Korsan Prenses

Ateş

Birlikte kıyıya geldiğimizde Yarkın yavaşça elimi tuttu.

"Yarkın."

Birbirimize karşı var olan hislerimizi reddedilemez bir boyutta olsa dahi ben son olaylar olmasa evli bir kadın olacaktım.

Şu an yalnızız ya da Gencer yok diye yakın olmamız doğru değildi.

"Ne diyeceğini tahmin edebiliyorum. Sadece biraz vakit istiyorum."

Sessizce başımla onu onayladım.

Kaptan Gökbey'in gemisinin alt katından denize atlayan bir kişi gördüğümde kaşlarımı çatarak "Ne oluyor?" diye sordum.

Kıyıya doğru yüzen kişi Bercis'e benziyordu.

Benzemek ile de kalmıyordu.

Oydu.

"Biz korsanlar eğer bir anlaşma yapıyorsak bu anlaşma denizler ile kutsanır. O yüzden anlaşmada üstümüze düşeni yapmazsak cezalandırılırız."

"Bunun bağlantısını çözemedim."

"Bu yüzden bizler anlaşmada üstümüze düşeni yaparken karşı tarafa tuzaklar kurarız. Anlaşmanın açığını ararız."

Bercis kıyıya yaklaştığında Yarkın elini elimden çekti ve Bercis'in yanına gitti.

"Haritayı aldın mı?"

Bercis kıyıya çıkarken cebinden naylon bir pakete koyduğu haritayı çıkardı.

"Ben haritayı almak için gemiye çıkarken biri bile fark etmedi beni."

"Diğer işi halledebildin mi?"

"Sorman ayıp kardeşim."

"Öyleyse bize beklemek düşüyor."

"Neyi?" diye sordum.

"Sadece bekle küçük." diyen ablamın sözünü dinleyerek olacakları beklemeye başladım.

Kaptan Gökbey'in "Ateş!" diye bağırdığı duyulunca endişeyle Yarkın'a baktım.

Yarkın'ın gözleri önünde gemisine ateş açacaktı.

Bir kaptana gemisinin batışını izletemezdi.

Hiç düşünmeden Yarkın'ın önüne geçtim ve "Oraya bakamazsın." dedim.

"Asena."

"Yarkın onlar senin gemine ateş açacaklar. O gemi babandan yadigar. Yıkılışını izleyemezsin."

Yarkın bana gülümserken "Güzel korsanım." dedi.

"Özür dilerim. Ben o deniz canavarlarından kaçmak için kendimi Kaptan Gökbey'e esir olarak verdirtmeseydim bunlar olmazdı. Ölmemek için başka yol bulamadım." derken patlayan top sesleri irkilmeme neden olmuştu.

Yarkın irkildiğimi fark ettiği için bana sarılırken kulağıma fısıldadı.

"Denizlerde bir kural vardır."

"Ne kuralı?"

"Bulan alır."

"Anlamadım."

Yarkın kollarımdan tutup arkama dönmemi sağladığında yanan Kaptan Gökbey'in gemisini gördüm.

"Kaptan Gökbey'in gemisinin yanında duran gemi ne kadar da güzel. Bir sahibi olmadığına göre gidip alabiliriz."

Kendi gemisinden bahsediyordu.

"Bu nasıl oldu?"

"Toplarıyla biraz oynama fırsatı buldum. Onlar topları ateşlediği an kendileri patladı."

Bercis'in açıklaması beni rahatlatırken Kaptan Gökbey'in gemisinden kaçan korsanları işaret ettim.

"Onlar ne olacak?"

Bercis, "Onları Dilhan'a bırakalım." derken gemisiyle gelip Kaptan Gökbey'e ateş açan Dilhan görüldü.

Hayranlıkla "Kaptan Gökbey istese de cevap veremez. Hem gemisi yanıyor hem de sağlam toplar ile karşılık vermeye çalışsa bir patlama daha olur." dedim.

"Biz bu denizlerin yabancısı değiliz. Gemimizi de kendimizi de korumasını biliriz." diyen Yarkın'a Bercis, "Ulan haber gelir gelmez gemini direkt verip kardeşimi almaya çalışan sen değil miydin?" diye sordu.

"Öncelikle birbirimizin sağlığını korumalıyız."

"Sonrasında da bizim gemimize yeni gemi bulana kadar yerleşmek istemedin mi?"

"Olabilir ama sonradan çözüm bulduk."

"Çözümü Dilhan ile ben buldum."

"Olabilir. Sonuçta bulduk."

Bercis onaylamayarak başını sallarken Yarkın, "Peki sen korsanların eline nasıl düştün Asena?" diye sordu.

"Kıyıya saldırı oldu. Gencer de beni koruyamamaktan korkarak donanma ile beni senin yanına yolladı ama yoldayken saldırıya uğradık."

"Benim yanıma mı?" diye soran Yarkın'ı başımla onayladım.

"Senin beni koruyacağına inanıyordu. Sonuçta sen bu canavarlar ile denizde çok kez mücadele ettin."

Yarkın ve Bercis, Gencer'in çaresizliğini anlarken ablama baktım.

Ablam kendisine olan bakışlarımdan şüphelenirken "Babamı kaybettik." dedim.

Ablam durumu sindirmek için duraksarken "Gözlerimin önünde öldürdüler onu." dedim.

Gözlerim dolarken ağlamamak için derin nefesler aldım.

"Gemide konuşalım bunları. Daha sağlıklı olur." diyen Yarkın ile Bercis sessizce yürümeye başladı.