Toz

764 86 22
                                    

Yarkın ile odaya geldiğimizde karşımızdaki manzaraya kısa bir süre durup baktım.

Çiçekler ile donatılmış oda, romantizmi en derinden yaşayabilmemiz için mumlar ile donatılmıştı.

Bunlar en masum süslemelerdi.

"Prenses bence bu oda bize bir mesaj vermek istiyor."

"Kesinlikle vermek istiyor." dediğimde Yarkın ne kadar ümitlense de gidip odanın camını açtım.

"İçerisi çok bunaltıcı. Havalanmalı."

"Ve?"

"Yorganın altında..."

Yarkın gülümsemeye başlarken "Yatıp uyumalıyız." dedim.

Anında moodu düşen Yarkın bana suratsızca bakınca güldüm.

"Ayakta bu kadar durman bile yanlış. Yatağa oturur musun? Sana giyecek bir şeyler hazırlayayım." dedim.

Yarkın beni dinleyerek yatağa oturduğunda dolabı açarak içinden ikimize de uygun kıyafet çıkardım.

Kendi üstüm de kan revan içindeydi ama olanlar yüzünden değiştirmek aklıma gelmemişti.

Yarkın birkaç kez hapşırdığında endişeyle ona baktım.

"Üşüttün mü? Öyleyse camı kapatayım."

"Hayır, sadece burnuma toz gibi bir şey kaçtı. Ne olduğuna emin değilim." dedi.

"İyi öyleyse. Sana çıkardığım kıyafetleri giyip uyu. Dinlenmen lazım."

"Aslında yaradan dolayı pek hareket edemiyorum."

Korkuyla, "Hekim çağırmamı ister misin? Belki yaranla ilgili bir durum vardır." dedim.

"Sadece hareket etmekte zorlanıyorum."

"Peki... Ne yapabilirim?"

"Belki giyinmeme yardım edebilirsin." dediğinde "Her fırsatı değerlendirmek zorundasın, değil mi?" diye sordum.

"Tabii ki de."

Onun için çıkardığım kıyafetleri alıp ona yaklaştım.

Kıyafetleri yanına koyduktan sonra "Buna alışma." dedim.

Yarkın, "Yaram hızlı iyileşmeyecek gibi duruyor." derken gömleğinin düğmelerini açıyordum.

"Öyleyse sana bakması için erkek bir hizmetli ayarlarım. O seni yıkar, giydirir, ilgilenir..."

"Aslında o kadar da kötü değil."

Gülümsedim.

Gömleğini çıkardıktan sonra yarasına göz ucuyla baktım.

"Çok acıyor mu?"

"Sen yanımdayken mi? Acımıyor."

Çıkardığım takımın üstünü giydirirken "Öyleyse hep yanında olacağım." dedim.

Yarkın, "Mecburiyet." derken yüzünü buruşturdu.

"Yaran mı acıdı? N'oldu?"

"Hayır, başıma bir ağrı saplandı."

"Uykusuz ve yorgunsun. Ondan ağrıyor olmalı."

"Muhtemelen."

Yarkın'ın önünde eğildim ve kemerini aklıma farklı fikirler getirmeden çözerken "Başına iyi gelecek bitki çayları hazırlatmamı ister misin? Uykunu da getirtir." dedim.

"Direkt uyusam daha iyi."

"Senin seçimin."

Kemerini bir kenara koyduktan sonra "Kısa süreliğine ayağa kalkabilecek misin?" diye sordum.

"Sen de beni iyice öldürdün." diyerek ayağa kalkan Yarkın ile güldüm.

Çıkardığım altın bedeninin Yarkın'a uygun olmadığını fark etmiştim.

"Bekle, başka bir alt vereyim."

Yarkın bir şey demeden durunca altı alıp dolaba döndüm.

Ona daha uygun bir alt aldığımda "Bununla idare edeceksin. Yarın senin bedenine uygun kıyafet diktiririz." dedim.

Yarkın cevap vermeyince ona döndüm.

Elinde bıçakla duruyordu.

"Ben sana yatacaksın diyorum, sen ne yapıyorsun." diyerek güldüğümde bir sorun yok sanıyordum.

Yarkın, "Kaç." dediğinde anlamayarak ona baktım.

"Ne? N'oldu?"

"O toz... Toz değildi. Tamamen hakimiyetimi kaybetmeden benden uzaklaş ve Bercislere haber ver."

Soluk soluğa idi.

Elimdeki kıyafet yere düşerken geriye doğru kaçındım.

"Ne oluyor Yarkın? Korkuyorum."

"Sana kaç dedim!"

Sinirli bağırışı beni korkuturken gözlerine baktım.

Yarkın'ın gözlerindeki sevgi yavaşça gitmiş, yerini derin bir öfkeye bırakmıştı.

Ne olduğunu bilmediğim için Yarkın'ı dinlemem en iyisiydi.

Hızlıca odadan çıktığımda Yarkın da arkamdan gelmeye başladı.

Bu hiç iyi değildi.

Odamıza yakın kalan insanlar vardı, onlara seslenebilirdim.

Koşarak Yarkın'dan kaçarken "Gencer!" diye bağırdım.

Sesimi ona duyurabilirdim.

Yarkın git gide bana yaklaşırken elindeki bıçağın hedefi olduğuma emindim.

Korkuyla çığlık attım.

Kendimi Yarkın'a karşı savunamayacak kadar güçsüzdüm.

Yarkın kolumdan tutup beni geriye ,kendisine, doğru çektiğinde elindeki bıçağı düşünmeden sırtıma sapladı.

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin