Kaçın

1.7K 172 101
                                    

İzimi kaybettirmeyi umarak sağa döndüğümde kalabalık bir grupla karşılaşmıştım. 

Onları, kıyafetlerini incelediğimde korsan olduklarını anlamıştım. 

"Kimin mürettebatındansınız?" diye sordum, hızlıca.

Aralarından biri, "Bu sana neden lazım?" diye sordu. 

Dilhan ve mürettebatının da burada olduğunu düşünürsek üçte iki şansım vardı ama gerçekçi olursam şansımın az olduğu anlaşılıyordu.

Yine de kaybedeceğim bir şey olmadığını düşündüğüm için saraydan çıkmadan önce taktığım yüzüğü gösterdim ve "Yardıma ihtiyacım var." dedim.

Hepsi ciddileşirken kurtulabileceğime dair içime bir ümit doğmuştu. 

Yarkın'ın mürettebatına rast gelmiştim. 

Az önce konuşan korsan, "Sorun ne?" diye sordu.

"Korsan Gökbey, mürettebatı ile peşime takıldı. Birazdan burada olurlar. Beni yakalayıp öldürmek istiyorlar."

Hepsi kılıçlarını çıkarırken arkalarına sokuldum. 

Fiziksel olarak bu adamlardan güçsüz olduğumu biliyordum. 

Arada kaynayarak ölmek istemezdim.

Önce Korsan Gökbey'in mürettebatı, sonra Gökbey Bey gelince korkum artmıştı.

İlk kez böyle bir an yaşıyordum.

"Hani onları tanımıyordun?" diye sordu, Gökbey Bey.

"Sıkıntın ne ise bizimle konuş kaptan. Senden güçsüz bir kadınla değil." dedi, bizden biri.

"Aramıza sızdırmayı çalıştığınız kızı fark ettik." dedi, Gökbey Bey.

Arkamdan kendinden emin olduğu belli olan bir adam, "Ya da sen yine bizim korkumuzdan kuruntu yaptın." dedi.

Benim yaşlarımda gibi görünen genç bir adamdı.

Adam, en öne geçerken bizdeki gürültüler azalmıştı. Demek ki bu adam beni koruyan adamların saygı duyduğu birisiydi.

"Yarkın bence savaş başlatmak istemezsin." diyen Gökbey Bey ile çok şaşırmıştım.

Dilhan ve Yarkın'ı Gökbey Bey'in yaşlarında hayal etmiştim. 

Sandığımdan yaklaşık yirmi yaş daha gençti, Yarkın. 

Öyleyse Dilhan da genç olabilirdi.

Ablamın kırklı yaşlarındaki bir adamla olmasını istemezdim

Gökbey Bey kendi yaşının neredeyse yarı yaşına sahip insanları rakip olarak gördüğüne göre tecrübe olarak Yarkın da bilgiliydi.

Yarkın, "Savaşı siz seversiniz." dedi.

Gökbey Bey, "Aramızda kız var diye mi kibarlaştın? Yoksa sayıca azsınız diye mi korkuyorsun?" dediğinde Yarkın alayla güldü.

"Sen ve senin köpeklerinden bahsediyorum. Yoksa sana saygı falan duymam."

"Kızı ver, olay bitsin."

"Hangi kız?" diye sordu, Yarkın.

Herkes bana dönünce Gökbey Bey, "Bu kız." dedi.

Yarkın bana hızlıca göz attıktan sonra geri Gökbey Bey'e döndü.

"Bu kızın değerini öğrenebilir miyim?" 

"Onu sen daha iyi bilirsin." dedi Gökbey Bey.

Yarkın, "Biliyor musun bu kızı tanımıyorum." dediğinde beni verecek diye korkmaya başladım.

"Sizin ailenin ve bazı mürettebatlarınıza verdiğiniz yüzüğe sahip. Şimdi doğru konuş." 

Gökbey Bey'in dediği ile Yarkın kaşlarını çatarak elime baktı. 

"Kız bizim yüzüğümüzü hak etmiş birisi. Aynı zamanda sen de onu istiyorsun. O yüzden onu sana kesinlikle vermeyeceğim."

Yarkın'ın dediği ile içim rahatlamıştı.

Yarkın, Gökbey Bey'i umursamadan mürettebatına "Kılıçlarınızı geri kılıflarınıza koyun, gidiyoruz." dedi.

Mürettebatı onu dinleyerek kılıçlarını kaldırırken Gökbey Bey, "Bu kadar kolay gidemezsiniz." dedi.

"Hayır, gidebiliriz."

"Yarkın sinirlendirtme beni." diyen Gökbey Bey ile Yarkın, "Bu kızı neden istiyorsun?" diye sordu. 

Gökbey Bey, "Hedeflediğim önemli bir bilgiye sahip ve ona bir ödeme yaptım ama o ödeme yaptığım işi yapmayacak." dediğinde verdiği altın kesesini "Al paranı." dedim ve ona doğru attım. 

Keseyi havada yakalayıp cebine koyarken "Bu yetmez." dedi.

"Kaptan Dilhan'ın sevgilisi, Bercis'i öldürmemi istediğini söylememden korkuyorsun, değil mi? Aa, yanlışıkla ağzımdan kaçtı."

"Seni kaltak!"

Gökbey Bey sinirle bana doğru bir adım attığında Yarkın onu omzundan sertçe tuttu.

"Dilhan ile barış antlaşması imzalamıştın, unuttun mu?" 

"Anlaşmayı bozup sonuçlarını kabullenmişim, size ne?"

Yarkın konuşacakken duyulan asker sesleri ile endişeyle Yarkın'a baktım.

Eğer yakalanırsam ya da üst düzey bir komutan aralarında varsa ve beni görürse sırrım ortaya çıkabilirdi.

Kaçmam lazımdı ama Yarkın'ı bırakamazdım. 

O beni ablama götürecek kilit noktaydı. 

Korsanlar birbirlerine "Kaçın!" diye bağırırken askerler yaklaşmıştı.

Mürettebatını uzaklaştıran Yarkın'ın elini tuttum ve "Koş!" dedim. 

Yarkın, mürettebatlarına bir yandan bakarken elimi kavradı ve koşmaya başladı.

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin