Komutan

3.3K 215 202
                                    

Sabahın ilk ışıklarında uyanırken yan tarafımda bekleyen hizmetliye baktım.

"Günaydın Prenses Asena."

"Sana da günaydın Nira." dedim ve ayağa kalktım.

"Babanız ,Kral Barbaros, sizinle uyandığınız vakit görüşmek istiyordu." dediğinde merakla "Sebebini biliyor musun?" diye sordum.

"Maalesef efendim."

İçimden yine kraliyet işleridir, diye geçirdikten sonra "Giyeceklerimi hazırlar mısın?" dedim.

"Emredersiniz efendim."

Nira kıyafetlerimi hazırlarken banyoma gittim.

Sabah bakım rutinimi hallettikten sonra odama geri döndüm ve benim için hazırlanmış giysilere baktım.

Şık bir elbise tercih etmişti.

Merakla Nira'ya baktım.

"Bugün özel bir olay mı var?"

"Babanızın isteği üzerine bunları hazırladım, Prenses Asena."

Giyim basamağına çıktım ve "Geceleri olduğu gibi günlük yaşamda da korse olmadan gezebilsek keşke." dedim.

Geceleri dışarı kaçtığımda olduğu gibi...

Üzerimdeki çıkarırken Nira, "Nasıl olurdu o zaman Prenses Asena? Bir kadının olmazsa olmaz eşyası korsesidir." deyince "Aynı fikirde değilim." dedim.

"Hakkınız vardır Prenses Asena."

Nira üzerime geçirdiği korseyi sıkarken git gide alabildiğim nefesin güçlüğü azalıyordu.

Göğüslerim, korseden dolayı göze batarken "Babam yalnız mı?" diye sordum.

"Hayır, efendim. Komutan Gencer yanında."

"Ne zamandır babamın yanında?"

"Bir saati aşmış olmalı efendim."

"Yine iş mi konuşuyorlar?"

"Herhangi bir bilgim yok."

Daha fazla soru sormak yerine Nira'nın elbisenin sırt kısmındaki ipleri sıkmasını bekledim.

Gündüzleri hayatım böyleydi.

Kraliyet yemekleri, vazifeler, sahte gülüşler...

Geceleri ise bana aitti.

Sarayın gizli tünellerinden dışarıya çıkıp gönlümce eğlenmeyi, unvanın önemli olmadığı sokaklarda gönlümce gezmeyi seviyordum.

Nira yelpazemi verince hazırdım.

"Takı olarak ne arzu edersiniz?" diye soran Nira'ya "Elbise zaten yeterince süslü. Takıya gerek yok." dedim.

"Siz bilirsiniz efendim."

"Babamlar salonda mı Nira?"

"Öyle olmalılar efendim."

Nira'yı başımla onaylayıp odamdan çıktım.

Merdivenlerden aşağı inerken bir yandan da yelpaze ile kendime serinlik yapıyordum.

Nira korseyi biraz daha sıksaydı nefessiz kalarak ölebilirdim.

Salona geldiğimde kapıyı öncelikle tıktıkladım ve içeri girdim.

Babama selam vermek için dizlerimi kırarak eğilirken elbisemin eteklerini iki parmak ile tutuyordum.

"Biz de senin gelmeni bekliyorduk." diyen babama merakla "Neden majesteleri?" diye sordum.

"Komutan Gencer'i hatırlıyor musun? Ödül töreninde tanıştırmıştım." diyen babamı başımla onayladım.

Komutana baktığımda bana gülümseyerek baktığını gördüm.

Lütfen düşündüğüm olmasın, lütfen düşündüğüm olmasın, lütfen düşündüğüm olmasın...

"Seninle bu akşam bir yemeğe çıkmak istiyormuş." dediğinde içimden dilediklerimin tersi çıktı diye zoraki bir tebessüm yolladım.

"Birlikte yemek yeme isteğim aniden geliştiği ve düşünme zamanı bırakmadığım için üzgünüm prenses." diyen komutana "Önemli değil, komutan. Bu teklifiniz beni oldukça onore etti." dedim.

"Öyleyse bunu bir evet olarak alabilirim." diyen komutan ile babama baktım.

Beni başıyla onaylıyordu.

"Elbette." dedim, gülümseyerek.

"O zaman akşam sizi hangi saatte almamı arzu edersiniz?"

Bu soruyu yanıtlama kısmını babama bıraktım. Sonuçta bu işin altında da o vardı.

"Saat sekizde gelebilirsiniz komutan."

"Emredersiniz majesteleri."

Komutan gitmek için babamdan izin aldığında bana doğru birkaç adım attı.

"Prenses."

Elimi nazikçe kavradıktan sonra üstüne bir buse kondurdu ve "Akşam görüşürüz." dedi.

"Görüşürüz komutan."

Komutan salondan çıktığında babama "Böyle bir planınız olduğunu neden söylemedeniz majesteleri?" diye sordum.

"Evlilik çağına geldin zaten kızım. Hem komutan, başarılı bir adam. İleride çok daha yüksek yerlere gelecek."

"Yine de önceden durumdan haberdar olmak isterdim. Kendimi ona göre hazırlardım."

Babam bana baktıktan sonra tebessüm etti ve "Seni bu evlilik için zorlamıyorum, Asena. Eğer akşam yemekte komutanın bir eksiğini görürsen bana söyle. Daha uygun adaylar buluruz." dedi.

Sorun evlenmek istememem, demek istesem de dudaklarımdan sadece iki kelime süzüldü.

"Peki baba."

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin