Korsan Prenses

Görürüm

Yanağımı sürtüp duran el uyanmamı sağlamıştı.

Gözlerimi açtım ve uzandığı yerden bana bakan Yarkın'a "Günaydın kaptan." diye mırıldandım.

Yatakta oturur pozisyona geldi ve "Günaydın prenses." dedi.

"Bana dün laf söylüyordun ama gece boyunca bana sarılıp durdun."

"Ciddi misin?" diye sordum, şaşkınlık ve utançla.

Yarkın, "Ciddiyim. Hatta bir ara bacağını üzerime attığın için uyandım." dediğinde yüzümün kızardığını hissettim.

Doğruldum ve git gide utanmam artarken "Normalde yattığım gibi uyandırdım. Herhalde alışmadığım bir yerde uyudum diye böyle oldu. Üzgünüm." dedim.

Yarkın gülerek yanağımdan makas aldı ve "Sadece şaka yapıyorum. Oyuncak bebek gibi yattın. Bir ara öldüğünü bile düşündüm." dedi.

Sinirle koluna vurdum ve "Yalancı Kaptan!" dedim.

"Sen kaptanına el mi kaldırdın? Büyük cesaret küçük hanım."

"İyi de yaptım. Hak ettin."

"Atarım bak seni denize." dediğinde "Ablama bir prensesi nasıl denize attığını da sen anlatırsın." dedim.

Yarkın, korkuyla "O da kılıcıyla beni doğrasın." deyince gülerek "Babam ,kraldan, ve nişanlımdan korkmuyorsun, ablamdan mı korkuyorsun?" diye sordum.

"Aynen öyle. Ablan dehşet verici."

"Gayet haklısın. Ben de ablamdan korkuyorum." dediğimde Yarkın bunu beklemiyor olmalı ki önce duraksadı ama sonrasında kahkahaya boğuldu.

"Bercis'i abla olarak hayal ettim de... Canlı canlı görmek için sabırsızlanıyorum."

"Azarlayıp beni geri babamın yanına postalayınca görürsün."

"Kendisi kaçıp denizlere açılınca iyiydi. Sen onu merak edip bir gemi yolculuğuna çıktın diye sorun mu olacak?"

"Haklısın ama denizleri tanıdığı için beni korumak isteyecek. Bunun yolu da beni eve göndermekten geçiyor."

"Sonuçta onun iyi olduğunu gördükten sonra evine dönmeyecek miydin?" diye sorduğunda duraksadım.

"Evet, dönecektim ama... Bilmiyorum."

"Buradan ayrılmak istemiyorsun, değil mi?"

"Öyle. Denizleri sevdim ve hemen dönmek istemiyorum."

"Bercis seni ilk fırsatta karaya bırakacak."

Başım öne eğilirken "Biliyorum." dedim.

"Tabii seni karaya bırakma görevini ben üstlenmezsem."

Şaşkınlık ile Yarkın'a baktım.

Tahmin ettiğim şeyi mi kast ediyordu?

"Seni biraz daha denizlerde tutup öyle karaya götürebilirim ama denizde artan tehlikeleri biliyorsun. Her an her şey olabilir, bunun bilincinde olmak zorundasın."

Heyecanla, "Evet, biliyorum ve kendi rızanla kalmak istiyorum." dedim.

"Bercis'i ikna etmeyi başarırsak benimle, benim gemimde maceranı birkaç gün daha uzatabilirsin. Belki bir, iki hafta."

"Çok isterim, teşekkürler."

"Teşekkürü bir kenara bırak, dışarı çıkalım. Yoksa Bagatur gelip yine bir şeyler zırvalayacak." dediğinde güldüm.

"Adamın arkasından öyle konuşma. Çok ayıp."

Yarkın omuz silkti ve "Yalan mı? Birlikte yattığımızı öğrenmesine gerek yok, bizi böyle görse bile iki saat nasihat çeker." dedi.

"Doğru ama bu ayıp olduğu gerçeğini değiştirmiyor."

Yarkın, "Boşver o yaşlıyı." diyerek ayağa kalkarken Bagatur içeri girdi.

"Kim o yaşlı?"

Yarkın ile ne cevap vereceğimizi kararlaştırmak için birbirimize bakarken Bagatur, "Yanlış bir sohbete mi kulak misafiri oldum?" diye sordu.

"Yok, Gökbey hakkında konuşuyorduk." diye yalan atan Yarkın'a Bagatur, "Anladım." diye cevap verdi.

Sonrasında bize sırayla baktı ve "Siz odada ne yapıyordunuz?" diye sordu.

"Oturmuş, sohbet ediyorduk. Niye?" diye sordum.

Cevabım Bagatur'u ikna etmezken Yarkın konuyu değiştirmek amacıyla "Niye gelmiştin Bagatur?" diye sordu.

"Ortalıkta görünmediğiniz için merak ettim."

"Geliyorum, merak etme." diyen Yarkın'a "Ben de üstümü değiştirmeliyim. Sonra size katılırım." dedim.

Yarkın sırıtarak bana baktı ve "Sandalyeye astıklarına mı giyeceksin?" diye sordu.

Kızarırken ne cevap vereceğimi bilemedim.

"Kız giyince görürsün zaten. Haydi." diyen Bagatur ile Yarkın'ın gülümsemesi büyüdü.

Bagatur'un bilmeden söylediği söz utançtan bayılmama neden olacaktı.

Yarkın, "Tabii." diye mırıldandı.

"Elbet görürüm."