Elimdeki dilekçeye bakıyordum.Sadece bir kaç ay geçirdiğim bu Ankara'dan gidecektim.
Üniversiteyi bırakıp amaçsız ve mutsuz olacağım yere.
Ve o bodruma girip yeniden işkence görecektim.
Babam ile en son ki görüşmemiz den beş gün geçti. Sonrasında sadece telefonla konuşmuştuk.
Uzun zaman sonra annem aramıştı. İnsanın annesinin sesi huzur vermesi gerekir. Fakat benim annemin sesi korku doluydu.
'babanı ikna edemedim oğul. Üzgünüm'
Kağıdı buruşturup diğer attığım kağıtların yanına fırlattım.
Ellerimi başıma koydum ve sandalyede geriye yaslandım. Babamın işleri iki güne bitecekti. Ve hala gitmek için hazır olamamıştım.
Ayaklandım saate baktığımda 03.34 tü. Bir gün önce Hayri gelmişti ne kadar uyarsamda dayanamamış ve buraya gelmişti.
Bana iyi olup olmadığımı sorup durmuştu. Ne kadar iyiyim yok bir şeyim desem de ikna olamıyordu. Zaten yalan söylüyordum.
Tam bir aptal gibi davranıyor olmak canımı sıkıyordu ama onları işin içine karıştırmadan sadece bunu yapabilirdim.
Tabi tek sorunum buda değildi.
Ferhat.
Ona dinlenmesini ve yanımda durmamasını söylüyordum. Babam her hangi bir şeyden şüpelenirse, ona neler yapacağını tahmin bile edemezdim.
Onun dışında sadece mesaj yazıyordu bana, sonrada mesajlaşmaları siliyordum.
Mutfağa girdim ve kendime bir bardak süt doldurdum. Işığı yakmadan duruyordum bu sayede Ankara'da ki son gecelerim de, pencereden manzarayı daha rahat izliyordum.
Elimdeki süte bir bardak şarap misali davranarak pencereden dışarı bakarken bir ses duydum.
Kilit sesiydi.
Dış kapıdan gelen sese kafamı çevirdim ve kaşlarımı çatarak baktım. Kapıya doğru gidecekken tanıdık bir ses duydum.
"Ya Melih daha sesiz olsana"
"Asıl sen ses çıkartmadan dur Eren"
Mutfak kapısının yanına yaslandım ve beklemeye başladım.
"Hangi anahtar açıyor hatırlamıyorum"
"Aklına tüküreyim Melih. Bana bırak, ver"
"Burda kaç tane anahtar var böyle......Aha! Buldum"
Kapı yavaşca açılırken gülümsedim.
Amaçları neydi merakla bekliyordum.
Yarı büklüm şekilde yavaşca kapıyı açtı Eren, bir hırsız gibi ful siyah giyinmişti. Yavaş adımlarla içeri doğru girdi ardından Melih normal şekilde giyinmiş ama Eren gibi yavaşca girdi içeri.
Fısıldayarak konuşuyordular.
"Çok heyecanlı bir durum lan"
"Eren bir daha konuşursan yeminle dışarı atarım seni"
"İlk defa adam kaçırıyorum Melih, anlayış lütfen"
"Sanki benim mesleğim adam kaçırmak"
"Onu bilemeyeceğim" diye koridora kafasını uzattı.
"Uyuyor mudur ki"
"Bilmiyorum" diyerek kapıyı sakince örttü Melih.
Eren koridordan kafasını çevirip benim olduğum yere bakarak Melih'e döndürdü bakışlarını sonra gözleri açıldı ve bana döndü geri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu gay nereden çıktı (Bxb) (Texting)
Genç Kurgugelecekteki aşiret reisini hiç beklemediği bir sürpriz karşılar adı aşk. Azad aşiret reis oğluydu ama bu hayata hiç alışık değildi. Aşiretten uzak kalarak büyümüş biriydi. Üniversite sayesinde Ankara'ya gidebilecekti. Hem geçmişinden kaçmak hem de...