Başarısız

1K 109 64
                                    

Odamda tek başıma otururken kapı çalındı.

"Gel!"

Babam içeri girdi, kapıyı arkasından kapattı ve bana baktı.

"Çok güzel görünüyorsun."

"Sağ ol baba."

"Seni götürmeye geldim."

"Biliyordum." dedim, ayağa kalkarken.

"Sanki seni bir daha görmeyecekmiş gibi hissediyorum. "

Gülümseyerek "Evlendikten sonra sadece oda değiştireceğim. Yine saraydım." dedim.

"Odan sarayın diğer ucunda."

"Babacığım..."

Babamın gözleri dolarken ona sarıldım ve "Üzülme, ben hep seninle kalacağım." dedim.

Babam saçlarımı okşarken "Sen olmasan n'apardım ben?" diye sordu.

"Deme öyle, ben hiç gitmeyeceğim. Senin yanında yaşayacağım."

"Başka bir adamla."

"O adam dediğin senin seçtiğin komutan."

"Olabilir."

"Gencer ile mutlu ve senin yanında olacağım."

"Evlenecek kadar büyümüş olmana inanamıyorum."

"İnanmalısın. Çünkü yürüdüğümüz bu yolun sonunda beni Gencer'in ellerine vereceksin. Onunla evlenmem için..."

Babam bana cevap verecekken dışarıda top sesi duyuldu.

Korkuyla babama yaklaşırken babam kaşlarını çattı.

"Ne oluyor?" diye sordum.

Dışarıdan bağırışlar gelirken babam, "Odanda kal ve bizden başkasına kapını açma." dedi.

"Baba ne oluyor?"

"Bilmiyorum. Bakmaya gideceğim."

Babam başka bir şey dememe izin vermeden çıkıp gidince pencereden dışarıya baktım.

Denizi gören odam sayesinde kıyıdaki korsan gemilerini fark edebilmiştim.

Ne Dilhan'ın ne de Yarkın'ın gemisine benziyordu.

Ne de normal bir gemiye...

Dilhanlardan öğrendiğim bilgiler bu korsanların Bermuda Şeytan Üçgen'inin çevresinde oluşuydu.

Öyleyse bunun anlamı Bermuda Şeytan Üçgen'i kıyıya oldukça yaklaştığı idi.

Çevrede koşturan insanları ve askerleri sadece izlemek hoşuma gitmezken kendimi tutamadım ve gizli geçidi açtım.

Dışarı çıkamazdım ama buradan yardım edebilirdim.

Gizli geçidin içine sakladığım ok ve yayı aldıktan sonra geri penceremin yanına geçtim.

Sadece görüş alanıma girmelerini beklemem lazımdı.

Saraya girmeye çalışan yaratıkları görünce korkuyla bağırdım.

Onların insan olmayan korsanlar olduğunu tahmin etmiştim ama böylesini...

Hayır!

Kesinlikle bunları tahmin etmemiştim.

Kolları yerine dokunaç olanları mı ararsın, kuyrukları olanı mı...

Bunlar deniz hayvanları ile insanların birleşiminden oluşmuş canavarlardı.

Şimdi korkmanın zamanı değildi.

Yayıma bir ok yerleştirdikten sonra askerlerimizin üzerine saldıran bir korsanın gövdesine oku fırlattım.

Ok göğsüne saplanırken yüzü bana dönmüştü.

Sinirlendiği ise pullar ile kaplı yüzünden belli oluyordu.

Diğer korsanlara beni işaret ettiği an başıma iş açtığımı anlamıştım.

Diğer korsanlar benim olduğum tarafa saldırmak için gelirken yayıma yeni bir ok yerleştirdim.

Bana doğru koşan korsanları alt edemeyeceğimi anladığımda Yarkın'ın hediye ettiği yüzüğü alıp camdan aşağı baktım.

Korsanlar duvarı tırmanıyordu.

Hangi deniz hayvanının böyle özelliği vardı?

Yarkın korsanlar ile bire bir savaşmamam gerektiğini kılıç istediğim zaman söylemişti.

Haklıydı, onlara karşı şansım yoktu.

Vakit kaybetmeden gizli geçide girdim ve arkamdan duvarı örttüm.

Gizli geçitte nereye kadar kalabilirdim?

Saray, denize yakındı.

Eğer sarayı hedef alan bir top fırlatırlarsa bu tünelde ölebilirdim.

En mantıklı karar olduğunu umut ederek tüneli aşarak ormana geçtim.

Burada fazla kişi yoktu.

Babamı bulmam lazımdı.

O beni en güvenli yere götürürdü.

Sarayın ön taraflarına doğru koltuğumda babam ve Gencer'in bir arada olduğunu gördüm.

Gencer'in üstünde damatlığı vardı.

Düğün günümüzde daha önce varlığından haberdar bile olmadığı korsanlar ile savaşıyordu.

Gencer, babama bir şeyler söylerken arkalarından yaklaşan korsanları gördüm.

Endişeyle "Baba!" diye bağırdığımda ikisi de bana döndü.

Gencer tehlikeyi fark edip müdahale etmeye çalışsa da başarısız olmuştu.

Babamı öldürmüşlerdi.

Babamı gözlerimin önünde sırtından sokup göğsünden çıkardıkları kılıç ile öldürmüşlerdi.

Gördüklerime inanamazken Gencer yanıma koştu ve elimi tutarak beni buradan uzaklaştırmak için koşmaya devam etti.

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin