Korsan

2.2K 187 520
                                    

Komutan ile yemek yerken stresten sıcak basmıştı.

"Sizi bu yemeğe çıkarma sebebimi biliyorsunuzdur." dediğinde ona baktım.

"Evet, biliyorum." 

"Babam, komutan Abay, kralımıza bir hafta önce bizi evlendirmek istediğini bildirmiş. Kralımız da size layık olacağıma karar kılınca bu akşam yemeğine onay verdi."

Elimdeki çatalı bıraktıktan sonra derin bir nefes aldım.

"Bu durumdan yenice haberdar olduğum için pek bir şey diyemiyorum, kusuruma bakmayın." dedim.

"Sizi anlıyorum. Bu yüzden siz emin olmadan başka bir adıma geçmeyeceğim."

"Anlayışınız için teşekkür ederim."

Ortamda bir sessizlik oluşunca konuşma ihtiyacı duymuştum.

"Katıldığınız ve öncelik ettiğiniz savaşlardan dolayı ülke çapında duyulmuş bir komutansınız. Yine de bu kadar savaş gören bir komutanın konuşma tarzına sahip değilsiniz."

Komutan bana şaşırarak bakınca "Patavatsız konuşmalarım yüzünden özür dilerim. Sadece tanıştığım diğer komutanların konuşurken seçtiği kelimeler ve telaffuzları sizinkilerden çok farklıydı." dedim.

"Patavatsız bir cümle kurmadınız, özür dilemeyin lütfen. Ben sadece böyle bir iltifat beklemiyordum."

Utanarak başımı öne eğdiğimde komutan, "Birçok savaşa katıldım ve dediğiniz gibi bu işte olanların konuşma tarzı daha kaba olur. Özellikle korsanlar ile karşı karşıya kaldığımızda onlardan duymadıklarımız kalmıyor. Beni onlardan ayıran bu özelliğimin sebebi babam. Benim sizin gibi bir soylu ile evlenmemi istediği için konuşma eğitimleri almamı sağlamıştı." dedi.

Konu ilgimi çeken bir yere geldiği için hevesle komutana baktım.

"Korsanlar ile karşı karşıya mı geldiniz?"

"Birçok kez. Onlar kadar pis ve saygısız insanlarla daha önce karşılaşmamıştım."

"Korsanların azaldığını duymuştum, doğru mu?" diye sordum, merakla.

"Sadece üç büyük korsan kaldı. Onları da yakın bir zamanda tutuklamayı hedefliyorum."

"Küçükken bir korsanın oğluyla karşılaşmıştım." derken yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu.

"Bu sizin için dehşet verici bir anı olmalı, iyi misiniz?"

"İyiyim. Aslında onlardan biriyle tanışmayı deneyimlemek hoşuma gitmişti."

Merak ve ilgiyle bana baktı. 

"Anlatmak ister gibi bakıyorsunuz." 

"İstiyorum çünkü."

"Sizi sabahlara kadar dinleyebilirim, lütfen kendinizi durdurmayın."

Gülümsedim ve o günü tekrardan hatırladım.

"O zamanlar daha annem ,kraliçe, ölmemişti. Bu yüzden babam daha esnek davranıyordu. Esnekten kastım hizmetliler ile bahçede dolaşmak."

Komutan dirseğini masaya yasladıktan sonra elini yumruk yaparak yanağına yasladı.

Bakışlarını üzerimden çekmiyordu.

"Ben biraz macera seven bir çocuktum. Bu yüzden tek başıma bahçeden dışarıya çıkmıştım. Daha önce tek başımla dışarıya hiç çıkmamıştım."

"Bana kaybolduğunu söyleme." dediğinde gülerek "Kayboldum." dedim.

"Şu anda nerede kaybolduğunuzu biliyor musunuz?"

"Korsanların çok olduğu barlar sokağına girmişim."

"Orası cehennemden farksız. Şükürler olsun, iyisiniz."

"O gün yanıma benimle yaşıt ya da benden biraz büyük bir çocuk gelmişti ve onunla saatlerce oynadığımı hatırlıyorum. Korsan çocuğu olduğunu babası gelince anlamıştım."

Komutan endişeyle "Size bir şey yapmadılar, değil mi?" diye sordu. 

"Hayır, yapmadılar. Hatta babası beni seçkin insanların yaşadığı bölgeye yakın bir yere bırakmıştı. Böyle bulunmuştum."

"Sanırım o adam sizin kim olduğunuzu anlayarak babanızın yapabileceklerinden korktu. Aksi halde bu kadar kolay kurtulamazdınız."

Aynı düşüncede değildim. 

Bence korsanlar özgürlüğü karada bulamadıkları için ruhlarını denize teslim eden savaşçılardı.

"Haklısın." dedim yine de. 

Kendi düşüncemi sadece geceleri korsanlar gibi özgürlüğe kavuşamamış insanlara anlatabilirdim.

Boşluğuma geldiği için "O gün korsanın çocuğu bana bir yüzük vermişti. Korsanlara özgü bir yüzükmüş." dedim.

"O yüzükten hangi korsan gemisinden olduğu bulunabilir. Muhtemelen babanız o yüzükten onları bulmuştur." 

Yüzükten haberi olsa elbet bulurdu.

Yüzüğü benden almamaları için bunu onlara söylememiştim. 

İleride bunun konusu açılırsa sorun çıkmasın diye "Maalesef yüzüğü öncesinde kaybettim." dedim.

"Elbet o korsanın bulunduğu mürettebat yakalanmıştır. Bunu dert edinmeyin."

Tebessüm ettim.

"Etmem, teşekkürler."

Komutan da bana gülümseyince önüme döndüm. 

Korsan PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin