Saklanın

856 86 25
                                    

Yarkın'ın odasından aldığım silahı Yarkın'ın verdiği kılıfa yerleştirdikten sonra kılıfı belime bağladım.

Hazırdım.

Merakla "Ne zaman gideceğiz?" diye sordum.

"Dilhanların mağaranın diğer tarafına vardığından emin olmalıyız. Eğer onlar varmadan saldırıya geçersek haritayı elimizden kaçırabiliriz."

Yarkın'ın söylediklerini başımla onayladım.

"Anladım..."

Heyecandan elim titrerken Yarkın, "Sakin ol. Benim bir gözüm hep sende olacak. Birisinin sana zarar vermesini engellerim." diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı.

"Ondan hiç şüphem yok."

"Öyleyse o elin titremesin." diyerek gülümseyen Yarkın'a "Eskiden böyle değildi." dedim.

"Nasıl?" diye sordu.

"Saraydan kaçıp onca suç işlerdim. Kaç kez ölümün kıyısından döndüm ama rahattım. Eğleniyordum. Çünkü babam vardı, babam beni korurdu. Ayrıca endişeleneceğim başkaları yoktu."

Derin bir nefes verdim ve devam ettim.

"Şimdi babam yok. Kraliyet mensubu olmam beni korumuyor, denizdekiler kim olduğumuza bakmıyor ve... Ve sizler varsınız artık. Sizlere bir şey olacak korkusu, heyecandan kaynaklanan eğlencemin önüne geçiyor."

"Bu işe yeni başlayan birisi için gayet normal."

"Sizlerde bu olmuyor mu yani?" diye sordum.

"Oluyor. Hem de seninkinden fazla. Çünkü bizler olabilecek olasılıkları daha iyi biliyoruz ve denizde çok ölüm gördük ama alıştık da. Artık ölümler eskisi kadar etkilemiyor."

"Sizin gibi olmak istemiyorum öyleyse. Her ölene hak ettiği kadar üzülmek istiyorum."

"Üzgünüm ama burada işler böyle yürüyor."

İsteksizce surat asarken Yarkın elimi tuttu.

"Alışacak kadar ölüm görmene engel olacağım."

"Herkesten önce kendini koru." diye karşılık verdim.

"Senden sonra tabii ki."

"Akıllanmazsın."

"Akıllanamam sana."

Bu dediği beni gülümsetirken Bagatur, "Kaptan, Dilhanlar yerini almış olmalı." dedi.

Yarkın onu başıyla onayladıktan sonra mürettebata "Herkes yerinde mi?" diye bağırdı.

"Evet kaptan!"

Yarkın dümeni kırarak mağaranın ağzını kapatmayı hedefliyordu. Dilhan da öyle yapacaktı. Böylece onları iki ateş arasında bırakacaktık.

"Birazdan mağaranın ağzına geliriz. Aşağı benim arkamdan ineceksin." 

"Emriniz olur kaptan."

Yarkın dediğime gülümserken hazırlandım. 

Daha önce çatışmaların içinde bulunuştum ama ilk kez böyle bir saldırının içinde olacaktım.

İçimdeki heyecanı tarif etmek zordu.

Yarkın gemiyi mağaranın girişine yaklaştırdığı an bağırdı.

"Ateş!"

Onun ardından merdivenlerde duran bir adamı aşağıya ses gitsin diye "Ateş!" diye bağırdı. 

Yarkın'ın mürettebatı ateş başlattığında bir yerden daha ateş sesi gelmeye başladı.

Dilhan ve Bercis olmalıydı.

Yarkın, "Bagatur aşağıya!" diye emir verdiğinde Bagatur ve Yarkın'ın daha önce ayarladığı bir grup korsan aşağı sarkıtılan ipler ile aşağıya indiler. 

Hedefimiz sadece onları öldürmek olsaydı toplar ile ateş ederek işlerini hallederdik ama harita onlardaydı. 

Yüz yüze savaşmaktan başka çaremiz yoktu.

Yarkın bana baktı ve "İnmeliyiz." dedi.

"Peki kaptan."

Aşağıya sarkıtılan iplerden birinin yanına geldiğimde hiç düşünmeden aşağıya indim.

Ardımdan aşağıya inen Yarkın'ın bana gururla baktığını görünce nedenini anlamak için ona baktım. 

"Hayırdır kaptan?" 

"Seninle gurur duyuyorum kızım."

Bu dediğine gülümsedim. 

"Ama neden?"

"Onu sonra anlarsın. Şimdi gidip o haritayı bul."

"Gözün arkada kalmasın."

Yarkın gülümserken mağaranın içerisine doğru koşmaya başladım.

Önden bir grup gittiği için koşarak gitmek korkutmuyordu.

Mücadele etmekte olan korsanları gördüğümde gözüm haritayı taşımak için yetkili olan birini arıyordu. 

Dilhanlardan da korsanlar mağaraya girerken bu savaşı kazanacağımıza emindim.

Sayıca üstündük ve birçoğunu toplar ile öldürmeyi başarmıştık.

Dilhan ve Bercis lanetli korsanlar ile savaşırken Yarkın çevreye bakıyordu.

Sadece bakıyordu.

Birini mi arıyordu?

Yoksa bir sorunu mu?

Yarkın kaşlarını çatarak düşünürken dışarıda kalması gereken gemiler içeriye doğru hareket etti.

Bercis, "Dışarıda kalmalılardı. Neden kaçıyorlar?" diye bağırdığında Yarkın durumu fark etmiş gibi başını yukarıya kaldırdı.

"Geleceğimizi biliyorlardı! Saklanın!"

Ben neler döndüğünü anlamazken bizim gemilerimizin arkasından lanetli korsanların gemileri göründü.

Nereye saklanacağımı bilemeyerek çevreme bakarken Yarkın beni fark etti.

Koşarak yanıma gelince belimden tutup beni mağaranın içindeki suya çekti.

Birlikte suya düşerken ateş sesleri duyulmaya başlamıştı.

Yarkın sıkıca bana sarılırken vücudu kasılmıştı.

"Yarkın?"

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin