Görev

1.4K 157 71
                                    

Yarkın ile gemisine geldiğimizde herkesin bakışları beni bulmuştu.

Her yeni gelene böyle bakıyorlar mıydı? Yoksa başka bir sebebi mi vardı?

Büyük ihtimalle kimliğimi ve neden burada olduğumu anlamaya çalışıyorlardı. 

"Kaptan." diyerek gelen bir korsana döndü, Yarkın. 

"Mürettebat olarak kadının kim olduğunu merak ediyoruz. Dün gece yaşanılanları da açıklamadınız."

"Dilhan'ın gemisine gitmesi gerekiyor. Asena'yı da oraya götürecek olan kişi biziz."

Mürettebat kendi arasında konuşmaya başlayınca Yarkın, "Asena benim misafirimdir. Ona sarkıntılık etmeye kalkışanı denizin en dibine yollarım. Anlaşıldı mı?" diye sordu. 

"Anlaşıldı kaptan." 

"Şimdi herkes çalışmaya başlasın. Bu gemi tek başına hareket etmeyecek." 

Mürettebat onu onaylayarak çalışmaya başlarken benim kim olduğumu soran korsana Yarkın, "Rotayı hatırlıyor musun?" diye sordu. 

"Evet kaptan."

"Sen dümene geç, ben birazdan geleceğim." 

Korsan onu onaylayarak dümene yürürken "Yardımcı kaptan mı?" diye sordum. 

"Öyle de denilebilir. Şimdi benimle gel, nerede kalacağını sana göstereceğim."

"Arkandayım Korsanın Oğlu."

Lakabı hoşuna gittiği için gülümserken merdivenlere yöneldi. 

Birlikte aşağıya indiğimizde en arkadaki hamağı işaret etti ve "O yatak boşta, orada kalacaksın." dedi.

"Yatak?" dedim sorarcasına. 

"Korsanlar için hamak bir yataktır."

Hamağıma otururken "Herkes burada mı kalıyor?" diye sordum. 

"Ben hariç, evet. Herkes burada kalıyor." 

"Alt kat?" 

"Depo ve zindan var." 

"Anladım." diye mırıldandım ve katın kalanına baktım.

Herkesle aynı anda burada kalmak tuhaf olacaktı. 

Onca erkeğin içinde rahat edebilirim umarım.

Yarkın'a baktığımda şikayetçi olmamı bekliyormuş gibi bana baktığını fark ettim.

"Çok güzel, sevdim burayı." 

"Emin misin? Fazla uzaklaşmadan seni kayık ile evine gönderebilirim."

"Eminim. Eğlenceli ve heyecanlı olacak. Dün gece aldığım hazzı düşünüyorum da bu yolculuk daha da efsane olacak. Şimdiden hissediyorum yaşanacakları."

Yarkın dediğime gülerek "Denizler hakkında hiçbir şey bilmiyorsun." dedi.

"Sen de denizleri abartıp duruyorsun. Bilmediğim ne var bu denizlerde?"

"Ölüm." 

"Ölüm her yerde yaşanır."

"Ama denizlerdeki katiller, karadakilere benzemez."

"Hangi anlamda?" diye sordum. 

"Seni, beni, herkesi tek bakışıyla öldürecek korsanlar tanıyorum."

"Güçlü olabilir ama hiçbir insan tek bakışıyla öldüremez."

"Ah seni masum prensescik. Dua et, lanetleri bedenlerini ele geçirmiş korsanlar ile karşı karşıya kalmayalım."

"Lanetli... Ne?"

"Lanetli korsanlar."

"Çocuk hikayelerine mi inanıyorsun?"

"Dostlarımı gözümün önünde öldürenlerin varlığına inanıyorum."

Kaşlarımı çattım ve "Beni korkutmaya mı çalışıyorsun?" diye sordum. 

"Korkuyu yolculukta hissedeceksin."

Ayağa kalktım ve Yarkın'ın gözlerinin içine bakarken "Ben korkudan zevk alıyorum, kaptan. Beni korkutmak için daha etkili bir yönteme ihtiyacın var." dedim. 

"Hamağını kemiren bir sıçan var."

Çığlık atarak arkama baktığımda sıçanla karşı karşıya kaldım.

Korkarak Yarkın'ın arkasına saklandım ve "At bunu gemiden." dedim.

Yarkın sıçanı eline aldı ve "Junior kaptanı gemiden kovamazsın." dedi.

"Ne? Bir de adı mı var?"

"Tabii var. Hatta kendisinin junior tayfası bile var."

"Yarkın bunlar ile yaşanmaz."

Yarkın sıçanı geri yere bıraktığında sıçan hızlıca gözden kayboldu.

"Yarkın ya uyurken gelip kulağımı kemirirse?"

"Yukarı çıktığımızda mürettebatımın kulaklarına bak. Kulağının üstü olmayan ya da kulak memesi kemirilmiş korsanlar var."

"Ya Yarkın."

"N'oldu? Dönmek mi istiyorsun?"

Sinirle "Hayır, kalacağım. Bercis'in yanına gideceğim." dedim. 

"Sen bilirsin."

"Ee şimdi ne yapacağım? Sonuçta bir korsan olma yolunda gidiyorum."

"Öyleyse Korsan Prenses sana her korsanın ilk yaptığı görevi vereceğim." dediğinde heyecanla "Ne görevi?" diye sordum. 

"Çok mu heyecan yaptın?" 

"Çok." 

"O zaman heyecanını arttıralım. Gözünü kapat."

Mutluluktan havalara uçarken gözlerimi yumdum. 

Yarkın elimden tutup bana yön verirken düşmemek için elini kavradım.

Kısa bir yürüyüşün sonunda durduk ve Yarkın, "Gözlerini açabilirsin." dedim.

Gözlerimi açtığımda kızarak Yarkın'ın elini bıraktım.

"Bu ne?"

"Su dolu kova ve paspas. Ayrıca bez. Güverte temizlenecek."

"Gerçekten herkes ilk zamanlarında bunu mu yapıyor."

"Evet. Eğer hoşuna gitmediyse bırakabilirsin."

Sinirle paspası aldım ve "Yaparım." dedim.

"Hızlı ve titiz ol." diyerek giden Yarkın ardından kovayı kaldırmaya çalıştım.

Kova yerinden kımıldamayınca kovayı sürüklemeye çalıştım.

"Bu kova bozuk!"

Yarkın merdivenlerin başında bekliyor olmalı ki "Sensin bozuk!" diye bağırdı.

"Kovayı yukarı çıkarsan en azından."

Yarkın geri aşağı inerken "Sen nasıl korsan olacaksın?" diye sordu. 

"Geçici korsan olacağım sonuçta. Onun için kas yapmama gerek yok." 

Yarkın kovayı güçlük çekmeden kaldırırken "Korsanlık ömür boyudur." dedi.

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin