim o ise mutfağı toplamıştı. Ferhat'a bir hizmetçi kıyafeti lazım ama şu etekli olanlarından. Yakışırdı.
Hayal ederken kıkırdamam ile bana baktı. Güldüğümde bana bakıyor ise daha çok gülmem lazım.
Gırtlağımı temizleyerek kendime geldim ve soğuk bir şekilde emir vermeye çalıştım "hazırım gidelim"
Apartmanının önüne geldik. Arabanın kilidini açınca hızla bindim havalar daha da soğumuştu. Mont giymem gerekiyormuş.
Arabada sesizce beş dakikadır bekliyorduk. Nereye gideceğimizi bilmiyordu. Bu gün dersim yok. Ve benimle de konuşmadığı için benim söylememi bekliyordu. Ama ben o sorana kadar söylemek istemiyordum.
Camdan dışarıya bakarken öksürdüğü duydum yalandan, bana yapılan bir işaretti.
Ona baktım ve bana bakarken buldum. Yüzümde oluşan gülümsemeyi silemiyordum.
Telefonumun calmasıyla cebime elimi attım ve cevapladım.
MelihBaşkan
+Azad nerdesin.
-Arabada
+Yav oğlum nerde kaldın Hayri'yi almadın mı daha.
-yok.
+Azad tek kelime ile cevap verme babam ile konuşuyormuş gibi hissediyorum.
- yirmi dakikaya ordayız.
Diye telefonu kapattım.
Sanırsam konuşmalarınızı duymuştu ve arabayı çalıştırdı.
"Hayri'yi alıp kampüse gideceğiz."
Sessizlik sinirimi bozarken radyoyu açtım.
'Tut elimi buradan gidelim'
'Olmaz demeden dinle beni bi'
'Rüzgarım söndü dindi ateşim ah bebeyim. Ben hala deliyim'Bu şarkıyı seviyordum, hafifçe şarkı ile birlikte mırıldanmaya başladığımı Ferhat arabayı durdurduğunda farkettim. Bana bakarken telefonumu çıkartıp Hayri'yi çalışırdım.
"Götüm dondu be" diye arabaya bindi.
"Sanada merhaba kardeşim"
Dediğim ile yanağımı sıkıp ellerinibirbirine sürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu gay nereden çıktı (Bxb) (Texting)
Teen Fictiongelecekteki aşiret reisini hiç beklemediği bir sürpriz karşılar adı aşk. Azad aşiret reis oğluydu ama bu hayata hiç alışık değildi. Aşiretten uzak kalarak büyümüş biriydi. Üniversite sayesinde Ankara'ya gidebilecekti. Hem geçmişinden kaçmak hem de...