Küçükken hiç sevilmemiştim.
Bunu küçük bir çocuk iken bile hissediyordum. Benden sonra olan kardeşlerime olan davranışları bana yaptıkları arasında dağlar kadar fark vardı.
Neden bilmiyordum tabi ama giddikçe onalardan farklı olduğumu çözümüştüm.
Müzik dinlemeyi çok severdim. Abimin eşyalarıdan müzik çalarını alır saatlerce kilere saklanır, içinde olan müzikleri saatlerce başa sarar dinlerdim.
Küçükken sorduklarında şarkıcı olacağım. Der babamı sinir ederdim.
Bir gün müzik çalarını babam bana bağırdığı sırada elimden düşürüp kırmıştım. Sonrasında abim bana bağırıp çağırmıştı. Babamın gözdesi olan abime hiç bir şey demezdi. Ama belli ki oda benim gibi bu hayatı sevmiyordu ki kaçıp gitti.
Bir keresinde de babamın arabasının arkasına binmiştim. Onlar farketmemişlerdi. Gittikleri karanlık yolun sonunda bir eve girmişlerdi. Sonrasında evden bağrışmalar geldi ardından bir tek silah sesi. Babam elleri kanla arabaya bindiğin de seslerden korkup ağladığım için burnumu çekmiştim bunu duyup beni görünce o gün ilk dayağımı yemiştim. Tokat atmıştı, tek bir tokatı bile burnunu kanatmasına yetmişti.
Annem babama kızmıştı bunu başkalarının önünde belli etmese de ben görmüştüm.
Babam ondan sonra bana daha da dış biledi. İşleri ters gider bana bağırırdı. 'sen doğduğundan beri hiç iyi bir günüm olmadı' ne tesadüf benimde olmamıştı.
Sonra mutlu olmaya başlamam amcamın yanına gittiğimde olmuştu. İlk zamanlar kızar diye bir çok şeyi yapmıyordum.
Bir gün yemekte çorba kasesini devirmiştim apar topar özür dilemeye ve silmeye çalışırken gözlerimden akan yaşları da silmiştim. Elini kaldırınca ellerimi kafama koyup vurmasın diye kendimi korumaya çalıştım. Amcam kafama elini yavaşça koyup "Oğlum, tamam yok bir şey sakin ol şimdi temizleriz yengen ile." Amcamın boynuna sarılıp teşekür etmiştim.
Yengem ile çocuk sahibi olamadıkları bir dönemdi, yıllardır uğraşıyorlardı. Birgün yengem gece ben yatarken içeride amcama bağırmaya başladı. 'olmuyor daha niye uğraşalım. Denemenin bir faydası yok.' Amcam sakinleştirmeye çalışıp bak bir oğlumuz oldu demişti yengem 'onu çok seviyorum ama olmuyor işte'
Kapının aralığından dinlediğim sırada beni fark ettiklerinde yengem koşup bana sarıldı 'yanlış anlama beni, lütfen' diye ağlamaya başladı.
Bir kaç ay sonrada boşandılar.
Çok üzülmüştüm yengemi çok seviyordum. Amcam sorun yok diye beni sakinleştirmeye çalışsa da aslında bana dediklerini kendine söylüyordu.
Sonrasında okulla başlamıştım. İlk defa okula gitmiştim. İlk okulu evde okumuştum.
İlk zamanlarda çok çekinmiştim, amcama ağladım. O ise alışırsın demişti.
Sınıfa ilk girdiğim an ellerimi benden büyük olan çantamdan ayırmadan yere bakıyordum. Öğretmen beni sınıfa tanıtıp geç bak Hayri arkadaşının yanına otur dedi. İşte o sıraya oturduktan sonra yeni bir ben olmaya başlamıştım.
Hayri oturduğumuz apartmanın karşı tarafta oturuyordu. Sırasıylada Eren, Cem ve Melih ile tanışmıştık.
Orada geçen beş yılım hep eğlendim ve güzel anılar elde ettim. Fakat bir gün kara haberi almıştım. Abimin kaçışı sonrası amcamı arayan babam ile hayatım kararmıştı.
Gerisinde işkenceler bağrışmalar yalvarışlar ve hayatıma iz bırakacak yaralar almıştım bedenen ve ruhen.
Sonrasında gülmeyi unutan huzurun anlamını bilmeyen birine dönüşmüş tüm. Her ne kadar arkadaşlarım ile telefon yoluyla konuşup onlara iyi olduğumu söylesem de. Değildim asla olmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu gay nereden çıktı (Bxb) (Texting)
Ficțiune adolescențigelecekteki aşiret reisini hiç beklemediği bir sürpriz karşılar adı aşk. Azad aşiret reis oğluydu ama bu hayata hiç alışık değildi. Aşiretten uzak kalarak büyümüş biriydi. Üniversite sayesinde Ankara'ya gidebilecekti. Hem geçmişinden kaçmak hem de...